Bölüm 9: Dağ evi | ARK I - Arya

48.4K 957 49
                                    

Ailemizde yerini almak için Instagram: ARK.Kitap | Yazar.Ruyam

ARK kitap emojimiz 🪞✨ yorumlara!

Bölüme başlamadan üj bej emoji yollayın bakalım :D

RuyamG <— Ailemiz burada toplanıyor.

Okumaya başlamadan sol alt köşedeki yıldıza tıklayarak oy vermeyi unutma 💜

Satır arası yorumlarını bekliyorum. ⭐️

Arya ~

Kapının alacaklı gibi çalındığını duydum. Gözlerimi açtığımda, önce karanlık ortamdan bir şey anlayamadım. Otel odasını görünce hatırladım. Hızlıca kalkıp üstüme banyodan bornoz giydim. Sersem adımlarla, kapıya hızlıca gidip açtım.

"Buğra?" diye sordum, şaşkın bir ses ile. Ne işi var ki burada? Kızgındı, hatta fazla fazla kızgındı.

"Az daha kapıyı açmasaydın, seni rahatsız etmemi istemeyen bu görevliler eşliğinde kapıyı kıracaktım." dedi arkasında bir yeri göstererek.

Biraz kafamı eğip gösterdiği yere baktığımda, otel görevlileri ve güvenlik görevlisi olduğunu tahmin ettiğim kişiler vardı. Onların çaprazında da, siyah takım elbiseli adamlar duruyordu. Kapımda bu kadar kişinin işi ne?

"Ben üzgünüm, birkaç gündür çok yoruldum. Uyanmayı bırak duymamışım bile..." dedim genel bir açıklama yaparak. Siyah takım elbiseli adamların yüzü yerdeydi. Üstümde bornozla açtım diye mi?

"Kızım aklımdan bir ton şey geçti. Vallahi intihar ettiğini sandım. Beni arayıp..." Kolundan tutup içeri çekmeseydim, istediğim gizli şeyleri söyleyecekti muhtemelen. Çekince otomatik olarak sustu.

"Ahh yok canım, ne intiharı, hep böyle paniksin." diyerek topluluğa dönüp "Kolay gelsin sizlere de." dedim, kafayı hafif sallayarak ve kapıyı kapattım.

"Salak mısın Buğra? Kimse bilmeyecek dedim. Eline mikrofonu alıp bağırmadığın kaldı bir tek." dedim kızarak.

"Yaaaa ben saatlerdir ne yaşıyorum, sen biliyor musun? Sikik herifler yedek kart falanda getirmediler. Hanımefendi rahatsız edilmek istemedi, lütfen uyanana kadar bekleyin, deyip durdular." dedi ama köpürüyordu, herkese kızmıştı.

"Ya başına bir şey gelseydi? Bunun hesabını nasıl vereceklerdi?" Aslında dediği mantıklı, rahatsız etmeyin modunu açıp intihar etseydim ya da banyoda kayıp düşüp ölseydim, kalp krizi geçirseydim falan, ne olacaktı? Vay be, ilk defa böyle bir otel yönetimi görüyorum.

"Sen burayı nereden buldun?" dedim, ama cümlemi bitiremeden, Buğra'nın anlamlı bakışlarını gördüm. Gözleriyle, yandan yandan bakarak, 'Sence nasıl buldum' diyordu.

"Ben bulurum." dedi ve kestirip attı. "Neden geldin ki?" dün aramıştım ama ulaşamamıştım. "Kaç kere aradım seni, bak o telefonuna. Açan var mı yok? Bende korkup geldim işte." dedi, ama ben telefonumu sessize almamıştım ki.

Gerçi kapıyı duyamayan telefonu mu duyacaktı? Komodinin üstündeki telefonumu aldım. Ohaa Buğra biraz daha abartsaydın? 45 Cevapsız çağrı nedir ya.

"Peki seni 45'de durduran neydi?" diye sordum. "Yani 5'de ya da 10'da ne durduramadı da 45'de gelmeye karar verdin?" dedim müthiş bir ciddiyetle.

"Hee anasını satayım, sorduğu soruya bak. Aylar sonra arıyorsun, benden gizli şeyler istiyorsun ve gece aramana döndüğümde meşgule atıyorsun. Ardından da hep cevapsız çağrıda kalıyorum. Pardon ne düşünmeliydim?" dedi. Uyku sersemi meşgule atıp, sessize aldım muhtemelen...

ARK - Kitap Oluyor!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin