Kırgın Bir Kızgınlık

5K 405 282
                                    

{Selamlar buraya bir kalp bırakabilir misiniz🤍}

Keyifli okumalar dilerim.

-

Yaptığınız şeyler için pişmanlık zamanla geçer, ne var ki, yapmadığınız şeylere pişmanlığın çaresi yoktur.

Sydney J. Harris

Duyduğum sesle birlikte yataktan sıçradım. Annem birine bağırıyordu. Kalkıp odasına doğru hızlı adımlarla yürüdüm. Gördüğüm ve duyduğum şeyleri anlamlandıramıyorum.

"Anne." Yanına doğru gitmeye cesaretim yoktu.

"Benan çık buradan!" Bağırışı beni ürkütmüştü. "Çık dedim!" diye tekrarladı.

Geri geri yürüyüp odadan çıkmıştım. Zihnim, gördüğüm kareleri birleştirerek bir anlam çıkarmaya çalışıyordu. Annem telefonunu fırlatmıştı, delirmiş gibi bir hali vardı. Aynı zamanda ağlıyordu. Kiminle konuşuyordu? Neydi onu bu kadar sinirlendiren?

Gözlerinden ateş fışkırıyordu ama buruk bir tarafı vardı sanki. Çözemiyorum, son bir haftadır ne oluyordu artık anlamlandıramıyorum. Dün yaşadıklarım, şu an olanlar...

Başım ağrıyordu. Vicdanım bazı savaşlar veriyordu. Akalp'e yaptığım haksızlığın, düşüncesizce davranışlarımın bedelini uykumla ödemem yeterli olmamıştı. Gece boyu düşünmekten değil uyumak, gözümü bile kapatamamıştım.

Akalp'ten dün bazı sözler işitmiştim. Ruha dokunan, ruhu yakan cinstendi. Ben o sözleri duyduğumda kavrulmuştum. O bunları söylerken kim bilir hangi duygularda kaybolmuştu.

Ben hayatımdan Evren'i ve sigarayı çıkarmıştım. Hayatımdan zararlı şeyler çıkmıştı ama neden hala bazı şeyler düzelmek yerine kötüye gidiyordu? Annem bana çok garip davranıyordu, babamla araları kötüydü.

Bir şeyler oluyor biliyorum fakat elim, kolum bağlı sanki.

Evren'den sonra benim ruh halim daha da karmaşık olmuştu. Üstüne şu yaşadığımız olaylar... Akalp'e karşı yaptığım...Her şey kontrolümden çıktı.

Annemin sinir krizinin bitmesini beklemeden kendimi dışarı attım. Canım Akalp'i görmek istiyordu ama habersiz gitmek doğru olmazdı. Şu an beni görmek istemiyor da olabilirdi, orası ayrı meseleydi.

Evde durmak istemediğim için üzerimi değiştirip hızlıca çantamı topladım. Kimse beni görmesin diye hızlı davranıp aşağı indim. Yolda gördüğüm taksiye binip Sare'nin evini tarif ettim.

Zile uzun süre bastım, açan olmayınca pes ettim. Tam arkamı dönüp gidecekken kapı sesini duyunca duraksadım.

"Benan, hoş geldin ne iyi ettin de geldin ama haber vermedin. Bir şey mi oldu?" dedi Sare üstündeki tişörtü düzeltmeye çalışırken. Hava buram buram gerginlik kokuyordu.

"Kızım esas sen iyi misin? Bu telaş ne, ben ne zaman sana gelirken haber verdim?"

"Doğru diyorsun." Kapıda dikilen Sare'ye 'ee' bakışı attım.

"Ha şey, tamam geç sen." Utana sıkıla yol verirken içeri doğru geçtim.

"Sare ben sana bir şey anla-" Gördüğüm manzarayla ağzım açık kalmıştı. "Berk..." Duraksadım. "Ne yapıyorsun sen burada?"

"Hoş geldin Benan. Şey ben öylesine konuşmaya geldim buraya."

Sare, Berk ve ben salonun ortasında birbirimize bakıyorduk. Yaklaşık iki dakika süren garip bakışmadan sonra Berk hareketlendi. "Siz sanırım özel konuşacaksınız ben gideyim."

BANA SENİ ANLAT +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin