(2005 1 Ocak)
Evet annem beni seçmişti.Aslında pişman dı beni seçtiğinden ama zorundaydı başka bir çaresi yoktu.
Annem sabaha kadar uyumadı nedeni ise babam dı sabaha kadar onun gelmesini bekledi gözü sadece kapıdaydı. Babam sadece o akşam gelmedi bir yıl boyunca o kapı ne çalındı nede açıldı.
Artık ben doğmuştum hatta üç aylıktım.
Yeni yıla girdiğimiz ilk gün annemin hayatı daha betere gidiyordu.
Çünkü artık benimle ilgilenemiyor du gücü yoktu yemesiydi beziydi kıyafetiydi parası yetmiyordu o gün babamı aramayı cesaret etti.
"Alo Cemal biliyorum aramamı istemiyorsun ama nolur dinle hak vereceksin bana.Bak karnında bir bebek var diye düşün bir canlı ya bir canlı ona nasıl kıyabilirsin hayır yapamazsın. Dünyaya yeni bir bebek doğuracaksın ya anla beni ama hayır ben seni seviyorum Cemal Cemal"
Sadece annemin sesi duyuluyordu çünkü babam yüzüne kapatmıştı.Annem artık dayanamayıp Ağlamaya başlamıştı.Ne yapabilirdiki ağlamaktan başka çaresi yoktu.
Sadece o ve bir bebek vardı...(Günümüz)
Artık ben bir genç kızdım kendi ayaklarının üzerinde duran herşeyle baş eden bir kızdım babasının sözünü değil kendi istediğini yapabilecek derecede bir kızdım.
Ve öyle yapacaktım o Tiyatro Yayın Evine gidecektim ve hayalimi gerçekleştirecektim.Mutfağa doğru gidip ananemin yanağına bir öpücük kondurdum.
"Günaydın"
"Günaydın Ankam" dedi ananem.
Ve mutfaktan ayrıldım ve saate baktım saat 1.20'di yani tam olarak 1 saat 10 dakikam vardı.Duş aldım ve kıyafetlerimi giydim ardından yine mutfağa girdim ağzıma iki adet bisküvi tokuşturdum ilaçlarımı içtim ve ananeme görüşürüz demek için salona yöneldim.
"Anane ben gidiyorum görüşürüz öptüm" dedim.
"Görüşürüz kızım kendine iyi bak" dedi ananem ve üvey babamla göz göze geldim.
"Bana görüşürüz yokmu Anka"o adımın adımı ağzına aldığında bile gıcık oluyordum hele bu tavırlarına.
"Yok cici babacım"dedim sinirli bir tonla.
"Unutma iki saat"gerçekten takmıştı kafayı bana iki saat içinde gelmesem ölücekti sanki.
"Unutmadım merak etme Hee buarada eğer geçikirsem kusura bakma artık cezamı verirsin"dedim ve salondan çıktım onu o kadar kızdırmıştımki apartmanın dışından bile
"Defol"diye bağırışı duyuluyordu.Buarada dediğim doğruydu bu sefer onu önemsemeyip istediğim saate kadar dışarıda durucaktım.Yine gelmiştim içeri girdim ve ordaki bir çalışana soru sordum.
"Acaba Prova odası ne taraftaydı?"
Diye sordum ama belliki onu biri kızdırmıştı ki bu kadar sesli ve şiddetle konuşuyordu.
"Bilmiyorum pardon biliyorum üstkatta sağa dönünce görürsünüz zaten"
"Teşekkür ederim"dedim insan bir rica ederim derdi onu bile demedi.
Asansör kapısının önüne geldim tam düğmeye basıcaktım ama cesaret edemedim çünkü asansör fobim vardı küçükken 3 saat boyunca asansörde kalmıştım ancak binersem iki üç kişiyle biniyordum.Cesaret edip tam basıcaktım ki bir el benim yerime düğmeye bastı. Evet kadın eli kadının olduğu yere baktım ve Temmuz olduğunu farkettim.
"Bakıyorum sana kaç dakikadır basmıyosun şu düğmeye gıcık olup ben bastım"dedi isyanla.
"Napiyim asansör fobim var maelesef"dediğim sıra asansör geldi ve içine girdik şanslıydımki yanımda biri vardı.
"Teşekkür ederim"dedim birden Temmuz bana anlam vermeye çalışarak bakıyodu.
"Niye teşekkür ettin ki?"
"Sen olmasaydın asla bu asansöre binemezdim başkası olmadığında binemiyorum"
"Teşekküre gerek yok bende gelicektim sonuçta"dedi ve haklıydı aslında sonunda durdu asansör ve indik kadının dediği yere sağa doğru baktım ve ikimizde o yöne doğru yürüdük.Prova odası yazılı odaya girdik.
"Ne güzelmiş bura" dedi birden Temmuz dediği kadar vardı koltuklar sahne o kadar güzlediki led ışık bile vardı heryeri aydınlatmışlardı.Yerlere bakarken birinin bize doğru yaklaştığını gördüm.
"Meraba siz yeni oyuncularsınız heralde"dedi eski zamanlarki gibi pala bıyıklı bir adam.
"Evet selam ben Temmuz Adanır"
"Bende Anka Soyan"dedim sonunda adımı söylemiştim çünkü en son ne yaşandığımı hepimiz biliyoruz.
"Memnun oldum bende yeni hocanız Erdem Başçı şöyle koltuklara oturabilirsiniz birazdan herkez gelir ve size ne yapacaklarımızı anlatırız" dedi Erdem Hoca
"Tamam teşekkürler hocam" Temmuz bu cümleyi kurduktan sonra en arkada ki koltuklara oturduk ve teker teker insanlar geliyodu her insan geldiğinde Temmuz o kişiyi yorumluyor du.
"Şu kız ne giymiş ya çöp poşeti giyseydi daha yakışırdı" o kadar sesli gülmüştüm ki etrafımda ki herkez bana bakıyordu.
أنت تقرأ
Son 1 Gün
Teen FictionBir anka kuşunun ağacın üstüne konup gün batımını izleyişini hiç farkettiniz mi?