Bölüm 5

396 53 137
                                    

Michael Buble - Feeling Good

Bölümü yazarken medyayı bolca dinledim.

Yedi karakter fice birden dalış yapacak çünü neden olmasın? Şimdiye kadar okuduklarınız ekşın değildi...

Kurguyu mu gömdüm ben az önce?

Neyse...

İyi okumalar efendim <3

***

"Herkes yerini aldı mı?" 

"Aldık, efendim."

Cızırtılı telsiz sesleri kulaklarına ulaştığında gözüne yabancı gelen iki kişiyi inceliyordu. Biri diğerinin kulağına bir şeyler söylüyor, diğeri ciddi kalmaya çalışarak yüz kaslarını geriyordu. Bu ikili, Başkan'ın ardındaki güvenliklerin en arkasında olsa da, yavaş hareketlerle Başkan'a yaklaşmaya çalışıyordu. Kendilerinden farklı biriymiş gibi gözüküyordu. Aynı zamanda güneş gözlükleri sebebiyle yüzlerini tam göremediği için emin olamıyordu. En iyisi Teğmen'e bildirmekti.

"Saat üç yönünde iki şüpheli tespit edildi. Bizden birine benzemiyorlar. Onlardan da değiller, rozet takmıyorlar."

Bunun üzerine Teğmen dürbünüyle askerinin tarif ettiği konumu incelemiş, gerçekten de şüpheli hareketler sergilediklerini ve üzerlerinde Kore'den gelenlerin ya da Amerikalıların taşıdığı işaretlerden hiçbirine rastlamamıştı. Başkanın neredeyse dibindeydiler ve korumaların hepsi aynı giyindiğinden kimse onları fark etmiyordu. 

Şu anda ateş etse ve onları etkisiz hale getirse, kalabalık oldukça büyüktü ve sivillerin, hatta Başkan'ın bile vurulmasına sebep olabilirdi. Bu yüzden saray kapısından içeri giren iki dost Başkanı ve arkalarındaki iki adamı izlemekten başka bir şey yapamadı. 

Çok geçmeden iki kanatlı büyük kapı kapandı ve Teğmen korumacı birliklere haber vermek için harekete geçti. Sarayın etrafındaki askerlerin sayısını arttırdı. 

...

İş hayatım boyunca elime, genelde filmlerde gördüğümüz "Çok Gizli" yazılı bir zarf geçmedi. Kaçırılmadım, adım başka bir ülkenin akşam haberlerinde görülmedi. Soylular tarafından yemeğe çağrılmadım ve bu konuda ailemden tebrik almadım. Bazen koca bir hiç için yaşadığımız hayatta, çok da önemli bir pozisyona sahip olmamama rağmen çoğu insanın hayatını kurtardım, istenilen bilgileri aldım ve gereken yerlere ulaştırıp tedbir almalarını sağladım. Ama yine de bütün bunları yaparken tonlarca sorumluluğa sahip olan  ve kılına zarar gelememesi gereken bir insanın güvenliğinden sorumlu olacağımız aklıma gelmezdi.

Kendi ülkemin Başkanını, başka bir ülkede göreceğim, bunu yaparken de Taehyung ile birlikte olacağım aklıma gelmezdi.

Şef Minho'nun dediği gibi Steve'i sabah gelen siyah araca teslim etmiş, sonra da ilk uçakla Washington'a gelmiştik. Rötarlı uçuş bize fazla zaman bırakmamıştı ve bir ev kiralamamış, ya da bir otele yerleşmeden doğruca buraya gelmiştik. Valizleri, kaçıncı kez kiraladığımızı bilmediğimiz arabaya yerleştirmiş ve Başkan'ı karşılamaya gitmiştik. Sürekli araç değiştiriyor olmamız sahte kimlik kullanmamızdan kaynaklanıyordu. Ayrıca buraya kadar araba sürmek ikimizi de yorardı. Washington, Vegas'tan çok daha uzaktı.

Şu an Başkan'ın bizden haberi bile olmamasına rağmen, yanındaydık. Onunla birlikte yürüyor, kanlı canlı sesini duyuyor, aynı havayı soluyorduk. İşimizin küçümsenecek bir iş olmadığını bilmemize rağmen büyük hayallere sahip değildik. Anlayacağınız, aklınızın ucundan bile geçmeyen şeyler doğru zaman gelince gerçekleşebiliyordu.

Rebirth | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin