Uçağın merdivenlerinden ağır adımlarla inmeye başlarken, derin bir nefes aldım ve gözlerimi havaalanında dolaştırdım.Saat sabahın altısıydı birkaç saat sonra Ayyıldız timle birlikte toplantım vardı ve ben nihayet Türkiyedeydim.
Dudaklarımda hissettiğim heyecanla birlikte ufak bir tebessüm oluşurken, yere ilk adımı bastım.
Ülkemin havası bile farklıydı sanki. Dünya üzerinde ki hiçbir ülkeyi kendi ülkeme değişmezdim.
Ancak bazı şartlar insanın istemediği seçimler yapmaya zorlayabiliyordu maalesef.
Şu anki konumumdan hiçbir şikayetim yoktu ancak orada verilen şartların burada da verilmesini isterdim.
"Atabey bey, iyi günler."
Duyduğum hitapla birlikte güleceğimi hissederken, boğazımı temizleyerek karşımda bana ciddiyetle bakan adama doğru döndüm.
"Sizede." Adam bana doğru birkaç adım attı ve sağ elini kaldırarak bana doğru uzattı.
"Ben Kılıç, Ayyıldız Timden geliyorum." Dediği şeyle birlikte kafamı salladım ve uzattığı eli kavrayarak sıktım.
"Size eşlik etmek için geldim."
Gülümsedim.
"Teşekkürler." Adamda bana aynı kibarlıkla karşılık verdikten sonra, eliyle az ileride duran arabayı gösterdi.
"Buyurun." Sonra aklına bir şey gelmiş olmalı ki duraksadı. "Bavulunuz yok mu?"
Kafamı iki yana salladım. "Hayır."
Sorgulamadan kafasını salladı ve benim geçmemi bekledi. Yanından geçerek arabaya doğru yürümeye başlarken, iç çektim.
Kıyafetlerimin hepsi tesiste kalmıştı. Yeni kıyafetler alacaktım burada. Değişiklik iyi gelirdi belki biraz.
İkimizde arabanın yanına vardığımızda, adam arka koltuğu açacaktı ki, direkt olarak şöför koltuğunun yan tarafındaki kapıyı açtım ve arabaya binerek kapıyı arkamdan kapattım.
Kılıçta birkaç saniye sonra yanımdaki yerini alırken, kapısını kapattı ve bana baktı. "Neden arkaya oturmadınız?"
Cebimdeki sigaramı çıkartırken, kafamı çevirmeden birkaç saniyeliğine ona baktım. "Şöförüm müsün sen benim?"
Paketten çıkarttığım bir dal sigarayı dudaklarımın arasına koyarken, Kılıç hafifçe tebessüm etti.
Ardından hiçbir şey demeden arabayı çalıştırdı.
Sanırım beni daha farklı biri olarak bekliyordu. Bu yüzden tebessüm etmişti.
Dudaklarımın arasındaki sigarayı çakmakla tutuştururken, derin bir nefes aldım ve iç çektim.
Kılıçla birlikte havaalanından dışarı çıkarken elimi camın düğmesine götürdüm ve camı yavaşça araladım.
Yaz ayındaydık ancak saat sabahın altısı olduğu için hava serindi ve bu serinlik çok güzel geliyordu şu an.
Gözlerimi birkaç saniyeliğine kapatarak bu anın tadını çıkartırken, Kılıç'ın sesini duydum.
"Kaç yıldır Türkiye'ye gelmiyorsunuz?"
Sigaramın dumanı dışarıya doğru üflerken kurumuş dudağımı yaladım ve Kılıç'a cevap verdim. "Altı yıldır."
Kılıç'ın kaşları verdiğim cevapla birlikte havaya kalkarken hiçbir şey demedi ve arabayı kullanmaya devam etti.
![](https://img.wattpad.com/cover/344755433-288-k245503.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ROYAL |BXB
أدب المراهقينYarışı kazanmıştı. Buradaki bütün arabaların sahibi oydu. Arabasından aşağıya inerek kafasını kaldırdı ve seyircilerim olduğu tarafa baktı. Yaptığı hareketle çığlıklar yükselirken, birkaç saniye gözleriyle seyircileri taradı. Ardından gözleri ben...