SET ME FREE -TAEKOOK

14

Jungkook'dan devam:

Bakışlarım Taehyung'un gözlerindeydi. Onun her dediğine içtenlikle güveniyordum. Öldür onları diyordu. Hemde bu balta ile. Tanrım ben daha önce hiç birisini böyle öldürmedim ki. Taehyung aniden dudağıma küçük bir öpücük kondurup Jack ve Logan'ın ağzındaki bantları çıkartıp bir köşeye çekildi. Şaşkınca ona bakıyordum. Neydi bu hareket şimdi?

-Sana bırakıyorum. Ne dersen kabulüm. Şunu unutma bunlara güvenip serbest bırakırsan ihanet edip polise gidebilirler. Ve ben ihaneti sevmem biliyorsun değil mi? Hem bunları öldürürüm hem de seni sevgilim.

Son kullandığı cümle ile yutkunmuştum. O gözleri öyle bir ciddiydi ki tırsmama sebep oluyordu. Gözlerimi Taehyung'dan çekip Jack ve Logan'a baktım. Logan Jack'e göre daha sakindi. Üzerinde duran kelleye alışmış olmalıydı. İlk konuşan Jack oldu.

-Ah j-jungkook ben yaptıklarım adına gerçekten çok özür dilerim. Şu an beni serbest bırakırsan hiçbir şekilde size ihanet etmeyeceğim ve tamamen burda yaşananları unutacağım. Yalvarırım beni öldürme. BU ŞEKİLDE ÖLMEK İSTEMİYORUM.

-SENİ GERİZEKALI SUSSANA NE DİYE BU KORKAK APTALA YALVARIRSIN Kİ!!

Logan'ın bu dediği sinirlendirmişti. Bu halde bile hala egosu yüksekti. Bana yalvarması gerekiyordu. Evet Logan gerçekten ölmeyi hak ediyordu. Elindeki tertemiz baltayı daha da sıkı tuttum. Yerimden kalkıp Logan'ın yanına gittim. Tam ayaklarımın altında olması beni heyecanlandırmıştı. Bana her zorbalık yaptıklarında onları öldürmek istiyordum zaten. Bu fırsatı bir daha bulamazdım. Taehyung'un dediği gibi onlardan intikam almalıyım. Ayağımla Logan'ın yüzüne güzel bir şut attım.

-AHHH BURNUM SENİ ORUSPU ÇOCUĞU!! ÖLDÜRECEĞİM SENİ!!

Boş depoda büyük bir kahkaha atmıştım.

-Sen mi beni öldüreceksin. Zorbalık sırası bende bu sefer Logan. Bakalım kim kimi öldürüyor.

Baltayı havaya kaldırıp tüm gücümle sağ koluna vurdum. Kolu Taehyung'un olduğu tarafa doğru uçmuştu adeta. Logan ise çığlık atmakla meşguldü. Sıcağı sıcağına diğer koluna da aynı kuvvetle vurdum. Sonra sırayla sağ bacağına ve sol bacağına. Yine delice gülmeye başlamıştım. Sıra en kasvetli yerindeydi. Kelle. Kafasına vurmadan önce Taehyung'a baktım. Bakışları her zamanki o bakışlardan farklıydı. Sanki gerçekten beni seviyormuş gibi, benimle gurur duyuyormuş gibi, beni sevdiğini söylerken bile bakışları böyle değildi. Bu bakışlarla her şeyi daha iyi anlamıştım. Bakışlarımı Taehyung'dan Logan'a çevirdim. Geriye o kellesini vücudundan ayırmak olacaktı. Baltayı kaldırıp daha güçlü bir şekilde vurdum. Yüzüme sıçrayan kanları umursamadan Jack'in yanına gittim. Sıra ondaydı. Logan'a uyguladığımın aynısını Jack'e uyguladım.

Baltayı yere attım. Kanlı ellerime ve vücuduma baktım. Korkuyor muydum? Yapamam demiştim, yakalanırız demiştim, aileleri öldürür bizi demiştim... Ne oldu şimdi? Öldük mü? Hayır. Yakalandık mı? Hayır. Korkmuyorum da.

Taehyung yanıma gelip bana sarıldı.

-Bak sevgilim hiçbir şey olmadı. Bana güvenmelisin. Ben senin yanında olduğum sürece güvendeyiz. İyi misin?

-İyi miyim? Bilmiyorum. Ama seni mutlu ettim değil mi? Benim gibi bir sevgilin olduğu için gururlandın değil mi? Artık iyi davranabilirsin değil mi? Aptal demezsin bana değil mi?

-Evet beni mutlu ettin, gururlandırdın, her şey senin istediğin gibi olacak bebeğim. Yoruldun değil mi? Hadi şu köşeye otur dınlen. Ben de buraları temizleyeyim.

-Neden temizliyorsun ki? Saatlerini alır. Çok fazla kan var. Bu cesetleri ne yapacaksın?

-İşimi temiz yapmalıyım. Yoksa yakalanmam an meselesi. Ayrıca iki odadan oluşuyor bu depo. Temizlik malzemeleri ve valizler karşı odada. Cesetleri oraya koyacağım. Sonra bezlerle kanları silip kovaya sıkacağım. Bezin anasını ağlatana kadar bu işleme devam edeceğim. Sonra başka bir bez ile devam edicem fln da filan işte. En sonunda depoyu yakmasını istiyeceğim Sugadan.