Tekrardan buluşuyoruz. Adettendir hikayeye başladığınız tarihi buraya ekleyin.
Hikayeyi beğenip satır aralarına yorum yaparsanız beni çok mutlu edersiniz. Umarım hikayem hoşunuza gider.
Hepinizi iyi okumalar. 💞♣️
"Neredeyim?" dedim yere çömelmiş ve saçlarımı istemsizce çekiştirir halde. Tekrardan "Neredeyim?" diye bağırdım. Ama ses seda yoktu. Etrafı incelemeye başladığımda karşımda bir kapı olduğunu fark ettim.Ayağa kalkmamla beni yere bağladıkları zincirle beraber yere düşmem bir olmuştu. "Kimse yok mu? Neredeyim ben? Lütfen cevap verin bana." diyerek bağırmaya devam ettim. Bir süre sonra etrafımda kulağımı tırmalayan bir gıcırtı sesi gelmeye başladı.
"Kimsiniz? Ne istiyorsun benden? Neden cevap vermiyorsun bana? Burada olduğunu biliyorum." dedim. Gıcırtı sesleri ayak seslerine dönüşmüştü. Bu sefer de anahtar sesi gelmişti. Kapının önündeki kişi sanki bana duyurmaya çalışıyormuş gibi anahtarları sallayarak ses çıkartıyordu. Yavaş yavaş anahtarları kapı deliğine soktuktan sonra kapıyı açtı.
"Kimsin sen? Beni neden buraya kilitledin? Çabuk çöz beni! Zaten ailem beni aramaya başlamıştır çok yakında bulacaklardır seni." diye bağırdım karşımdaki yüzü maskeli adama. "Arasalar da seni bulamazlar. Bunu zaten sende anlayacaksın" dedi. "seni neden buraya kilitlediğimde...eee orası da bana kalsın değil mi?""Pislik herif beni çabuk buradan çıkar yoksa" diye çıkıştım karşımdaki adama. "Yoksa ne? Ne yaparsın ? Daha yerinden bile kalkamıyorsun. Yerinden kalkabilsen bile bana hiçbir şey yapamayacağını ikimizde biliyoruzdur herhalde." diye söyledi beni küçümseyerek.
"Peki, tamam. O zaman benimle ne yapmayı düşünüyorsun pislik" dedim.
"Benim bir adım var. Senin de olduğu gibi." dedi pislik herif. "Peki o zaman adını söyle de sana adınla hitap edeyim." dedim. "Daha buna hazır olduğunu sanmıyorum. Gerektiği zaman öğrenirsin." dedi. "Peki...Aşağılık herif sen kimsin? İsmini bilip bilmemem sana olan hitap şeklimi değiştireceğim anlamına gelmez. "diye haykırdım.
"Demek öyle. "dedikten sonra bana korkunç bir şekilde bakmaya başladı. Bir süre daha o şekilde bakmaya devam ettikten sonra beni yalnız bırakarak gitti. O gittikten sonra rahatladığımı düşünürken birden yüzünde gaz maskesi olan insanlar içeri girdi ve içeriye bir şeyler sıkmaya başladılar. Sonrasında ise uykuya daldım.
♣️
Etrafımda bir patırtı dönüyordu ama gözlerimi açmakta zorlanıyordum. Kendimi biraz daha zorlayarak gözlerimi açtığımda demir parmaklıkların arkasında olduğumu fark ettim.Biraz daha göz gezdirdiğimde demir parmaklıklı ve havada asılı bir kafesin üzerinde duruyordum. Bir kaç adım sesi duyduğumda odak noktamı değiştirerek kafesten dışarı baktım ve katman katman şeklinde olan daire binanın ortasında olduğumu anladım.
Havadaki ağır duman kokusundan dolayı öksürdüm ve odalarından çıkan bir sürü bilim insanı bana bakmaya başladı.Bir süre sonra not almaya başlamışlardı. "Neden buradayım?" diye bağırdım ama hepsi beni görmezden gelerek yazı yazmaya devam ettiler. "Hey! Ben buradayım görmüyor musunuz?" diye tekrardan bağırdım ve bilim insanlarından bir kaçı işaret parmaklarının iki dudağının ortasına yerleştirerek sus işareti yapmışlardı.
