Bölüm 24

63 6 0
                                    

(Thirty Seconds To Mars - Remedy )

Medya şiddetle önerilir.

Bu bölüm finalden önceki son bölüm ve bayağı hareketli bir bölüm oldu bence
İyi okumalar <3
...

Hayatım bir film ya da kitap olsaydı sonu nasıl olurdu diye düşünürdüm hep. Sonuçsa pek iyi olmazdı. Çünkü etrafımdaki ihtimallere baktığımda hep beni istemsizce uçuruma sürükleyecek bir şeyler bulurdum. O pembe dizilerdeki mucizelere ise asla inanmazdım ve bu yüzden kendi hayatımda da böyle bir şeyin olacağını düşünmezdim hiç.

Fakat kağıt ve kalem sizin elinizde değilse kendi hayat senaryonuzdaki yazarınız, karşınıza Kim Taehyung gibi birini çıkarabiliyordu bazen ve işte ben buna mucize derdim. Ve yine bu filmi izleyen ya da yaşadıklarımın kelimelere dökülmüş halini okuyanlara son sözlerimi söyleseydim, kötü sona üzülmemelerini çünkü onlara hikayem bitse bile sevdiğim adamdan ayrılmadığımı ve bunun yeterli olduğunu söylerdim. Çünkü tam şu an hikayemizin bitmesine sebep olacak bir şey olsaydı, birlikte bitecektik.

Bazen hayat, normal akışında ilerlerken siz bir anda takılı kalırdınız. Gözleriniz bir yere dalar, kulaklarınız etrafı duymaz olur ve zihniniz sadece oraya odaklanırdı. Aklınızda ise tek bir kelime dolaşıp dururdu. Bu ailenizden birinin ya da sevgilinizin size söylediği ve sizin sindiremediğiniz bir şey olabilirdi.

Şu anda benim sindiremediğim şey ise Namjoon'un ağzından çıkan tek bir kelimeydi.

"Geldiler."

Namjoon'un söylemesine gerek yoktu aslında. Dışarıdaki siren sesleri her şeyi belli ediyordu. Muhtemelen birazdan içeriye nasıl gireceklerini ve bizi buradan ne halde çıkaracaklarını da...

İnsan olarak zor durumda kaldığımız zamanlarda durur ve bir çıkış arardık. Fakat bizi şu an yanan bir binaya atmışlar ve kaçabileceğimiz her kapıyı kilitlemişler gibiydi.

Daha önce sona yaklaştığımızı hiç söylemiş miydim?

Onları unutun, asıl sonumuz şu an geliyordu.

Evet, her şeyi herkese açıklamıştık fakat kimsenin bir şey yapmaması ya da yapacak cesareti bulamaması da ihtimallerden biriydi. Üstelik büyük isyanların çıkması zaman alırdı ve polisler çoktan aşağıdaydı.

Yüzümde nasıl bir ifade olduğunu ve ne hissettiğimi bile anlayamadan Taehyung'a baktım. Böyle anlarda hep onun da bana baktığını görürdüm ancak bu kez bakmıyordu.

Koyu irislerini yere dikmiş ve başını ellerinin arasına almış, bir çeşit depresyondaymış gibi öylece bakıyordu.

Tam yanına gidip aynı şekilde oturup içeriye girmelerini bekleyecekken girdiği transtan çıkmış gibi birdenbire silkelenip kalktı ve ben ne olduğunu anlamadan elimi tuttu ve odadan çıkarak beni de peşinde sürüklemeye başladı.

"Taehyung! Ne yapıyorsun?"

Arkamızdan gelen Jimin ve Namjoon, "Nereye gidiyorsunuz?" diye bağırmış ve bir cevap alamamalarına rağmen daireden çıkıp merdivenlere yönelip peşimizden gelmişlerdi.

Basamakları neredeyse koşarak çıktığı için ayak uydurmakta zorlanmış ve birkaç kez sendeleyerek aynı soruyu tekrar sormuştum fakat her seferinde cevapsız kalmıştı. Çatının kapısının önüne geldiğimizde ise kolumu çekmiş ve, "Canımı yakıyorsun, dur!" diye resmen bağırmıştım.

Bir anlık gelen farkındalıkla koluma bakmış ve, "Özür dilerim, çok özür dilerim," demişti. Titreyen elinden ve sesindeki telaştan anlaşılıyordu üzüntüsü. Yine de bunu bir süreliğine göz ardı etme kararı aldım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 04, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Rebirth | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin