Taehyung
-Ne oldu taehyung? Neden ağlıyorsun?
Ne yani şimdi jungkook duymamış mıydı? Ne diyecektim? Ahh sakin olmalıyım.
-Taehyung? Namjoon ile kavga mı ettiniz? Bir şey diyecek misin artık?!
-Ah şey ıı evet evet biraz kavga ettik sayılır. Her neyse boşver sen beni. Ne oldu?
-Dün konuşmuştuk ya unuttun mu? Dışarı çıkacağımı söylemiştim. Üstümü giyinip çıkacağım.
-Peki çıkabilirsin. Dikkatli ol ve telefonun açık olsun. Aradığımda aç lütfen.
-Hıhı. Şey birde bana araba ayarlayabilir misin?
-Araba? Neden?
-Ehliyetim var ama arabam yok. Daha doğrusu vardı fakat sen beni buraya getirince tüm eşyalarım ve arabamda evimde kaldı.
-Çok önemli eşyan varsa gidip alabilirsin. O arabanı da siktir et. 10dk bekle sadece bahçede mükemmel bir araba seni bekliyor olacak.
-Oh teşekkürler. Üstümü giyineyim o zaman.
-Kahvaltı yapmadan mı gideceksin?
-Dışarda yerim bir şeyler merak etme. Görüşürüz.
-Jungkook?
-Efendim.
-Seni seviyorum.
Sadece gülümsedi. Ne yani bende seni seviyorum demeyecek miydi?
-Hey jungoo sevmiyor musun beni?
-Bende seni seviyorum taehyung.
Son kez gülümseyip odadan çıktı. Ah her neyse şuan bunu düşünmemeliyim. Acele edip Jungkook'u takip ettirmeliyim. Nereye gidecek merak ediyorum.
Hemen adamlarımdan birisini arayıp güzel bir araba ayarlamalarını ve jungkook evden çıkar çıkmaz takibe almalarını söyledim.
Jungkook
Odaya çıkmış üstümü giyiniyordum. Boy aynasının önüne geçip kendime baktım.
-Beni adattın öyle mi? İhaneti sevmediğini de söylemiştin oysaki. İhanet edersem sık kafama bile dedin. Gözümün içine bakarak nasıl yalan söyledin!
Sakin olmalıydım. Evet evet. Kendime gelmeliyim. Hala aynada kendime bakıyordum. Bu esnada odaya taehyung girdi. Tanrım şuan ona bağırmamak için kendimi zor tutuyordum.
-Araba hazır jungkook. Haber vereyim dedim.
Arkamdan yaklaşıp belime o güzel uzun ellerini doladı. Boynumu kısa aralıklarla öpüyordu. Ahh bu hareketleri beni baştan çıkarıyordu. Beni kendisine doğru çevirdi. Yüzümü elleri arasına alıp dudağımı öptü. Karşılık vermek istemiyordum. Beni bu dudaklarla aldattı. Yavaşça göğsünden ittim.
-Ahh hadi ama jungkook!! Neyin var böyle!? Bir şey varsa söyle!?
-Bir şey olduğu yok taehyung! Sadece biraz kendi başıma bırak beni! Gidiyorum ben!
Bir şey demesine izin vermeden odadan çıktım. Sonra hızlı adımlarla evden ayrıldım. Adamlardan biri yanıma gelip anahtar verdi.
-Arabanın anahtarları efendim. Buyrun.
-Teşekkürler.
Araba aşırı güzeldi. Tüm dertlerimi unutturacak kadar güzeldi. (Hayalinizdeki arabayı düşünün)
Tabii bu bir anlıktı. Arabaya binip çalıştırdım. Şehrin sonundaki eve gitmem lazımdı. Nasıl bir yer olduğunu merak ediyordum açıkçası.
...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
SET ME FREE -TAEKOOK
FanfictionRuhunu özgür bırakmak isteyen bir adam ile ruhunu çoktan şeytana teslim etmiş bir adamın aynı gün aynı yerde aynı teknikler ile cinayet işlemeleri onları birbirine çeken en özel bağ olmuştu...