İnata inat

305 12 0
                                    

*Marvalo*
Sabahtan her zamanki gibi erken kalktım. Hazırlanıp aşağı indim. Chang halla uyuyordu. Büyüleri çözdüm. Kütüphaneye gittim. Kitap okumaya başladım.
*Lydia*
Gözlerimi açtım. Gece nerde yığılmıştım acaba? Etrafıma baktım. Slytherin ortak salonu? İyi mantıklı bir yere gelmişim demekki. Gece ne olduğunu hatırlamıyorum. En son odama gitmey çalışıyordum. Sonra yere kıvrılıp uyumuştum. Çimdi galiba... o zaman nasıl geldim? Tuhaf... biri getirmiş olmalı. Odama gidip hazırlandım. Sınıfa çantamı koydum. Bahçeye çıkıp banka oturdum ve resim yapmaya başladım. Bir süre sonra kahvaltı başladı. Kahvaltı yapıp sınıftaki arka yere gidiyordum ama başkalafı vardı. En arka doluydu. Bende bir önüne oturdum. Marvalo'nun önüne oturdum. Bir tarafa otur duysam sürekli oraya oturmam lazımdı. İster sağ, sol, orta, ön, arka... alışkanlığım. Tuhaf gidiyor ve rahat olamıyorum
Ya neden bu burda oturuyor ki!? Acaba istesem kalkar mı?
Pff bahse girerim kalkmaz. Normal bir insan değil ki! Ya belki kalkar desem kalkmaz. Bahse girerim olmaz.
"Haklısın kalkmam"
Zihin okuma! Unutmamalıyım galiba. Zihnimi kapattım. Yüzümü ona döndüm.
"Hey Marvolo, kalkman karşılığında ne istersin he? "
"Emin misin? "
"Eeee değilim" önüme döndüm.
"Kalkarım" hemen ona döndüm.
"Ama karşılığı olur"
"Karşılığı nedir? "
"Karşılığı... " düşünüyor gibiydi.
"Kölem olursun"
"Fazla olur"
"Sen bilirsin. Teklif bu"
Bir dakka! Yanına oturursan rahatsız olup kalkar!
"Pekala Marvolo kalkma"
Gidip yanına oturdum. Eşyalarımı çıkrdım.
"Kalk yanımdan! "
"Rahatsızsan kalkarsın" dedim ve göz kırptım.
"Kalk! "
"Tapulu malın değil" dedim ona bakmadan.
"Zorla kalkıcaksın yani? "
"Her zorluğun sonunda kolaylık vardır"
Marvolo bu dediğimden sonra iç çekti ve beni itti. Yere düştüm. Geri oturdum. Kaybetmicem!
"Bir daha yaparsan o güzel öğrenci rolünü yırtarım! "
Sinirle elini sıktı. Bu kıkırdamama sebep oldu.
"Elini sıkma kan giren olucaksın" dedim ve güldüm.
O daha çok elini sıkmaya başkadı. Yüzüde sinirliydi.
"Her sinirliyken elini sıkarsan kan giren olursun"
İç çekti. Ne elini sıkmayı bıraktı ne daha çok sıktı. Aynı derecede duruyordu eli. Prf geldi ve ders başladı...
Prf bundan sonra böyle oturuşacağını belli bir düzen olucağını söyledi. Sene sonuna kadar! Sene sonuna kadar bununla oturamam! Olmaz! Ders bitmişti. Prf'ün yanına gittim. Marvolo uzaktan izliyordu.
"Prf yer değiştirsem birisi ile olur mu? Lütfen"
"Neden Bayan Chang? "
"Biz Marvolo ile hiç anlaşamayız prf"
"Peki onun yanınızda ne işiniz vardı? "
"Bir inat için... Lütfen izin verin"
"Hayır. İkimizde başarılısınız. Beraber daha başarı olucağınıza inanıyorum. Aranızdaki buzları eğitirsiniz"
"Ama-"
"Kararım kesindir Bayan Chang"
"Peki prf... "
Prf gittim. Marvolo geldi.
"Yaptığını beğendin mi!?"
"Kalksaydın o zaman! "
"İnat etmeden olmaz mıydı?! "
"Sen inat ederken iyiydi! "
"Sana bir ders katlanamıyorum her ders katlanamam! "
"Aynı durumdayız Marvolo! "
"Bunu düzelt! "
"Olmuyo! Çok biliyorsun ya sen yap! "
Ordan çıkıp gittim. Herkes bizi izliyordu zaten. Arkamdan Marvolo'nun sesi geliyordu.
"DÖNEM İŞİNİZE HEMEN! "
Bahçeye çıktım. Cedric yanıma geldi. Çimlere oturdum.
"Noldu? Sinirli duruyorsun"
"Sen daha sınırlı halimi görmedin bile"
"Peki noldu? "
"Birisi ile tartıştım"
"Yapabileceğim bir şey var mı? "
"Yok"
"Hım... "
Beni güldürmeye çalıştı. Becerdide. Güldüm.
"Sonunda güldün! "
"Başrdın Ced" dedim ve gülümsedim.
"Başardımmm" dedi ve gülümsedi. Cho yanımıza geldi. Oturmadı. Sinirli gibiydi.
"Onunla kavga mı ettin? Herkes seni konuşuyor! Başına Bella alıp duruyorsun! Akıllı olmicak mısın? Akıllı şaşarım"
"Ben akıllıyım Cho! Sözlerine dikkat et! "
"Hah öyle mi? Aynı binada mıyız? Kim başını belaya sokuyor? Akıllı olsan bulşmazsın hiçbir şeye"
"Cho hattını aşıyorsun" dedim duygusuzca.
"Hiç bir zaman benim gibi olamıcak mısıkn? Akıllı başını belaya sokmayan, takıntısız normal birisi olamıcak mısın? Asosyal olmak zor değil mi Lydia!? "
"Uyarmicam"
"UYAR SANA YA? ZATEN HEP SAKIN KALAN SENSİN DİMİ!? BEN SİNİRLENEREK MİYİM!? DOĞRULAR CANINI Mİ YAKIYOR YOKSA LYDİA!? Herkes bize bakıyordu. Ya sinirimi atıcaktım yada gidicektim.
Gidiyordum ki kolumu tutu.
"İğrenç birisin! Senden bıktım! Keşke kardeşim olmasaydın! Keşke hayatımda olmasaydın! "
Bana tokat attı. TOKAT ATTI BANA?!
Burnuna yumruk attım ve burnu kanadı. Ona bir yumruk daha attım ve yere yarıldı. Odama gittim. Saçlarımı tutup dibini sıktım. Derin nefesler alıyordum. Tüm eşyalarımı yerdeydi. Yatkları, dolapşarı bile devirmiştim. Ağlıyordum ama üzüntü değil sinirden. İnsan sinirle ağladığında zor şeyhler yaşar... Ben yaşadım... Çoğu kez... Bana, küçük bir kutu varmış, içine sığamıuorum ama kalmak zorunda gibiydim. Bedenimin içine zorla sokulmuş bir ruh gibi... koca dünyada hiçbir yere sığamıyorum gibi geliyor... Gözlerimi sildim. Derin nefes aldım. Yastığa kafamı koyup bağırdım. Tabi kimse duymadı. Her zamanki gibi... Bir şeyler vurdum. Sonra gözlerimi sildim. Göz altlatımı kapatıcı ile kapattım. Ağlamıyor gibi durmasını sağladıkyan sonra büyü ile eşyalarımı topladım. Derse bir dakika kalmıştı. Hızlı adımlar ile sınıfa gittim. Sınıfta herkesin gözü bendeydi. Elimi yumruk yaptım. Hepsi Cho'nun suçu. Cümleleri ağırdı. Yerime oturdum.
"Kanser olucaksın Chang"
Ona baktım. Bana bakıyordu. Gözlerini kısarak baktı.
"Ne bakıyorsun? " dedim. Bir şey anlamaya çalışıyor sanki
Önüme döndüm. Çikolata isterdimmm!
Ders başladı. Kafamı koydum masaya. Yüzüm Marvolo' ya dönüktü. Gözümü kapattım. Derste anlatılanları biliyordum zaten. Önceki senelerinde bilgilerini her zaman araştırırıdım. O senede üstünden geçerdim. Zaten fotoğrafik hafızam olduğu için daha kolay. Birisi bir şey ile kafama vurduğunda ayıldım. Uyumuşum... kafamı kaldırdım. Prf karşımda yanımda Malfoy, Malfoy'un elinde de kitap vardı. Yakalanmışmıydım? Hiç yakalanmamıştım.
"Bayan Chang, ders sıkıcı geldi herhalde? "
"Ü-üzgünüm prf"
"Bir daha olmasın Bayan Chang, Bay Malfoy, sizde bir dahakine bu çözümü denemeyin, neyse, bizde derse devam edelim" dedi ve yanımdan ayrıldı. Malfoy sırıtarak yerine oturdu. Pislik! Ellerin kırılsın, gözlerine arılar girsin, yüksek beklediğin sınavdan düşük al, saçını bitler yesin!
Marvolo kıkırdadı. Artık zihnimi kapatmıyordum.
"Çok yaratıcı" dedi sessizce ve sırıttı.
Her neyse! Ben nasıl yakalandım ki?
"Ben söyledim" ona baktım. Ciddi miydi bu?
"Evet ciddiyim. Ben söyledim. Onun gözünde küçüldün"
"Tamam"
Ellerimi yanaklarıma koydum. Beynimde şarkılar başladı. Eğer odaklanıp düşünür veya şarkı geçirirsem aklımdan, hiçbir şeyi duymamam. Bunu kanıylayamazdı... dimi? Neden uğraşıyor ki benle? Her neyse...

Özel- Tom Marvolo RiddleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin