Jungkook
Boş lacivert bir oda. Çıkış kapısı olmayan bir oda. İçinde ben ve pek belli olmayan kurbanlarımın yüzü. Bacaklarımı kendime çekmiş kafamı kollarımın arasına almış bir vaziyetteydim. Tam karşımda ise belirli yüzler. İlk tuvaldeki resmim böyleydi.
Evdeki odamın içinde yatağa bağlanmış bir haldeydim. Karşımda eli bıçaklı babam vardı. Odanın geri kalanında ise kahkaha atan kardeşim ve annem. İkinci tuvalde resmim böyleydi.
Ormanlık. Ağaçların içinde korkakça etrafa bakan bir haldeydim. Yine ağaçların arasında korkutucu bana doğru yaklaşan kurbanlarımın yüzü. Üçüncü tuvaldeki resmim de böyleydi.
Birkaç tuvalde daha resimler böyleydi. Her rüyamda belirli mekanlarda belirli silik öldürdüğüm insanların yüzü vardı. Korkunçtu. Başta bir şey olmuyordu ama sonradan rüyalarıma girer oldular. Korktum. Hala da korkuyorum.
Bir resmimden daha bahsetmek istiyorum. Bu taehyung ile ilgili. Çok korkutmuştu beni. Logan ve Jack'i öldürdükten sonraki ilk rüyamdı.
Şimdi ki mekanımız bir depo. Bu sefer kurbanlarımın sadece yüzü yok. Bedenleri ile buradalar. Sandalyede bağlanmış oturuyorlar. Bir sürü beden bu depoya nasıl sığdı? Tam karşılarında Taehyung ile beraberim. Taehyung elinde balta ile bana bakıyor.
Korkunç.
Taehyung ile başka bir şekilde başka bir dünyada tanışmak isterdim. Nasıl aşık oldum bilmiyorum ona ama ilk gördüğümde biraz aşık oldum. Sonra olaylar fln gelişti. Tekrardan düşündüm Taehyung'u. Sonra öptü beni ve yine düşündüm. Bir iyi bir kötü davrandı ve yine düşündüm. Taehyung'u sadece düşündüm ve aşık oldum. Onu seviyordum. İnsanları öldürme sebebimiz aynıydı. Adaleti kendimiz sağlıyorduk. Ama o acıma duygusu yoktu. Vahşice öldürüyordu. Bir sürü kişiliği vardı sanki.
Anti-sosyal kişilik bozukluğu.
15 yaşından beri süregelen, başkalarının haklarını umursamayan ve çiğneyen bir kişilik örüntüsüdür. Sık sık yalan söyleme, takma adlar kullanma, kişisel çıkar ya da zevki için insanları dolandırma ve tutuklanmasına yol açan yineleyici eylemlerde bulunma ile yaygın bir örüntüdür. Sık sık kavga dövüşlere katılma, sinirlilik ve saldırganlık, sürekli bir işinin olmaması ve sorumluluklarını yerine getirmeme ile karakterizedir. Yine başkasını incitmesi, başkasına kötü davranması durumunda aldırmazlık ve vicdan azabı çekmeme durumudur.
Taehyung'un anti-sosyal kişilik bozukluğu vardı. Bir arkadaşımdan biliyordum bunu. Taehyung uzun zamandır tedavi edilmediği için bu daha ileri boyutlara ulaşmıştı.
Üzülüyordum. Kalbim acıyordu. Onunla olmak istiyorum. Gitmeden önce basketbol oynamak istiyorum. Yüzmeyi öğretsin istiyorum. Spor yapalım istiyorum. Ve o kilitli odayı görmek istiyorum.
Ve en önemlisi beni sevsin istiyorum. Taehyung beni sadece uzaktan sevdi. Sevgisi tanışıp gerçekte nasıl olduğumu öğrendiğine kadar sürdü. Sonra bana acıdı ve birde öyle seveyim dedi ama başaramadı.
Açıkçası sevilmeyeceğim. Hayatımda ki kimse beni sevmedi. Cidden bu kadar iğrenç miydim? Hep ben sevdim ama hiç sevilmedim. Ben Taehyung'u seviyorum ama o beni sevmiyor. Sadece arkadaşı olarak görüyor, belki öyle bile görmüyordur artık. Güzel anılar yaşayabilirdik. Hala yaşayabiliriz tabii ki ama bu, imkansız gibi.
Acı çekiyorum. Mutlu değilim. Yorgunum. Ağlamak istiyorum. Uyumak istiyorum. Biraz gülmek istiyorum. Biraz güçlü olmak istiyorum. Aptal olmak istemiyorum. Biraz sevgi istiyorum. Biraz annemin görmediğim sevgisini istiyorum. Ailem olsun istiyorum. Eğlenmek istiyorum. Doyasıya yemek yemek istiyorum. Geceleri yorulana kadar yürümek istiyorum. Arkadaş istiyorum. Bir de Taehyung'u istiyorum.
