24

470 49 142
                                    

Hissettiği soğuk havayla beraber Minho titreyerek gözlerini açtı, başı feci ağrıyordu ve gözleri yanıyordu.

Gözlerini ovuşturmak için elini kaldıracakken omzunda birinin varlığını hissedip başını hafifçe çevirdi.

Jisung'un kokusuydu bu.

Kızaran yanakları eşliğinde başını geriye yatırıp tekrar gözlerini kapattı ve gece olanları hatırlamaya çalıştı.

İçmişlerdi...

Sonrası yoktu, içmişlerdi.

Onu daldığı bu düşüncelerinden ayıran şey, Jisung'un kedi gibi mırıldanıp omzuna sürtünmesi olmuştu.

Anında kaskatı kesilirken Jisung'un iyice kendisine yanaşıp sıkıca sarılarak bacaklarını üstüne atması pek iyi gelmemişti ona.

Uyanmaya çalışan Jisung'un Minho'yu ne kadar etkilediğinden haberi yoktu, daha doğrusu uyanık olduğundan.

Sonunda kendine geldiğinde bacaklarını Minho'nun üstünden çekip usulca daha çok ona yanaşmıştı ki Minho'nun elini belinde hissedince irkilerek başını kaldırdı ve Minho'nun bembeyaz kesilmiş yüzünü görüp fazlasıyla kızararak telaşla geri çekildi.

"Be-ben çok üzgünüm, uyanık olduğunu bilmiyordum ve sadece uyanmaya çalışıyordum ama yanımdakinin sen olduğunu anlamam uzun sürdü ve sonra da-"

"Sakin ol Jisung." Jisung kızaran yüzünü ellerinin arkasına sakladı.

"Sikeyim ya... Özür dilerim, seni rahatsız etmedim değil mi?" Minho titrek bir nefes aldı.

"Beni değil ama biraz daha hareketlenseydin benimkini rahatsız edecektin." Jisung anında başını kaldırıp ona baktı.

Minho'nun ciddi olduğunu fark edip iyice kızararak bacaklarını kendine çekti ve onlara sarılıp başını yasladı.

"İsteyerek olmadı." Minho sakinleşmek adına derin bir nefes aldı.

"Gece olanları hatırlıyor musun? Biz neden tek başımıza buradayız ve diğerleri nerede?"

"Şey... Sen sarhoş oldun."

"Hm hm..."

"Ve sonra sızdın..."

"Hmm..."

"Ve ben de fırsatı kullanmak için sana sarıldım."

"Ee?"

"Ve birine sarılınca hemen mayıştığım için uyuyakaldım, diğerleri de büyük ihtimalle bizi yalnız bırakmak için içeri geçmişlerdir." Minho hafifçe mırıldanınca Jisung onun omzuna küçük bir yumruk attı. "Kedi gibi mırlayıp durma, bu beni tahrik etmiyor."

"Demek ki ediyor..."

"Hayır-MİNHO!" Minho oturdukları koltuğun kolçağına ayaklarını uzatıp Jisung'a arkasını döndü ve başını geriye yatırarak ona baktı.

"Jisungmmh..." Jisung istemsizce kahkaha atınca Minho da gülerek ona eşlik etti. "Ayh... Başım ağrıyor." Jisung yavaşça ona yaklaştı.

"İçeri geçelim mi? Ben sana ağrı kesici ve yemek getireyim."

"Senin de ağırmıyor mu?"

"Ben sarhoş olacak kadar içmedim, sadece uykum geldi o kadar. Gel sen salona geç, ben de ikimize yiyecek bir şeyler hazırlayayım." Minho itiraz etmeden elini tutup kendisini çeken Jisung ile birlikte ayağa kalktı ve onu takip ederek içeri girdi.

İkisi salona girdiklerinde bir koltukta uyuyakalmış Jeongin'i gördüğü gibi Jisung Minho'yu bırakıp Jeongin'in yanına koştu ve eğilip saçlarını kokladı.

I'm not me\MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin