Sıradan mı?

21.1K 828 988
                                    

"Şiirin bile kurtaramadığı, sıradanlık..."

Şükrü Erbaş

/Başlamadan önce sevdiğiniz bir emoji bırakabilir misiniz?/

-

02.02.2023- İzmir

Sıradanlık tam olarak neydi? Bütün insanların bu soruya farklı yanıtları olduğu kesindi, ama insanlık kesinlikle sıradan değildi. Hayatım boyunca kendimi hep ortalama gördüm. Yaşantım, ailem, maddi ve manevi tüm durumlarım hepsi sıradandı. Hayatımda farklı kategoriye sokabileceğim değişik olaylar olmamıştı. Değişik olan tek şey hayallerimdi belki de...

Sare ile oturmuş kahvemi yudumlarken, bir yandan tanımadığım insanların büyük telaşlarını izliyordum. Herkes bir işe koşuşturuyor gibi, herkesin çok önemli işleri var gibiydi. Aslında hepsi dünyevi ve boş işlerdi. Özel üniversitede okumanın kötü yanları çoktu. En beteri de burada herkes birbirine sevdalıydı ve tek işleri birbirleriydi. Kıyafet değiştirir gibi sevgili değiştirmekten ne yorulurlardı ne de utanırlardı.

 Benimse hayallerimi süsleyen kimse yoktu, uzun süre de olmayacak gibi duruyordu.

"Nasıl hissediyorsun?" Buna verilecek tek bir cevap vardı. Hissetmiyorum.

"Bir şey hissetmiyorum, yirmi iki yaşındayız on beş değil, geçti gitti." Geçip gitmişti. Daha çok sıcak ve tazeydi ama hemen sönmüştü. Alev almasını beklemiştim ama duygularımın yoğun olmayışı buna engeldi.

Gökyüzüne doğru bakıp derin bir nefes aldım. Her kız 'karıya kıza doymuş erkek' modeli ararken ben mümkünse henüz tadına bakmamış olandan istiyordum. Evet, imkansızı. Evren'in onlardan olmadığına kendimi bir yıldır inandırdım derken dün kendisinin Hande ile uzun süredir sevgili olduğunu öğrenmiştim. Berk ve Sare bana gelip durumu anlattığında üzülmemiştim. Hande çok yakın olmasa da arkadaşımızdı, zaten hiçbir zaman ona yakın hissedememiştim kendimi. Evren beni hep oyalayarak konuşur, 'cepte bu kız' gözüyle bakardı. Bunlardan dolayı Hande'yi gizlediğine, söylemediğine adım kadar emindim. Fakat Hande nasıl bu kadar yüzsüz olup bunları kabullendi anlamlandıramadım.

Böyle şeyler için çok büyümüş hissediyordum kendimi. Böyle oyunları, hareketleri lisede bırakmıştım. Ya bu insanlar kötü gün görmemişti ya da benim fazlasıyla görmüşlüğüm, geçirmişliğim vardı.

Evren benim hayatımda büyük bir yer hiçbir zaman kaplamamıştı. Kendimden, olduğum yerden kaçışımdı belki de. Ben kendimden kaçarken doluya yakalanmıştım.

Bugün yine o salı günlerinden biriydi. Akalp bazı salı günlerinde ortadan kaybolurdu ve bunun sebebini dört yıldır öğrenememiştim. İlk gitmeye başladığında fark etmemiştim ama sonra bu gidişler bir düzene girmişti. Hayatımda sayabileceğim tek gizemli olay bu olabilirdi. Bana anlatması için kaç takla attım bilmiyorum. Sadece bir gece uyukladığı bir zamanda "Onun gelmesine az kaldı." gibi bir şeyler söylenmişti ama bunun ardına hiç düşmedim.

Akalp benim çok yakınımdı. Aramızdaki bağın adı kardeşlik veya dostluk değildi. Farklı bağlarımız, farklı yakınlıklarımız vardı. Sanki en başından beri yanımdaymış, her zaman arkadaşımmış gibi. Evren ise Akalp'in bölümden arkadaşıydı ve Akalp, Evren benimle tanıştıktan sonra ikimizle arasına mesafe koymuştu. Görünmediğini sandığı cinsten duvarları ben çok kez aşmaya çalıştım ama başarılı olamadım.

Akalp henüz olayı bilmiyordu. Öğrenince çok sinirleneceğine adımdan çok emindim ama en iyisi kesinlikle böylesiydi.

Bu okulda gece kulüpleri, mekanlar gibi alışkanlıkları olmayan topu topu birkaç kişiydik. Birbirimizi bulmuş olmamız bize sunulmuş en büyük lütuftu. Çoluk çocuktan ziyade cahille uğraşmak daha zordu. Buradakilerse hem çocuk hem de cahildi.

BANA SENİ ANLAT +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin