Bölüm 14

290 23 24
                                    

Red - Let It Burn

Medyayla okumanız tavsiye edilir

Selamlar! Azıcık sohbet edelim, nasılsınız? Sınavlarınız nasıl geçti?


Bu bölümü çok sevdim, umarım siz de seversiniz. Yorumlarınızı okumak beni mutlu eder.

İyi okumalar <3

***

Yaşlılıktan dolayı çatallı çıkan ses, koridorda yankılanarak bizi olduğumuz yerde durdurdu.

"Selam çocuklar."

Arkamızı döndüğümüzde Taehyung başta şaşırsa da panik yapmadan konuşmaya başladı. "Merhaba efendim."

İstifini bozmadan gülümsedi ve ellerini iki yana açtı. "Artık kim olduğumu biliyorsunuz."

"Sizi göreceğimizi tahmin etmemiştik," sesimin korkuma nazaran bu kadar net çıkışına sevinerek karşılık verdim. Kendisinin içten içe oyuna geldiğimizi düşündüğünü biliyordum ama aslında biz onu oyuna getiriyorduk ve bu his beni aşırı derecede tahrik ediyordu.

"Burada ne aradığınızı sorabilir miyim peki?"

Cevap kolaydı. "Tuvaleti arıyorduk."

"Öyleyse size yolu göstereyim, sonra da vaftizi ne zaman yapacağımızı düşünürüz."

"Vaftiz mi?" diye sordum.

"Buraya geldiğinize göre yüce tanrının bizlere bahşettiği bu yolda yürümek ve doğru olana inanmak istiyorsunuz, yanılmıyorum değil mi?"

"Evet," dedi Taehyung sahte bir heyecanla. "Aranıza katılmak istiyoruz..."

...

Ajusshi bizden şüphe duyduğu için ya kendisinin uzaklaşacağını, ya da bizi uzak tutacağını düşünmüştük fakat, ertesi gün vaftize çağırıldık. Törende diğer inançlara benzer temsili nesneler kullanılmadı. Sadece insanlar bize bakarken sandalyelere oturduk, bu bile içten içe heyecan vericiydi. Kesinlikle iyi bir heyecan değildi, kalbim daha hızlı atıyor, burada güvenebileceğim tek kişinin Taehyung olduğu aklıma geliyordu. Bu ilginç bir şekilde beni sakinleştirdi.

Yüz kaslarımın kontrolünü elime alarak çatık kaşlarımı gevşettim ve Nelson Tarikatı'na katıldığım için onur duyuyormuşum gibi görünmeye çalıştım. Taehyung bu konuda benden daha yetenekliydi. Ciddi görünmekten çok mutlu ve rahat tavırların güven kazanacağını bilerek, gülümsüyordu.

Bizden dediklerini tekrar etmemizi söyledi. Birkaç süslü kelimeden sonra artık, kilise üyesiydik. Karşınızda Nelson tarikatının yeni üyesi Jeon Jeongguk. Tabi bir de Kim Taehyung'un sevgilisi.

Olayın kelimelerden ibaret olmayışı bu ilişkiyi daha da ilginç kılıyordu. İki insanın, birbirine böylesine eşsiz duygular besleyişi hayret etmeme sebep olurdu hep. Aşkı arayanların ayak izlerini takip etmek, gökyüzünde eşini bulan her bir yıldızın hikayesini dinlemek isterdim. Şimdiyse o insanlardan biriydim ve Taehyung, beni deli ediyordu.

Aklımı kaçıracağım ama dayanamayacağım. Bir insan nasıl bu kadar saf, aynı zamanda çekici ve rekabetçi bir kişiliğe sahip olabilirdi? Bazen geçmişin bıraktığı izleri yüzünden okuyordum ve onu çocuk biliyordum. Bir anlığına çocuk olan ve bana nasıl sevilir diye soran adam, bir teğmen, aynı zamanda da benim gibi, devlet için çalışan bir ajandı. Ben buna şaşırıyordum. O çözülmesi zor bir harita gibiydi ve ben her adımımda başka dünyalar keşfediyordum.

Rebirth | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin