Lydia ile Sinir etme saati

427 14 0
                                    

*Marvalo*
Kütüphaneye gittiğimde Chang ordaydı. Ne istiyor bu!?
İç çektim ve kitapları düzenlemeye başladım. Lydia kitap okuyordu. Bana baktı ve kıkırdamaya başladı.
"Ne bakıyorsun? Senin yüzünden!"
"Yapan sensin. Hadi iyi temizle toz kalmasın"
Dedi ve ağzını kapatarak gülü. Ya sabırrr! Kitapları düzenliyorum. Kitabı kapatıp düzenlediğim yere yakın olan masaya çıktı. (Masaya otırdu sandalye değil he)
"Niye sandalyeye oturuyorsun? "
"Sanane be! Keyfim ve kahyası öyle istedi öyle oldu" dedi. Beni sinirlendirmeye uğraşıyor. Bende sinirlerimd hakim olmaya çalışıyorum.
"Yardım ediyim mi, Marvalo? "
"İstemez! "
Bana sürekli Marvalo diyor. Bunu hiç kimse söylemez bazıları bilmez bile. Ya ' Tom' yada 'Riddle' derler. Tuhaf...
"Neden hep Marvalo diyorsun bana? "
"Çünkü adın Marvalo? Hem Marvalo daha hoş duruyor"
"Bir daha deme. O kadar yakın değiliz Chang"
"Tamam Marvalo"
"Deme dedim"
"Hayır, 'bir daha deme' dedin Marvalo"
"Sen inatmıdın kızım ya?! "
Ona döndüm ve ona yaklaşmaya başladım.
"Ne o diğer kızlar gibi peşinde mi koşuyorsun? " dedim ve alayla sırıttım. Bana kötü kötü baktı.
"Daha çok beklersin canım" dedi alayla.
Yüzünü inceledim. Gözleri maviydi... Saçları kahverengi... Akılı olduğu belli olan biriydi. Dudakları hep yaraydı. Büyük ihtimalle ısırmış olmalıydı. Güzel bir kız... Gözlerine baktım. Alayla sırıtmaya başladı ve konuştu.
"Sen mi peşimde koşuyorsun yoksa he" dedi. Yüzünde alay ifadesi net olarak okunuyordu. Duygularını iyi ifade ediyor yüzünde. Kitaplığa dönüp işime devam ettim.
"Daha çok beklersin Chang"
"Beklerim"
Dedi. Ona baktım. Yüzünde alay vardı. Ciddi mü bu?
"Şaka yapıyorum Marvalo"
"Sana öyle deme dedim!"
"Çok umrumda senin ne dediğin çünkü"
"Sabır ya! "
İşime devam ettim. Sürekli konuşuyordu.
"Bir sus artık! Sürekli konuşuyorsun ya! Başım şişti! "
"Konışup konuşmicamı sana mı sorucam Marvalo! "
"İçinden konuş! "
"Yoo böyle iyi"
"Ölmek mi istiyorsun? "
"Kaybedicek bnir şeyim yok Marvalo. Yaşamakla ölmek arasında bir fark yok benim için"
"Öldüreyim yani"
Ona yaklaşyım.
"Fark etmez. Dediğim gibi kaybedicek bir şeyim  yok bana göre ikiside aynı" yüzünde alay yoktu ama ciddilik gecikmeyi yoktu. İşime devam ettim.
"Yasak saati yaklaşıyor. Acaba dışarı mı çıksam? " sesinde imalık sezdim ama neye dedi anlamadım.
"Banane bundan"
"Sana mı dedim? "
"Deli gibi kendi kendine mi konuşuyorsun? "
"Evet, ben deliyim deli hemde zır deliyim"
"Bence salaklıktan"
"Az önce zeki olduğu belli diyordun"
"Nasıl? "
"Tek sen mi zihin okuyon canısı"
Zihnimi kapattım. Ona baktım.
"Canısı? "
"Şakasına"
"Zihnimi okuyorsun he? Aşık mı oldun yoksa? "
"Heee, ölüyom böyle aşkımdan yıkılıyorum geberiyorum Romeo ooo" dedi ve güldü.
"Romeo he? " sırıtttım. Ama ne alayla, ne kötülük. Hemen kendimi düzelttim.
"Oooo Marvalosss gülümsemişinnn" dedi alayla. Ona baktım. Sırıtıyordu. Ona ölümcül bakışla baktım.
"Hey! gülmek iyi bir şey bir kereee"
"Senin yüzünden işimi yapamıyorum"
"Ben bir şey yapmıyorum" gidip yerine oturdu. Kitabına devam etti. Bir süre sonra işim bitti. O da kalktı.
"Ben gidiyorum sana kolay gelsin"
"Benim işim bitti Lydia"
Ben Lydia mı dedim!?
Fark etmiş olucak ki sırıtarak baktı.
"Boşluma geldi"
"Lydia diyebilirsin. Yargılama yok" dedi ve gitti. Bende çıktım. O önden ben arkadan gidiyordum.
"Acaba dışarı mı çıksam hazır beş dakka var"
Bana mı dedi? Uğraşamam... dışarı çıkıp rahatlamam lazım
"Çıkma ben çıkıcam"
"Hah! Bahöede belki görüşürüz Marvalo"
Koşarak gitti. Umarım gideceğim yere gitmez. Neden böyle yapıyor ki? Yanımda mı olmak istiyor? Ben istemiyorum. Bana ne kadar uzak o kadar iyi.

Özel- Tom Marvolo RiddleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin