Bölüm 12: Karşılaşma | ARK I - Arya

22K 1.1K 120
                                    

Ailemizde yerini almak için Instagram: ARK.Kitap | Yazar.Ruyam

ARK kitap emojimiz 🪞✨ yorumlara!

Bölüme başlamadan üj bej emoji yollayın bakalım :D

RuyamG <— Ailemiz burada toplanıyor.

Okumaya başlamadan sol alt köşedeki yıldıza tıklayarak oy vermeyi unutma 💜

Satır arası yorumlarını bekliyorum. ⭐️

Arya ~

'Burada ne kadar zamandır bekliyorum?' diye düşündüm. İçimdeki korku, endişe ve gelecek kaygısı beni ürpertti. Hayatım boyunca hep bir şeyler için çabaladım. Ailem beni sevsin, işimde başarılı olayım istedim.

Ama şu an ne yapıyorum? Gerçekten... Durdum ve yeniden düşündüm. Gerçekten şu an ne yapıyorum? Başka şansım var mı? Onu ve hayatımı korumak için ne yapmalıyım?

O sırada arkamdaki kapı açıldı. Sarışın, alımlı ve güzel bir kadın içeri girdi. Tahminen sekreteri olmalı, beni içeriye alan beyefendi sekreteri sanmıştım. Birden fazla sekreteri de olabilirdi gerçi. Yavaşça bana yaklaştı.

"Hanımefendi, randevunuz olmadan geldiğiniz için, Kalender Bey henüz gelmedi. Yarım saat içerisinde burada olacaklarını, Behram Bey'den öğrendim." Behram Bey kimdi? Beni öyle yıkılmış görünce yardımcı olan ve Kalender Bey'in odasına kadar eşlik eden beyefendi mi? Sekreteri değilmiş demek ki... Kadın o sırada konuşmaya devam etti.

"İstediğiniz bir şey var mı? Eğer acıktıysanız yemekte söyleyebilirim. İstediğiniz herhangi bir şeyi bana söylemekten lütfen çekinmeyin." dedi ve güzel bir gülümse ile gözümün içine baktı. Çay kahveyi anlarım ama yemek? Çat kapı gelen kişilere bile, bu kadar misafirperver davranmaları beni şaşırttı.

"Sorun değil, bekleyebilirim. Sadece su alabilirsem sevinirim." diye cevap verdim aynı nezaketle... Bana karşı böyle bir tutum sergilemesinin nedeni beni takip etmesi miydi? Acaba beni tanıyor mu? Bahçede yaşadıklarımı biliyor mu? Birkaç yıl önceye kadar bu ilgiye alışık değildim ve bana tuhaf gelirdi.

"Hemen getiriyorum." diyerek odadan ayrıldı. Oda gayet ferah, birkaç güzel tablo içeren ve beyaz mobilyaların olduğu, geniş camlarla çevriliydi.

Arka bahçeye bakması nedeniyle, güzel ağaçları ve bahçedeki mobilyaları görebiliyordum. Sol taraftaki toplantı masası hayli büyüktü. Tam önümdeki beyaz masasının üzerinde, iki monitör vardı. Ve birkaç fotoğraf çerçevesi, bana dönük olmadığı için monitör ekranlarını da, fotoğrafları da göremiyordum.

Benim gibi, bir monitörden çalışırken diğerinden film izlemiyordur değil mi? Kendi düşüncelerime güldüm. Adam muhtemelen mafya ve karanlığın içinde...

Sence ikinci monitörden senin gibi film, youtube videosu ya da dizi mi izliyordur? Başka ne tahminlerim var bakalım.

Birden fazla iş kolunda olduğu için olabilirdi? Yoksa karanlık işler yaptığı için mi? Öldürdüğü adamları.. pardon koruduğu adamlara karşı tehditleri mi, oradan izliyordu? Daha koyu mobilyalar ve ortam beklediğim doğruydu.

Ben etrafı incelerken, arkamdaki kapı yeniden açıldı. Sekreter hanımın suyumu getirdiğini düşünmüştüm ama, topuklu ayakkabı sesini duymayınca hafiften sağıma doğru döndüm.

Onu gördüm. Beni korumasını beklediğim adamı, beni şu anda koruyabileceğini düşündüğüm tek insanı... Yavaşça elindeki su ile bana yaklaştı, ve başını bana doğru indirerek baktı. Bu sert yüzü ve duruşuna nazaran, gözlerinde gördüğüm naif merak ve bolca endişe ona hiç yakışmıyordu.

ARK - Kitap Oluyor!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin