BANA SENİ ANLAT +18

Varamadım Farkına

Selamlar, keyifli okumalar dilerim.

Başlamadan buraya bir kalbinizi alabilir miyim?

-

Akalp;

"Orda mıymış?"

"Akalp sakin ol ama burada değil, gerçekten değil. Bilmiyor ne Tuğba abla ne de Serdar abi. Elif bizzat kaldı orada, ağzını da aradı."

"Öldüreceğim o p*çi, tutsaklığı tattı, ölümü de tadacak."

"Kimi öldüreceksin Akalp, ne diyorsun? Sakın bir şey-"

Sözünü kestim. "Sare, Berk nerede? Bak yüz kere aradım, ortadan kaybolacağı zaman değil."

"İnan bende bilmiyorum, ulaşamıyorum."

Telefonu koltuğa fırlattım. İki gün, koskoca iki gün. Benan ortalıkta yoktu. Benim Benan'ım, tam ona kavuştum dediğim an da yoktu. Aslan almıştı, her haltımı aldığı gibi Benan'ı da almıştı. İçimdeki yangın öyle büyüktü ki, onu gördüğüm yerde öldüreceğime yemin ettim. Eğer Benan'ın kılına dokunduysa ya da zarar verdiyse artık o ölü bir adamdı. Selasını çoktan okumuştum.

Kapı çaldı. "Ne var, buldun mu?"

"Numarayı araştırdım Akalp ama bu tek kullanımlık bir kart, muhtemelen söküp atmıştır. İçini rahatlatabileceğin tek nokta Aslan'ın yurt dışına çıkma yasağı var, o yüzden buradan çıkamaz."

Güldüm, sinirden güldüm. "Dalga mı geçiyorsun Yasemin? Amacını anlamıyor musun hala sen bunun, Benan'ı kullanarak kaçacak yurt dışına. Oraya gidince de..." Nefes verdim.

"Diyelim evlenip kaçacak Benan'la birlikte, yurt dışı yasağını zaten yasal olmayan yollarla gideceği için kale almayacaktır ama şu noktayı unutuyorsun, Benan şu an resmi olarak seninle evli."

"Sorunda o ya zaten."

"Nasıl yani?"

"Yasemin, kafa açma. Bak eğer Serdar'a tek kelime ettiğini duyarsam yemin ederim seni de öldürürüm. Çık şimdi." Kapıyı çarpıp telefonu elime aldım.

Aslan'ın geçmiş telefon numarası hâlâ duruyordu. Muhtemelen kapamıştı ama şansımı deneyecektim.

Aradığınız numara kullanılmamaktadır.

"Aradığım numaranın sahibini s*keyim."

Geçirdiğim her saniyeye lanet ettim, boşa geçirdiğim her saniyeye. Arabanın anahtarını alıp dışarı çıktım. Gerekirse bütün İzmir'i, hatta bütün şehirleri karış karış arayacaktım.

-

Benan;

"Aslan, ben evliyim."

Gülmeye başladı, bir süre sonra kahkahaya dönüşünce "Neye gülüyorsun Aslan?" diye sordum.

"Ciddi ciddi başarmış ya, seni vize gibi kullanmayı başarmış ama biliyor musun Akalp hep böyleydi. Manipülatif, bencil, kısacası-"

"Sen, sen ne anlatıyorsun lan? Akalp'i nereden-" Bütün görüntüler, konuşmalar gözümün önünden geçmeye başladı. Kalbim bu kadarını artık kaldıramıyordu.  Bunca zaman gözümün önündekileri göremememe mi yansaydım, kocamın kardeşinin beni kaçırdığına mı? "Yok, yok, yok. Hayır, olamaz." Yalpalayarak ayağa kalktım. "Nasıl anlamadım, sen, siz kardeş..."