Çok şey istedim değil mi?
Galiba şuan bu acıları çekmemin sebebi önceki hayatımda insanları kırmam. Onlara zorbalık yapmış olabilirim. Büyük kalıcı zararlar vermiş olabilirim. İyi bir arkadaş olamamış olabilirim. Verdiğim sözleri tutmamış olabilirim. Kısacası her şeyi yapmış olabilirim.
Masama oturup yine kağıda yazmaya başladım.
Sevsene beni. Böyle soğuk yapma sevgilim. Sana sevgilim demek istiyorum. Yanımdasın, başucumda ama sana dokunamıyorum. İstediğini yapmadım diye bu kadar soğuk olunur mu? İstediğin bir eş olamadım diye mi? Affet beni. Özür dilerim. Özür dilememden nefret edersin biliyorum ama özür dilerim. Sarıl bana. Sev beni. Beni sevdiğini söyle. Ama arkadaşça olmasın bu. Ne zaman duyacağım bu sözü? Ölmeden duymak istiyorum. Kalbimde en özel yerdesin. Seni düşünüyorum. Adın geçince gülüyorum. Yanlış mı yapıyorum seni severek? Bu iğrenç dünyada seni sevmem yanlış mı? Belki sende beni seviyorsun ama bu iğrenç dünyanın iğrenç insanları yüzünden mi sevmiyorsun beni? Onların bakışları rahatsız eder diye mi? Herkesi öldüreyim mi? Bu imkansız değil sevdiğim. Sonda beraber olacaksak imkansız değil. Teklifimi kabul etsen ne olurdu ki? Bana acıyorsun ama bir yandan da acı çekmemi istemiyorsun. En büyük acıyı sen çektiriyorsun sevgilim. Ben ölmek istiyorum. Yaşamak istemiyorum. Annem babam yok. Onları özlüyorum. Ama neden? Onlar kötüler. Niye özlüyorum? Kötü hissediyorum ruhumu. Ölmüş hissediyorum. Sevgisiz hissediyorum. Ruhum bedenimden ayrılmış gibi hissediyorum. Ruhumu şeytana sattım galiba sana sattım. Biliyor musun? Ben bu şeytana aşık oldum. O her ne kadar beni umursamasa bile. Aptalım. En büyük aptalım. Hala umursamıyorsun. Çok mu kırdım? Hata yaptım değil mi? Sözümde duramadım. Özür dilerim. Belki bir gün beni seversin. Sever misin sahi? Düşünsene... Her yere beraber gidiyoruz. Güzel bir evimiz var. Beraber yemek yapıyoruz. Beraber evi temizliyoruz. Beraber alış veriş yapıyoruz ve daha neler neler... Lütfen sev beni. Benim seni sevdiğim gibi sev. Ne kadar güçlü görünsende sen de yorgunsun. Sende benim gibi rüyalar görüyorsun. Biliyorum çünkü geceleri artık uyuyamıyorum. Neden biliyor musun? Çok güzel bir rüya gördüğümü ve vakti gelince bir gün gerçekleştiğinde söyleyeceğim demiştim. İşte o iğrenç rüyayı görüyorum her gün. Ama sen üzülme canını sıkma diye güzel olduğunu söyledim. Geceleri uyuyup da o rüyayı görmek istemiyorum. Seni izliyorum. Ama sen hep sayıklıyorsun. Sonra seni hep öpüyorum. Ve sen de gülüyorsun. Benim öpücüklerim ile sakinleşiyorsun. Kalbime ağrılar giriyor sevgilim. Burada yazmayı bıraksam iyi olur. Şimdi son bir tuvalim kaldı. o gerçekleşmesini istemediğim ama sana yalan söylediğim rüyamı çizeceğim.
Bölüm sonu
Umarım beğenmişsinizdir. Açıkçası pek okunmuyor zaten hikaye. Ve baya aralıklarla bölüm atıyorum. Konu gidişati sıkıcı gelmiş olabilir ya da iyice saçma olmaya başladı demiş olabilirsiniz. Bu bölüm kısaydı. Hızlı hızlı atıp bitirmek istiyorum ama yazamıyorum. Ve cidden yazarken kalbime ağrı girdi. 4 5 bölüme bitireceğim hikayeyi. 930 kelimeyi bu bölüm. İyi geceler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SET ME FREE -TAEKOOK
FanfictionRuhunu özgür bırakmak isteyen bir adam ile ruhunu çoktan şeytana teslim etmiş bir adamın aynı gün aynı yerde aynı teknikler ile cinayet işlemeleri onları birbirine çeken en özel bağ olmuştu...