Bölüm 1

713 75 114
                                    

The Cab - Angel With A Shotgun

İyi okumalar...🖤

***

"Christian, seninle konuşmam gereken bir konu var."

Kasedeki sütün içinde yüzen mısır gevrekleriyle oynayarak iştahsızlığını daha da belli ederken bakışlarını yüzüme çıkardı. Göz göze geldiğimiz o anda bile aklımdan birkaç saat önceki konuşma geçiyordu.

5 saat önce...

"Son zamanlarda gösterdiğiniz başarıdan dolayı terfi aldınız. Yani bu yurt dışı görevlerine çıkabileceğiniz anlamına geliyor. İyi şanslar."

Taehyung ve ben gergin bir şekilde, şefimiz olacak karşımızdaki suratsız adamı dinliyorduk. Gergin olmamızın sebebi sabahın beşinde çağrılmamız değildi, buna alışıktık. Suçlulara uyguladığımız ve bize özel olan yöntemlerimizden haberdar olduğundan ya da deşifre olduğumuzdan falan şüphelenmiştik başta. Gerçi deşifre olsak oraya gidemeden çoktan tahtalı köyü boylamış olurduk.

Şef bize bir üst rütbeye yükseldiğimizi ve yurtdışına çıkabileceğimizi söylemişti ve biz sadece uyumamaya çalışarak odadan çıkıp gitmesini izlemiştik. Ben zaten bu halimden memnun olsam da, Taehyung artık ne kadar uykusuzsa, tepki bile vermeyip şef odadan çıktığı gibi kendini deri koltuklardan birine bıraktı. Rüyasında California sahilinde kumların üstünde güneşleneceğini şimdiden tahmin edebiliyordum.
....

"Şu sıralar pek evde olamadığım için üzgünüm... Komşumuz Bayan Jung'u seviyorsun değil mi?" İsmini duyunca hemen gülümsedi.

"Elbette! Kurabiyeleri çok lezzetli ve köpeğiyle oynamama izin veriyor. Bir dakika..." Gözleri sanki uzun zamandır merak ettiği şeyin cevabını arıyor gibi kocaman açılmış, dişlerini gösterecek kadar gülümsemişti. "Yoksa evleniyor musunuz?!"

Sıcak çay boğazıma kaçarken öksürdüm ve kendime gelmeye çalıştım.

"Hayır, oğlum. Yurt dışına çıkacağım için sana bakıcılık yapmasını rica edecektim. Büyükannen ve büyükbaban her zaman gelemiyor, biliyorsun."

"Arkadaşımın annesi de sanat tarihçisi ama her gün evde." Dedi ve çoğu zaman yaptığı şeyi yaparak sorgulayıcı bakışlarını attı.

"Herkes aynı değil." Dedim ve çayımı yudumlamaya devam ettiğim sırada arkasından çıkardığı şey, çayın bir kez daha boğazımda kalmasına sebep oldu.

Yedek tabancam elinde duruyordu!

"Bunun çekmecende ne işi vardı, amca?"

Silahımı elinden almak için atıldığımda masadan kalktı ve geri sıçradı.

"Senin benim çekmecemle ne işin var?"

"Neden soruma soruyla cevap veriyorsun?!" Bu kadar enerji dolu olmasını ve masanın etrafında beni koşuşturmasını anlamıyordum. Ajan olup da çevikliğe sahip olan o gibiydi. Christian bana yaşlandığımı hissettiriyordu.

"Sen niye benim soruma soruyla cevap veriyorsun?!" Durdum ve onun da durmasını bekledim.

"Hadi onu bana ver bebeğim." Elimi uzattığımda yeniden arkasına sakladı.

"Karşılığında ne alacağım?"

"Sinemaya gideriz?"

"Cevap istiyorum!"

"Sinema artı Burger King!"

"Cevap ver!" Bir el ateş sesi evde yankılandığında gözlerimi sonuna kadar açarak koştum.

Rebirth | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin