ARK - Kitap Oluyor!

Bölüm 20: Mangal | ARK I - Arya

Ailemizde yerini almak için Instagram: ARK.Kitap | Yazar.Ruyam

ARK kitap emojimiz 🪞✨ yorumlara!

Bölüme başlamadan üj bej emoji yollayın bakalım :D

RuyamG <— Ailemiz burada toplanıyor.

Okumaya başlamadan sol alt köşedeki yıldıza tıklayarak oy vermeyi unutma 💜

Satır arası yorumlarını bekliyorum. ⭐️

Ne kadar yorum olursa, o kadar motive oluyorum. 😍

Arya ~

Havuza girdiğimde Kalender tam anlamıyla çıplaktı. "Ayıp diye bir şey var kardeşim. Bu ne hal?" dedim gülerek. "Eeh ne yapayım, havuza gireceğim diye gelmemiştim." dedi bana doğru yüzerek. Ellerimi boynuna, bacaklarımı ise çıplak beline doladım.

"Ama böyle ten tene olmuyoruz. Sende mi çıkartsan?" diye öneride bulundu. "Her an biri bahçeye damlayabilir, emin misin?" diye sordum.

"Lanet olsun, seni görünce her şeyi unutuyorum. Hayır, böyle bile çok açık." dedi hemen.

Kollarında biraz kaldıktan sonra, ondan uzaklaşıp yüzerek arayı açtım. Ardından ona doğru su atmaya başladım.

"Bana, bana? Kalender'ine?" dedi kahkaha atarak. O beni kovalarken kaçmaya başladım. "Bak boğulurum hee, parmak ucumda basıyorum." dedim. Tabii ki dalga geçiyordum. Biz ne çıkartmalar yapmıştık karaya, hey gidi zaman! Yaşlandın be Arya.

"Karıcığım, boğulursan seni boğarım. Sakın boğulma!" dedi ciddi bir sesle. Karıcığım? Nazlı ve Ahmet'in yanındaki oyunumuza devam ediyoruz belli ki.

"Boğulursam zaten boğulmuş oluyorum. Hakkın rahmetine kavuştuktan sonra, boğsan ne boğmasan ne?" dedim inatla. Yanıma yaklaşıp, beni yeniden kucağına çekti.

"O beni zevkten dört köşe yapan ağzını uhularım. Bir daha ölüm falan duymayacağım. Beni sinirlendirme Arya!" dedi gayette sinirli bir sesle.

"Uhunun bu iş için doğru olduğunu pek sanmıyorum." dedim onun aksine gülerek. "O zaman bende bantlarım." dedi, kendinden emin şekilde. Ona arzuyla baktım. O da beni anlamak istiyor gibi yüz ifademi süzdü.

"Ellerimi de bağlamak ister misin?" diye sordum. Gözleri anında koyulaştığında, bakışlarımın nedenini çözmüştü. "Fantezi dünyan çok gelişmiş bakıyorum da." dedi imayla. "Birlikte daha da genişletebiliriz bence." dedim hiçte masum olmayan sesimle.

"Olmaz, bir süre cinsel birliktelik yok. Rahatlaman için seni istediğin kadar boşaltırım, ama ağrıların var. Bir süre, ağrıların geçene kadar bekleyelim." dedi. Ama ben açıklamadan memnun olmadım, zira doktor yasak koymamıştı.

"Artık beni istemiyor musun?" diye sordum sesimdeki şüpheyle. Anlamlı anlamlı bakıp, "Arya!" dedi sadece. Beni kendine daha da çok çekerek sarıldı.

"Sabah seni nasıl uyandırdım unuttun mu? Ben senin her bir hücrene ölüyorum. Her santimin benim için kıymetli. Seni o kadar çok seviyorum ki, sadece bedeninle değil. Ruhunla, kalbinle, aklınla, her şeyinle seviyorum.

Sen bana birkaç saniye gül diye, bu hayatta yapamayacağım hiçbir şey yok. O yüzden bana sakın, seni istemediğimi söyleme. Ben yıllardır, kollarımda olmanın hayalini kurup, senin için yanıp tutuşan bir adamım." dedi özlem ve aşkla açıklayarak. Beni gerçekten çok güzel seviyordu, değil mi?

"Insgram'da bir videoda, 'Her şeyin senin için üst üste geldiğini düşünüyorsan, hayatındaki mucizeler yeni başlıyor demektir.' yazıyordu. Sen, tam olarak o mucize gibisin. Ama ben bunu yitirmekten çok korkuyorum." dedim içimi ona dökerek.