Bölüm 8

292 43 26
                                    

Thirty Seconds To Mars - From Yesterday

Acelem var bir kez okudum hatalarım varsa üzgünüm...

Yorum gördükçe mutlu olduğumu da belirteyim

İyi okumalar🖤

***

"Sayın yolcularımız, Seoul'e hoş geldiniz. Yolculuğunuzda bizi tercih ettiğiniz için teşekkür ederiz."

On iki saatin ardından yere ayak bastığımda ellerimi cebime sokarak serin havayı içime çektim.

Herkes valizini aldıktan sonra ayrıldı. Taehyung eve gittiğim zaman ona yazmamı istedi ve bir süre o güzel gözlerini yüzümde dinlendirip, hafif tebessüm ederek iyi akşamlar diledi ve herkes gibi bir taksiye bindi.

Bayan Jung aynı apartmanda oturduğumuz için eve kadar birlikte gitmeyi teklif etse de uğramam gereken bir yer olduğunu söyleyip, teklifini kibarca geri çevirdim ve oyuncakçıya doğru yol aldım.

Christian fazla istekli ve alışverişe çıktığımızda sürekli "Onu da alalım." diyen bir çocuk değildi. Fakat ben yine de geçenlerde yanından geçerken baktığı o kırmızı arabayı ona aldım.

Tekrardan bir taksiye binip evin önüne geldiğimde içim içime sığmıyordu. Neredeyse elimdeki hediye paketini düşürecektim. Kapıyı açan annem kocaman gülümsedi ve bana sıkıca sarıldı.

"Jeongguk, bu ne sürpriz! Hoşgeldin bebeğim." Daha da sıkı sarıldı ve yanaklarımı öptü.

"Anne ya, eşek kadar oldum halen daha bebeğim diyorsun. Tavşan nerede, uyudu mu?"

"Banyo yaptırdıktan sonra üstünü giydirirken uyudu. Söyleyin bakalım Bay Jeon, neden bakmıyorsunuz telefonlara?"

"İçeri girmeme izin verirsen hepsini anlatacağım anneciğim." Bunu demem üzerine kapıdan çekilerek girmem için bana yol açtı. İçeriye adım attığımda, kısa zamanda evimi de özlediğimi fark ettim.

Bana bakan bir çift kızgın gözle salon kapısının önünde durdum. Babamın benden kesin ve geçerli bir açıklama beklediğinden o kadar emindim ki, onu yumuşatmak adına kocaman gülümsedim.

"Selam babacığım... Beni özlemedin mi?"

"Bu adam kim Soojin? Tanıyamadım ben."

Daha fazla kapının önünde durmak yerine koştum ve elimdekini düşürmemeye dikkat ederek koltuğa uzanmış babamın boynuna sarıldım. Kim olsa üzülürdü, hiç aramamıştım onu. Daha doğrusu arayamamıştım.

"Hadi ama, kıyamazsın sen biricik oğluna. Hem bir bilsen başıma neler geldi..." Tabi ki olanları ona anlatacak değildim. Şimdiden ne söyleyeceğimi düşünmeye başladım.

Tam o an kapı aralığından beni izleyen bir çift göz ve kıkırtıları fark ettim.

"Bir tavşan gördüm sanki..." Onu gördüğümü anlayınca yerinden çıktı. Uykusunun bölündüğü gözlerini ovuşturduğundan belliydi. Bana sarılacak diye kollarımı açtım ama o birkaç adım önümde durdu ve kaşlarını çattı.

"Ben sana küstüm! Çok aradım ama açmadın."

"Herkes küsmüş bana, ben gideyim o zaman." dedim.

"Şaka yaptım!" Kucağıma çıktı ve sarıldı. "Gitme."

"Yakışıklım benim." Sarıldım ve yüzünün her yerini öptüm. Beş gün mü? Aylar gibiydi.

Rebirth | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin