Biraz resim çizmiştim. Akşam dersi işlemeye başladık. Bir kaç zaman sonra uykum geldi. Fafif gözlerim kapanıyordu.
"Eşleşiceksiniz"
Sonra sesler boğuklaştı. Birisi beni dürttü.
"Chang, kalk hadi! Çok uyuşuksun"
"Ha? Ne? "
"Uyuyorsun derste, hadi kalk"
Birlikte gözlem yaptık, notlar aldık. Ders bitince odama gittim. Yani umarım gidebiliyorumdur. Kendimi yere bıraktım. Uykum olunca aynı içmiş gibi oluyordum. Bilincim cidden kapalı, ne yaptığımı bilmiyorum. Yere yattım. Sanırım burası çimdi. Etraf bulanık... göl var galiba. Sırt üstü çimlere yattım. Ay var...
*Riddle*
Karagöl'e gittim. Chang yerde yatıyordu. Bir şeyler diyordu. Yanına gittim. Gözleri kapalıydı.
"Woaaawwww, lalala laaaa, hoooğğğğ" gibi sesler çıkarıyordu. Ona güldüm. Bir dakika BEN GÜLDÜM!? BU KIZA Mİ GÜLDÜM!? Yo yo saçmalık... ama komikti.
Gülmeye başladı, değişik sesler çıkarıyordu.
"Chang? Napıyorsun? "
"Ağağağağağağağğğğ" halka saçmalıyordu. Ayağım ile dürttüm. Yerden kalktı. Kafasını boynuma gömdü. Boyu anca o kadar yetiyordu zaten.
"Vanilya... çok güzel" kokumu mu almıştı? Onu ittiysen düşerdi. Bende geri gittim. Bana doğru gelip sarıldı. Ne yapıyor bu? Napmam gerek? Ama sarılması o kadar yumuşak ve güzel gelmişti ki... güzel bir histi...
Geri gitti. Göle doğru gitmeye başladı.
"Nereye? "
"Çuf çuf çufff"
Göle girmedine bir adım kala tutum ve kendime çektim.
"Odan orada değil Chang, bina orda değil"
"Keşke uçsakkkk, denesem mi? "
"Saçmalıyorsun, bence uyumalısın" Birden ağırlığını kesti ve yere düşüyordu. Hemen yakaladım. Kedi gibiydi. Cidden kedi gibiydi. Sesleri... şuan olan durumu. Kediler içinde miyawlıyor ya, aynı onun gibi... davranışıda öyle...
"Uyudun mu? " dedim sessizce. Sesini çıkarmadı. Kucağıma alıp onu ortak salona götürdüm. Neden yaptım bende bilmiyorum... çok hafifti...
"Kaç kilosun sen? "
"Mars gezegeni mi? "
"Ah ah"
Salonda durdum onun kucağımdan aşağı indirdin.
"O- da- na"
"Kulağına mı? "
"O oooo odaaa"
"Bende çukura düştüm yaaa"
"Çukur ne alaka ya? "
"Teyzem mi? "
"Ne saçmalıyorsun Lydia? "
"Ne doğum mu yaptın? "
"Cidden saçmalıyorsun Lydia"
"HOOOO-" elimi ağzına koydu.
"Tüm Hogwarts'ı ayaklandırmak mı istiyorsun?" elide hissediyordum dudaklarını... elimi ağzından çektim.
"Kısır mı istiyorum? Olabilir yerim"
"Saçamalıyorsun"
"Şarkı mı? "
"Odan kaç numara? "
"Nilüfer çiçeği mi? "
"Odaaaa"
"Araba yemeği mi? "
"Araba yemeği ne? "
"Sende mi kitap okuyoğnnn"
"Ahhh! Ne halin varsa gör" diyip odama çıktım. Üstümü değiştiririm e yatağa uzandım. Çok tuhaftı. Onun düşündüm ve istemsizce gülümsediğini fark ettim. Kapıma sanki çok ağır bir şey atmışalr gibi oldu. Kapıyı açtığımda Lydia ayaklarıma doğru uzandı.
"Lydia? Uyuyor musun? Bi gitmedin"
"Tavus kuşu mu yiyelim? "
"Tavus kuşu yenmez Lydia"
"Bencede o kötü bir cadı"
"Ah Lydia! " onu kucağıma aldım. Slytherin ortak salonundaki koltuğa yatırdım. Başının altına bir yastık koydum. Dondurma büyüsü ve susturma büyüsü yaptım. Odama geri çıkıp uyudum. Çok bile katlandım şuna. Bu kadar saçmalayan bir insan görmedim! Her neyse... gözümü kapattım ve sonrası karanlık...
*üçüncü kişili anlatım*
Lydia bilinci kapalıydı. Bir süre konışmayha çalıştı ama ollmadı, kıpırdamaya çalıştı ama olmadı. Uyudu. Zaten uykusu vardı. Rüyalar görmeye başladı... tabi rüya ise...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Özel- Tom Marvolo Riddle
Randomacaba Riddle aşık olabilir mi? sadece amacına mı odaklı? kalpi var mı? Sadece insanlatı kullanır mı?