Nedense onların sözünü dinleyip susmuştum. Saatler birbirini kovalarken ışıklar kapanmıştı ve sadece katman katman şeklinde olan katlardan benim karşımda ki kattan ışık cızırtı sesleri geliyordu. Bir süre sonra kırmızı bir ışık yandı ve içeriden beni kaçıran adamın geldiğini fark ettim bu sefer maskesizdi. Yüzü çok tanıdık geliyordu ama son zamanlarda onun gibi birini hiç görmemiştim.
"Demek uyandın tutsağım Kerem Alp Adal" demişti. Neden bana tutsak demişti ki? Ben neden onun tutsağı olmuştum? "Tutsak derken?" dedim büyük bir şaşkınlıkla. "Tutsak işte Alp ’cim. Sen artık benim esirimsin ve benim elimden kurtulamayacaksın." dediği sırada dik dik suratına baktım.
Ama suratında mimik oynamıyordu.
"Şimdi o demir parmaklıklardan ellerini çek ve yerine geri otur. Yoksa başına geleceklere katlanmak zorundasın." diye çıkıştı birden bire bana."Çekmiyorum ne yapacaksın? Daha ne yapabilirsin ki bana?" dedim ve birden tuttuğum demir parmaklıklardan ellerime elektrik akımı geçmeye başladı ve bana elektrik çarptı. Ellerimi hemen çektikten sonra bulunduğum kafesin tavanı açıldı ve üzerime akrepler dökülmeye başladı. Hemen kaçışmaya çalışsam da nafileydi tüm akrepler üzerimde geziyordu.
"Ne yaptın seni manyak psikopat? Ne istiyorsun benden?" sorularımdan sıkılmış olacak ki yüzünü ekşitti ve bana dönerek şunları söyledi;
"Ne mi istiyorum? Hala anlayamadın mı? Acı çekmeni istiyorum. Bana geçmişte yaşattığın tüm acıları sende yaşa istiyorum. Sen bana yeterince zarar verdin ama artık şunu bil ki sıra bende." diye bağırdı.O bana bağırarak konuşurken birden omuzumda bir acı hissettim. Hissettiğim acı ile yere yığılıp kaldım. Benim yere düşmemle o da dizlerinin üzerine çökerek gözlerimle gözlerini aynı iza’ya getirdi. O an onun o mavi gözlerinden anlamıştım. Onu tanımıştım.
"Beni tanıdın mı eski dostum." dedi sinsi bir şekilde gülümseyerek. Ona cevap vermek için hazırlanırken kendimi daha fazla zorlayamadım ve gözlerimi yavaş yavaş kapatarak uykuya daldım. Umarım gördüğüm son yüz onun yüzü olmazdı.
♣️
-Bölüm Sonu-
Umarım bölümü beğenmişsinizdir.
Bölüm hakkındaki düşünceleriniz nelerdir ?
"Siz ana karakterimizin adını beğendiniz mi ?
Sizce Psikopat karakterimizin asıl amacı ne olabilir ?
Sizce Kerem Alp Adal geçmişte psikopat karakterimize ne yapmış olabilir ?
Sizce ilerleyen süreçlerde psikopat karakterimiz Alp'e neler yapacak ?
Şimdilik benden bu kadar bir sonraki bölümde görüşmek üzere hepinize kucak dolusu sevgiler.💕
Sosyal medya hesaplarımdan kitap hakkındaki bilgileri alabilirsiniz.Tiktok/ww3rat
Instagram/www3rat
Twitter/ww3rat
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mâzi'nin Zulmü
General Fictionİntikam en güçlü duyguydu ve buna şahsen yıllar sonra farkına varmıştım. Ben ki yalnızlığın içindeki karanlıktım. Karanlığı aydınlatana ihanet etmiştim. ♣️ Hayatını güzel bir şekilde sürdüren Kerem Alp Adal'ın geçmişte yaptığı hatalar yıllar sonra k...