Uyandım. Sonunda dinlenmiştim. Gözlerim artık görüyo, uyumuşum galiba. Saate baktım. BİR DERS KAÇIRMIŞIM VE BİR SONRAKİ DERSE BİR DAKİKA VAR! WT!? yuh be! O kadar uyumuş muyum?! Koridorda koşarak sınıfa gittim. YETİŞTİMMM! Oh sonunda! Arkadaki boş yere oturdu. Ders başladı ve benim bildiklerimi söylüyordu. Biir sonraki ders Marvolo ile oturucam! Of of! Ders bitince sınıfa gidip biraz ders çalıştım. Bir süre sonra içeri öğrenciler gelmeye başladı. Bende kitabı kapatyım. Yanıma Marvolo oturdu.
Ders bittikten sonra bahçeye çıktım. Ders daha yoktu...
"İyi misin? " arkamı döneme gerek bile yok
"İyiyim Ced" arkamı döndüm. Yanılmamıştım.
"Sabah feci geçti" dedi. Ona baktım. Gülümsedim.
"Teşekkürler"
"Arkadaşlar bunun için var bu yüzden teşekkür etme"
Biraz konuşup gülüştük. Sonra o derdine gitti. Yanıma Luna geldi. Biraz onunlada konuştuk. ÇİÇEK!
"Luna ben birazdan gelirim"
"Tamam bekliyorum"
Hemen odama gittim. Çiçek halla parlıyordu. Tohumu ve Çiçeği suladım. Sonra aşağı geri indim.
"Beklediğim için saol"
"Geldiğin için saol"
Gülümseyerek konuşmaya devam ettik. Sonra o da derse gitti. Bende resim çizdim. Sonra odama çıkıp çiçeğin karşısına oturdum.
"Bugün uykumu alamayınca *gene* sarhoş gibi oldum. Hep böyle olur... Draco Malfoy adında gıcık bir çocukta beni gıcık etti her zamanki gibi. Arkdaşlarım Luna ve Cedric beni korudular. Tek arkadaşlarım Cedric, Luna ve sen çiçek...başka kimsem yok... Sana hayatımı anlayıyım... "
Derin bir nefes aldım.
"Cho ile kardeşim...onunla gereksiz yere kavaga ettik. O bana tokat attı, bende onun burnunu kırıp yere düşürdüm. Nedeni başıma bela almam, benden bıkmasıymış... Cedric ile ben 'Ced' diyorum...ilk günden beri arkadaşız... Luna ile de tanıştım ama artık daha samimiyim. Birde Marvolo var...aynı Malfoy gibi anlaşamıyoruz ama pek bir şey yapmıyor..."
Okula geldiğimde yaşadığım her şeyi baştan sona anlattım.
"Böyle işte çiçek...artık sen benim günlüğüm olarak kalıcaksın...senin gibi bir kaç efsane var ve ben bayılırım efsanelere...aya da bayılırım! Sabaha kadar izleyebilirim..."
Çiçek her zamanki gibi çok güzeldi. Çiçek için her gün biraz şu dökmem gerekiyor. Tohuma da öyle. Tohumun büyümesi bir kaç ay bulabiliyormuş...aslında o çiçkte büyüyünce tohumunu alıcam...onu da bakıcam. Bu böyle gidicek...bir-iki tanesini iksir için kullanıcam. Diğerlerine bakıcam ama ilk çiçek her zaman arkadaşım olucak ve soluncaya kadar benimle olucak...sonra bahçeye geri indim. O çiçeği bulduğum için ne kadar şanslı olduğumu biliyorum. O çiçek gerçekten çok zalime ve özel bir çiçek...
*Gece*
Bahçede biraz oturdum. Cho bana bakıyordu. Yanıma gelip oturdu. Kalktığımda kolumdan tutu.
"Bırakır mısın? "
"Lydia, beni dinle lütfen"
Oturdum. Ona bakmıyorsum.
"Ne istiyorsun? "
"Özür dilerim Lydia...seni kırmak istemezdim-"
"Ama yaptın!" deiddm onun lafını keserek. Ona bakıp konuşmama devam ettim.
"Özür dilemek bir büyü, bir iksir, zaman makinesi falan değil! Özür dileyince noluyor? Geçmiş mi oluyor? Kalbinde hasar olduğunda iki kelime yeterli olur mu? He?! Sadece iki kelime hiç bir şeyi ifade etmez! " bana bakıyordu. Pişman gibiydi. Gözleri doldu.
"İstemeden oldu...sinirlendim..."
"Sinirliyken söylenenler doğru şeylerdir... Chang...benimle uğraşmak zorunda değilsin! Senden bebek bakıcılığı yapmanı istemedim! Benden nefret ettiğini bilmiyordum. Ayrıca küçük bir şeydi, buna rağmen kızman aptalcaydı" dedim ve kalktım. O da kalktı.
"Biz nolucağız? " dedi. Ona baktım.
"Hiç bir şey...aynı evde yaşayan iki normal insan, aynı okulda okuyan iki öğrenci, daha fazlası mümkün değil"
"Eskisi gibi olmak istiyorum"
"Ben istemiyorum. Ben seni istemiyorum. Mümkün olsa seni hayatımdan çıkarırdım... Chang..."
Ordan göle geçtim. Derin nefesler alıyordum. Az önce çok sakindim. Şimdi ise...bilmiyorum ama nefes anlamak zor gibi geldi. Göle baktım. Onunla ilgili anılarım geldi.
"Bunca zaman nerdeydin? Bana bu kadar nefret kusman nedendi? Bunu bize yapan neydi? Cho Chang..."
Gözümden yaşlar akmaya başkadı.
Derin bir nefes aldım. Marvolo yanıma oturdu.
"Git et, kaçmak yok" dedim. Göle bakarak konuşuyordum. O da öyle yaptı. Gölü izledi ve sonra konuştu.
"Her gece neden burdasın? "
"Rahatlıyorum"
"Canını sıkan ne? " dedi bana bakarak. Ona bakarak;
"Cho Chang...az önce onunla konuştum" dedim.
"Kardeşin?... Şu kavganız...aptalcaydı bence ama sen suçlu değilsin. Sana kötü şeyler söyledi"
"Benimle barıışmak istediğini ve özür dilediğini söyledi"
"Sen ne yaptın? "
Yüzümde acı gülümseme oldu.
"Bir evde yaşayan iki normal insan ve aynı okulda yaşayan iki öp rencide fazla olmicamızı"
"Bencede kabul etme, seni ezdi, sana hakaret etti"
"Bunlara takılmoyorum, benden nefret etmiş olması... "
Duraksadım. Gözlerimi onun gözünden, göle götürdüm.
"Biz düşmanız Marvolo"
"Evet ama bu gece değil, yarın devam ederiz"
Ona baktım. Anlamlı bakıyordu. Ona sarıldım. Bir ana napıcağını bilemez oldu. Sonra o da bana sarıldı.
"Değişik birisin" dedim ve geri çekildim.
"Sende öylesin" dedi. Ona gülümsedim. 'UYU! ' diyen beynime uydum ve kalktım.
"İyi geceler Marvolo"
"İyi uyu, sonra içmişsin gibi oluyorsun"
"İçmiş halimi görmeden deme bence"
"Nasıl oluyorsun? "
"Çocuk, ben şayında bir çocuk gibi"
"Hımm"
"Eğer o halimi görmek istiyorsan yasak saati başladığında burda ol, içmiş olucağım"
"Orda olucağım"
Odama gittim. Gözüm kapalı çiçeğe olanları anlatyım. Sonra da uyudum. Çiçek yeni arkadşımdı. Her şeyini saklayan bir günlük gibiydi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Özel- Tom Marvolo Riddle
Randomacaba Riddle aşık olabilir mi? sadece amacına mı odaklı? kalpi var mı? Sadece insanlatı kullanır mı?