Yarışı kazanmıştı.
Buradaki bütün arabaların sahibi oydu.
Arabasından aşağıya inerek kafasını kaldırdı ve seyircilerim olduğu tarafa baktı. Yaptığı hareketle çığlıklar yükselirken, birkaç saniye gözleriyle seyircileri taradı.
Ardından gözleri ben...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Buyurun efendim."
Teo ilk önce benim kapımı açarken, derin bir nefes aldım ve hafifçe tebessüm ederek teşekkür ettim.
Ardından arka koltuğa oturdum.
Saniyeler sonra kapım kapanırken, Teo hızla Gabriel'in yanına gitti ve onun kapısını açtı. Gabriel Teo'ya birkaç şey dedikten sonra, arabaya binmek için hareketlendi.
Ondan önce parfümün kokusu içeriyi doldururken, kesik bir nefes çektim ciğerlerime.
Pahalı olduğu her halinden belliydi.
Ağır bir koku değildi.
Gabriel yanıma oturduktan sonra, Teo onunda kapısını kapatarak şoför koltuğuna ilerledi.
Onun kapıyı kapatmasıyla birlikte Gabriel'in bakışları bana dönerken, kafamı hafifçe onun olduğu tarafa çevirdim ve ona baktım.
Dişlerini gösterecek derecede sırıttığında, gözlerimi birkaç saniyeliğine kapattım.
İstemsizce benimde dudaklarımda bir tebessüm oluşacakken, kendimi zorlukla dizginledim ve yüz ifademi sabitledim.
Gözlerimi açtığımda hala bana sırıtarak baktığını görürken, boğazımı temizledim. "Ne oldu?"
Birkaç saniye gözlerimin içerisine daha bakmaya devam etti. Ardından dudaklarını hafifçe araladı ve beni yanıtladı.
"Hiç." Derin bir nefes aldı. "Yanımdasın işte, daha ne olsun?"
Gözlerimi gözlerinden çekerek koltuğa sabitlerken, kaşlarım hafifçe çatılmıştı. Karşımdaki adamın benden hoşlandığını hissetmek, benim için çok tuhaftı.
Çünkü ilk kez böyle bir şeyle karşı karşıyaydım ve bu benim için daha çok yeniydi.
"Rahatsız mı oldun?"
Gabriel'in sesi şimdi biraz daha kısıktı. Gözlerim gözlerini bulduğunda, sakince bana baktığını gördüm. "Bir anda içimden geldi, özür dilerim."
"Sorun yok." Gabriel hafif tebessüm ederek kafasını salladığında, birkaç saniye daha ona baktım.
Arından kafamı cama doğru çevirdim ve yolu izlemeye başladım. Hava yavaş yavaş kararmaya başlıyordu.
İngiltere'ye gidecektik.
Gabriel orada bir hafta kadar kaldıktan sonra, New York'a geçeceğimizi söylemişti. Gabriel normalde İngiltere'de yaşıyordu.
