"Hepiniz iki dakika susup dinler misiniz?" Chan'ın konuşması üstünde ortam anında sessizliğe gömüldü ki altısının, belki de yedisinin, olduğu bir ortamda sessizlik kolay bulunan bir şey değildi.
Seungmin geldiklerinden beri gergin olduğunu fark ettiği sevgilisinin elini nazikçe tutarken Chan derin bir nefes aldı.
"Size anlatmam gereken bir şey var, anlatmam gereken değil de... Sanırım ilk kez sizin fikirlerinize bu kadar ihtiyacım var." Chan'ın ciddi ses tonu yüzünden herkes anında ona dikkat kesildi.
"Dinliyoruz hyung." Felix'in söylediği şey üstüne Chan tekrar derin bir nefes alıp kısa bir an Seungmin'e baktı.
"Hepinizin sanaldan konuştuğu kişiler var diye nasıl bir şey olduğunu merak edip bir numara salladım ve Minho diye birine denk geldi, çok az bir konuştuğumuzda anime manga falan sevdiğini söyleyince Jisung'a çok benzediğini düşünüp Jisung gibi davranarak onunla konuşmaya karar verdim." Seungmin mırıldandı.
"Bu yüzden şifreni değiştirdin yani..."
"Ne olursa olsun seninle çıkarken bir başkasıyla bu anlamda konuşmayacağımı biliyorsun, sadece söylemek istemedim işte." Chan telefonunu çıkarıp Seungmin'in görebileceği bir şekilde şifreyi girdi ve Minho'yla olan yazışmalarını açıp ona uzattı, Seungmin okurken Chan devam etmişti. "Bir buçuk ay konuştuk sanırım, ve bu sürede Minho'nun sorunları var diye ona olabildiğince destek çıkmaya çalıştım. Ve Minho'nun bana karşı, daha doğrusu Jisung'a karşı hisleri olduğunu fark ettim, hatta tam düzeltmek gerekirse Jisung sandığı bana karşı." Jeongin araya girdi.
"Jisung hyung gibi davranıyordun, değil mi?" Chan başıyla onayladı.
"Bilirsiniz, birilerinin sorunlarını dinlemek pek Jisung'luk bir hareket değil çünkü ne diyeceğini şaşırır ama ben kurduğum Jisung karakterinden çıkıp ona destek olmak için her şeyi yaptım. Sonuç da buydu, Minho Jisung'a aşık oldu ve şimdi o da gerçekleri öğrendiği için benden nefret ediyor." Chan bir süre onların tepkisini ölçmek için hepsinde bakışlarını gezdirdi, oldukça dikkatli bakıyorlardı.
Kendisi devam edemeden Changbin'in sesini duydu.
"Şimdi de ne yapacağını bilmiyorsundur?" Chan sessizce onayladı. "Sen birilerinin hislerini kolay anlarsın hyung, fark etmedin mi?"
"Fark etmesini geç, Minho ona uçmuş resmen. Başlarda dalga geçmek için azıyor gibi yapmış sonra Chan'a gel benimkini sen indir demiş ve Chan da buna pek cevap vermemiş." Seungmin bakışlarını Chan'a çevirince Chan da ona baktı.
"Bir şey demek istemedim çünkü Minho'nun birine ihtiyacı vardı, belki olduğum kişi gibi davranmıyordum ama yine de Minho'yla konuşmayı seviyordum. Ve onun için endişeleniyordum, bu yüzden yanında kalmak istedim. Şimdi nasıl toparlayacağımı bilmiyorum." kısa bir sessizliğin ardından Seungmin elindeki telefonu Felix'e uzatırken konuşmaya başladı.
"Minho Chan'a değil Jisung'a aşık olmuş, ya da ondan hoşlanıyor neyse işte. Chan cidden Jisung'un konuşma tarzını çok iyi kopyalamış, ayrıca iyi birine benziyor." Felix de mırıldandı.
"Jisung ile iyi anlaşacak bir tipe benziyor, belki de denemeleri iyi olur." başını kaldırıp dalgınca yeri izleyen Jisung'a baktı. "Yani sen de istersen?" Jisung iç çekti.
"Deneyebilirim sanırım, şimdi ne yapacaksın hyung?" Chan istemsizce bakışlarını Seungmin'inkiyle birleşik ellerine indirdi.
"Bilmiyorum, Minho'yu ne kaybetmek ne de bırakmak istemiyorum." Seungmin yavaşça başını onun omzuna yasladı.
"Changbin hyungu gönderelim, o konuşsun." sessizce onları dinleyen Changbin kendi adını duyunca ellerini kaldırdı.
"Ben ne alakayım ya?" Jeongin hemen onun kollarını tuttu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I'm not me\Minsung
FanfictionMinho, kendisine mesaj atan sözde Jisung'a aşık olmuştu fakat hayatında her şeyden daha önemli bir yer edinmiş bu kişinin sakladığı büyük sırrı bilmiyordu. 👉Texting👈 Not: Mafya hikayesi falan değil ama normal bir texting olduğunu düşünerek başlars...