"... Bak bu şerefsiz gerçekten Hyunjin'den daha pırt, böyle sikik bir karakter." Minho usulca çenesini Jisung'un omzuna yaslamış bir halde onu dinlerken Jisung elindeki manganın açık sayfasında duran karakteri ona gösterdi. "Adını öğrenmene bile gerek yok."
"Tatlı duruyor ama."
"Hayır durmuyor, piç." ikisi mangaları incelemeye dalmışken Felix başını içeri uzattı, ikisi onu görünce korkmuşlardı çünkü Felix'in geldiğini bilmiyorlardı.
"Haa... Sincap!" Felix içeri koşup Jisung'un üstüne atladı ve ona sıkıca sarıldı. "Sincap sincap sincap!" bacaklarını da yatakta oturan ve kucağına çıktığı Jisung'un beline sarıp omzuna iyice gömülürken Minho'ya bakarak tehditkar bir tonla konuştu bu sefer. "Benim sincabım." Jisung onun sırtını hafifçe okşadı.
"Şapşalsın ya... Seni Hyunjin'le bıraktım ya, neden yine buradasın?"
"Seni çok özledim çünkü."
"Ama Minho'yla olduğumu biliyorsun."
"O yüzden daha da çok özledim." Jisung iç çekip yanında oturmuş onları izleyen Minho'ya döndü.
"Sana Felix'in minik bir bebek olduğunu söylemiştim." Jisung sıkıca sarıldığı Felix'in kendisine doğru dudaklarını uzattığını görünce omzuna sardığı eliyle onun alnına hafifçe vurdu. "Dünyanın en tatlı bebeği..." Felix mırıldanarak daha çok ona yılışırken Minho ayağa kalktı.
"Saat geç olmuş, benim de gitmem lazım zaten." Jisung kucağındaki Felix'i oyuncak bebek gibi yatağa fırlatıp ayağa kalktı.
"Ya hayır gitme, daha seninle en önemli mangalara bakmadık."
"Başka zaman yaparız, belki benimkilere bakmaya gelirsin?" Jisung bir şey diyemeden Felix ayıp bir şey duymuş gibi 'hii' diyip ağzını tuttu.
"Haram teklif, hangi seninkilerden bahsediyorsun?" Jisung ayağındaki terliği çıkarıp ona attı ve tekrar Minho'ya döndü.
"Sonradan tekrar uzunca vakit geçirelim tamam mı? Seninle vakit geçirmek eğlenceli." Felix yine araya girdi.
"Bence ben daha eğlenceliyim." yüz üstü dönüp ayaklarını salladığında Jisung diğer ayağındaki terliği de onun kalçasına atıp Minho'ya başıyla işaret ederek kapıya yöneldi.
"İstediğin zaman tekrar görüşürüz." Jisung ona kapıyı açıp mahçup bir şekilde gülümsedi.
"Felix yüzünden değil, değil mi? Sadece beni paylaşmaktan hoşlanmıyor, yanımda benim hoşlanacağım tipte birini görmekten yani."
"Bunu iltifat olarak alıyorum." Jisung ne söylediğini fark edip alt dudağını istemsizce yalayarak kızarırken Minho kenarda duran ayakkabılarını alıp giymeye başladı. "Ayrıca onunla alakalı değil, saat gerçekten geç ve eve dönmeliyim. Sonra tekrar buluşur beraber vakit geçiririz." Minho doğrulduktan sonra bir süre Jisung'un az önce diliyle ıslattığı dudaklarına takılan bakışları yüzünden sertçe yutkunup duraksadı.
Jisung'un dudakları... O an çok öpülesi duruyordu.
Minho bir süredir rahatsız etmemek adına ona karşı düşüncelerini ve isteklerini içinde tutuyordu ama o an tutmasına engel olmak ister gibi güzeldi dudakları.
İstemsizce ona doğru eğildiğinde Jisung'un da dikkati Minho'nun dudaklarını buldu, cidden tatlı bir duruşu vardı dudaklarının.
Dudaklarında nefesini hissettiğinde aynı anda yanağında nazik tutuşunu da hissetti, Minho onun yüzünü tutunca Jisung anında kendini ona teslim eder gibi dudaklarını aralamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I'm not me\Minsung
FanfictionMinho, kendisine mesaj atan sözde Jisung'a aşık olmuştu fakat hayatında her şeyden daha önemli bir yer edinmiş bu kişinin sakladığı büyük sırrı bilmiyordu. 👉Texting👈 Not: Mafya hikayesi falan değil ama normal bir texting olduğunu düşünerek başlars...