Sessiz geçen araba yolculuğunun ardından Minho'nun evine gelip de odasına çıktıklarında ikisi de yatağa oturup bir süre sakince beklediler, sonra Hyunjin ayağa kalktı.
"Jisung bana daha da kötülerini yapmışken sırf senin bebek duygularını korumaya çalıştım diye Felix'in beni herkesin içinde azarladığı gerçeğini yüzüme vurmak ister misin?" Minho ellerini yatağa dayayıp onu izlemeyi sürdürdü.
"Bence gerek yok." Hyunjin tek elini saçlarından geçirip derin bir nefes aldı.
"Hayatımın en saçma ayrılığıydı, ilk kez birini bu kadar seviyorum ve Felix'ten ayrılmak istediğimi pek söyleyemem." Minho yanını patpatlayınca Hyunjin onun yanına oturup gözlerine dolan yaşlar eşliğinde Minho'ya sarıldı. "Felix'imi terk ettiğime inanamıyorum, ona diğerlerini ciddiye almayacağıma dair söz vermiştim." Minho da dolan gözleri eşliğinde Hyunjin'in sırtını okşadı.
"Belki de olması gereken budur be Jinnie."
"Sen neden ağlıyorsun lan?"
"Duygulandım, sus. Beni korudun yerim seni ya..." Minho ona daha sıkı sarıldı. "Resmen Minho'nun bebek duyguları zarar görmesin diye her şeyi yaptın." Hyunjin hafifçe güldü.
"Jisung hep öyle söyler, yani bana demedi tabii ama diğerleriyle konuşurken 'Minhoşumun bebek duygularını incitemem' diyip durur." Minho hafifçe gerileyip ona baktı.
"Minhoşun bebek duyguları evinde sinema salonu olduğunu hatırlayınca bir değişti, kalk lan abur cubur alıp film izleyeceğiz." Hyunjin itiraz etmeden Minho'yla beraber ayağa kalktı fakat odadan çıkmalarından önce durup Minho'yu da kolundan tutarak durdurdu.
"Bana kızgın mısın? Sana Jisung'a yaklaşma dediğim için..." Minho mırıldandı.
"Arkanı dön bakayım kızgın mıymışım..." Hyunjin anlam veremeyip kaşlarını çatarken Minho onun kalçasının iki tarafını da kavrayıp sıkınca irkilerek geri çekildi.
"Ya sapıtmayı bırakır mısın?"
"Asla, taş gibiler Hyunjin... Her neyse, sana kızgın falan değilim. Bence haklısın, yani Jisung ile aramızı bozmaya çalışacağını düşünmüyorum çünkü hiç uğraşmadın, sadece başkalarıyla deneme konusunu teklif ettin. Burada bir sorun göremiyo-ay dur!" Minho birden Hyunjin'in ağzıyla burnunu kapatıp odanın kapısını açtı ve onu dışarı çekti, Hyunjin ne olduğuna anlam veremediği için öylece kalmıştı.
Minho kapıyı geri kapatıp ona döndü.
"Kedilerim içeride." Hyunjin'in bakışları değişirken Minho devam etti. "Üzgünüm, alerjin olduğunu unutmuşum. Döndüğümüzde onları odalarına bırakırım."
"Sorun değil, odana girmek zorunda değiliz."
"Bence öyleyiz, benim yatağım çok rahat. Bu gece yatağımda uyuyacaksın." Hyunjin yüzünü buruşturdu.
"Seninle beraber uyumam." Minho da yüzünü buruşturdu.
"Ben de seninle beraber uyumam, odamda rahat bir koltuk da var. Neyse ya, yürü aşk acısı çekmek için hazırlık yapacağız." Minho onun bileğini tutup Hyunjin'i merdivenlere çekince Hyunjin hafif gülümsemesiyle onu takip etti.
O sırada Chan'ın evinde ise olaylar biraz karışıktı ve çıkan ufak çaplı bir kavga vardı.
Jeongin'in ciddi ve gergin ortama rağmen söylediği şey üstüne hepsinin bakışları onu buldu.
"Neden dalga geçiyorsun? Komik mi sence?" Jeongin omuz silkti.
"Jisung hyung onca zaman Hyunjin hyunga orospu ya da piç gibi hakaretlerle seslenirken ona sadece 'Jisung aşko yapma' demen ama Hyunjin hyung Minho hyungu uyardı diye onunla kavga edip bir de üstüne terk edilmen komik bence." Changbin eliyle Jeongin'in ağzını kapatırken Seungmin nazikçe Felix'in omuzlarını tutup onu oturması için çekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I'm not me\Minsung
FanfictionMinho, kendisine mesaj atan sözde Jisung'a aşık olmuştu fakat hayatında her şeyden daha önemli bir yer edinmiş bu kişinin sakladığı büyük sırrı bilmiyordu. 👉Texting👈 Not: Mafya hikayesi falan değil ama normal bir texting olduğunu düşünerek başlars...