Şüphenin Esiri

6.9K 489 475
                                    

{Bölüme başlamadan önce bir kalbinizi alabilir miyim🤍}

-

İnsan kendinden uzaklaştıkça kuşkularına yaklaşır.
                            Jim Rohn

Benan'ın Ağzından;

Kafam patlayacak gibi ağrıyordu. Yemek ve biraz su iyi gelmişti. Akalp'in anlattıklarına inanmak için kendimi zorladım ama yüz ifadesi başka şeyler söylüyordu. Bütün duygularım hayliyle karmaşıkken, bir de bunu düşünmek başımı ağrıtmış olmalıydı.

İçeri yürüyüp oturmayı planlarken gözüme albüme benzer bir defter çarptı.

Hazır Akalp mutfaktayken alsam diye geçirdim içimden. Kızar mıydı?

İçinde ne olduğunu görmek istiyordum. İçsel savaşımı şeytan kazanınca derin bir nefes alıp hızlıca albüme uzandım. İlk sayfaları karıştırırken Akalp'in anne ve babasının olduğunu düşündüğüm iki resmi dikkatlice inceledim. Fotoğrafın verdiği, hissettirdiği tek duygu mutluluk gibiydi, huzurlu görünüyorlardı. Diğer sayfalarda Akalp'in küçüklük fotoğraflarını görünce minik bir duygulandım.

Bu çocuk küçükken bu kadar tatlı ve minnoş olup, büyüyünce nasıl böyle devasa, asabi bir şeye dönüşmüş olabilirdi?

Küçükken bile karizmatikmiş, orası ayrı.

Son sayfaları karıştırırken yere bir fotoğraf düşünce almak için eğildim. Diğerlerinden daha farklı boyutta ve eski görünen bu resmin tuhaf bir hissiyatı vardı. Bu küçük bir çocuğa aitti, Akalp'le alakası olmadığı kesindi. Daha keskin hatları ve öfkeli bakışları vardı. Akalp'ten ve anne, babasından farklı olarak gözleri kahverengiydi.

Küçük yaşta olsa da yaşadığı farklı, zor şeyler vardı sanki. O yaşta bir çocuk nasıl böyle bakabilirdi ki?

İyiydi, hoştu ama bu çocuk kimdi? Akalp bana hiç bir kardeşi olduğundan bahsetmemişti. Gerçi ailesini bile adam akıllı bilmiyordum, belki de kuzeni falandı diye düşündüm.

Düşüncelere daldığım için Akalp'in geldiğini duymadım. Döndüğümde gördüğüm yüz ifadesinin sert oluşu beni ürküttü.

"Bu çocuk kim Akalp?" diye sordum ani gelen cesaretle.

Ortam bir süre sessizliğe büründü.

Eliyle saçlarını sıvazlayıp derin bir nefes verdi. Düşünceli halinin ardında yatan bir endişe var gibiydi. "Benan normalde başka biri olsa kızardım ama..." Duraksadı. "Önemli biri değil uzaktan akraba sadece simasını bile hatırlamıyorum tamam mı?" Kollarını bağladı.

"Kızdın mı? Merakıma yenik düştüm, özür dilerim. Yani içimdeki melek dur dedi sonra şeytan bak dedi, cidden özür dilerim." dedim.

"Kızmadım, soru yağmuru gelecek diye düşündüğümden öyle dedim."

Haklıydı. "İstemiyorsan sormam." dedim ve tepkisini ölçmek için gözlerine baktım.

Anlamlandıramadığım buruk ifadesini görünce elimdekileri koltuğa bırakıp yanına doğru yürüdüm. Yüzünü ellerimin arasına alıp "Ben dinlemek, sana yardımcı olmak için hep buradayım tamam mı? Anlatmasan da olur, sussan ben seni yine anlarım."

Gözlerimin içine bakınca utanıp ellerimi çektim. Tebessüm etmekle yetindi. O da en az benim kadar yorgundu.

"Çikolata getirmiştim."

BANA SENİ ANLAT +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin