ROYAL |BXB

21

🕯

Yavaş adımlarla merdivenleri inmeye devam ederken, kol düğmelerimi ilikledim ve omuzuma astığım ceketi alarak kollarımdan geçirdim.

Alvin Rosthscild karşıdaki kaldırımda arabasına yaslanmış bir şekilde beni bekliyordu.

Dudaklarından arasında tuttuğu sigarayı parmaklarının arasına alarak üfledikten sonra, sırıttı.

"Güzel görünüyorsun."

Elini kalbimin üzerine bastırarak kafamı yavaşça yana eğdikten sonra mırıldandım. "Eyvallah."

Alvin'in kaşları dediğim şeyle birlikte havalanırken, dudaklarının arasından şaşkınlık dolu bir gülüş çıktı.

"Bu neydi?"

Sırıtarak yolcu koltuğunun kapını açtıktan sonra, kafamı çevirerek ona baktım. "İltifat edildiği zaman Türkler olarak böyle tepki veririz."

Alvin'in anlıyormuş gibi kafasını yavaşça salladıktan sonra, arabanın etrafında dolaşarak şöför koltuğunun kapısını açtı.

Ona ayak uydurarak arabaya bindim ve kapımı kapattım. Alvin'de arabaya binerek kapıyı kapattıktan sonra, arabayı çalıştırdı.

Sırtımı koltuğun gerisine yaslayarak rahatça bacaklarımı araladım. Bu adam bana Gabriel'in yanındaymışım gibi hissettirmişti.

Belki de benzerlikleri çok fazla olduğundan dolayı böyle gelmişti.

Ancak diğer aile üyelerine göre daha rahat ve kasıntı olmadığı hareketlerinden belliydi.

Gözlerimi birkaç saniyeliğine ona çevirdiğimde, dikkatle önündeki yola baktığını gördüm.

O evden çıktıdan sonra ilk işim takım elbise seçmek olmuştu. Bir yandan takım elbisemi giyinirken, bir yandan da derin düşüncelere dalmıştım.

Oraya gitmem doğru muydu?

Gabriel beni gördüğüne mutlu olur muydu? Nişanlısının orada ne işi vardı? Ailesiyle yemek yiyecek kadar yakınlaşmışlar mıydı?

Gabriel'in amcası neden bana yardımcı olmuştu?

Bir ay önceki yemekte yoktu. Onun için bir yerde ayrılmamıştı. Ailesiyle arası bozuk muydu?