Uzun zaman sonra yeni bir bölümle karşınızdayım. Hikayeyi oylayıp satır aralarına yorum bırakırsanız sevinirim Umarım bu bölümü beğenirsiniz🤍
KEREM ALP ADAL
Karşımda duruyordu. Tüm küstahlığı ile tekrardan karşımda duruyordu. Aynı babamın cenazesinde ki gibi.
"Özledin mi beni oğlum?" demişti küstahça. Kendini ne sanıyordu? Yekta ile ne gibi bir ilişkisi vardı bilmiyordum ama ona baktıkça gözümde koskoca bir mâzi canlandı.
"Anne! anne! anne!" yere düşmüş çocuk canının acısıyla ona tek yardım edebilecek kişiye bağırıyordu. Bağırdı, bağırdı... Ne gelen vardı ne de giden. Küçük çocuk kendi başına ayağa kalkmasını ve annesi Şebnem Yıldız'a güvenilemeyeceğini öğrenmişti o gün.
Gözlerimin dolmasını engellemek için sürekli kirpiklerimi kırpıştırıyordum. Kafamı Yekta'ya döndürdüm ve ona doğru baktım. "Senin amacın ne? Neden onu buraya getirdin! Eğer bana acı çektirmekse amacın bunu başardın Yekta!" büyük bir hiddetle yakarışlarımdan sonra gözlerim Defne'ye kaydı. Öylece bana bakıyordu. Yüzündeki ifade ne hüzün ne de öfkeydi. Şaşkındı. Kime neye şaşkındı bilmiyordum ama şuan onu düşünecek zaman değildi.
"Kerem Alp Adal! İşte beni yangından kurtaran kadın karşında." Şebnem Yıldız'ın o yangın ile ne ilgisi vardı?
"O gün sen beni o kor alevlerin içerisinde bırakıp kaçmıştın. Ben bile orada öleceğimi düşünüyordum. Ama annen gelip beni kurtardı. Günlerce hiç şikâyet etmeden bana baktı. Kız kardeşin Güneş'ten beni bir kez bile ayırmadı yıllarca." Benden küçücük bir sevgiyi dahi esirgeyen annem tüm sevgisini Yekta'ya mı göstermişti? Ben neydim burada? Beni neden sevemedin anne? Neden gelipte başımı bile okşamadın.
Gözlerim anneme kaydığında beni izlediğini fark ettim. "Tüm gücünü esirgemeden benim arkamda durdu. Bense doğru zamanı kolluyordum." dedi Yekta.
"Ona artık zamanın geldiğini söyledim ve seni kaçırıp bu kafese kapatması için gerekli her şeyi hazırladım." lafa sonunda katılmıştı Şebnem Yıldız. Benden ne istiyordu anlamıyordum.
"Şu an aklından geçenleri okuyabiliyorum Alp. Bunu sana neden yaptığımı merak ediyorsun. Aslında bunların tek sebebi baban. Beni hiç sevmiyordu Alp. Benden boşanmak istiyordu. Bense benden ayrılmasın diye sana hamile kaldım. İlkte seni istemedi. Hatta hemen aldırabileceğimizi teklif etti. Ancak sonrasında senin doğmanı kabul etti. Aylar sonra sen doğdun ve baban yüzüme bile bakmadı. Sadece seni sevdi. Benim yüzüme bile bakmadı. Ben seni babana olan aşkımdan doğurdum Alp. Seni hiçbir zaman istememiştim. Yıllar geçtikçe baban ile aramdaki buzlar erimeye başlamıştı. Hatta Güneş'e hamile kalmıştım. Ama senin yüzünden her şey eski hâline geri döndü. Beni çok sinirlendirmiştin. Bende o an ki sinirimle senin üzerine sıcak su dolu çaydanlığı fırlatmıştım. Benim suçum yoktu aslında. Hepsi senin suçundu Alp." söyledikleri sözlerin hepsini tepkisiz bir şekilde dinlemekten başka bir şey gelmiyordu elimden. Dilim düğümlenmişti sanki de ona karşı hiç bir şey söyleyemiyordum.
"Bende seni gidip yetimhaneye bıraktım. Babansa zaten aylardır eve bile uğramıyordu. O uzun sürede senin için bir mezarlık bile yaptım Alp. Baban geldiğinde ona senin öldüğünü söylemek için. Ama baban gelmedi. Sonrasında onun öldüğünü öğrendim. Bununda suçlusu sendin Alp. Sen o gün beni sinirlendiripte baban ile benim aramı bozmasaydın bunların hiçbiri olmayacaktı." yine beni suçluyordu. Cevap vermeden onu dinlemeye devam ettim.
"Daha sonrasında ise babanın cenazesinde karşılaştık seninle. O gün babanın mirası açıklanacaktı. Ama Bunu sana söylemedik. Daha sonra miras açıklandı Aslında beni çokta şaşırtmamıştı. Her şeyini sana bırakmıştı. Biricik karısı dururken."
"Yeter artık o pis ağzını kapat." diye dayanamayarak bağırdım. Beni pekte kâle aldığı söylenmezdi ve konuşmasına devam etti.
"Bense o tüm mal varlığı sana bırakacak değildim. Seni öldürmeleri için çevresinin en karanlık adamı olan Pars Poyraz'a gittim." o adam Yekta'nın abisiydi. Artık her şeyi daha iyi anlıyordum. Ama anlamadığım bir şey vardı. Annem benden neden bu kadar nefret ediyordu. Beni o doğurmuştu. İçinde bana karşı hiç mi sevgi yoktu?
"O gün seni öldürmeye gelmişlerdi yurdun önüne. Ama beceriksiz herifler yanlışlıkla Yekta'yı vurdular. Asıl hedef sendin Alp. Seni öldüreceklerdi o gün." bir anne nasıl bu kadar acımasız olabilirdi? Nasıl bu kadar kinini çocuğundan çıkartabilirdi?
"Daha sonrasında ise Pars Poyraz başka bir plan yaptı. Bunu bana söylememişti ve sana mektupları benim haberim olmadan sana göndermişti. Pars Poyraz da benim gibi Yekta'dan kurtulmak istiyordu. Bu planı bana anlattığında hemen engel olmak için yurda gittim ve senin yurttan kaçtığını gördüm. Yekta'nın içeride olduğunu biliyordum. Bu yüzden yurdun içine girdim ve oradan Yekta'yı kurtardım. Sonrası ise malûmun" günlerce ona ne olduğunu düşünmüştüm. Ama annemin onu kurtarabileceğini hiç düşünmemiştim.
"Peki neden Anne? Neden?" diye sordum.
"Bence nedenini az önce gayet iyi açıkladım Alp."
"Beni neden hiç sevmedin? Bir anne neden çocuğunu sevmez ki?"
"Sen benim isteyerek yaptığım bir çocuk değilsin Alp. Sadece bir piyondun. Babanın bana dönmesini sağlayacak bir piyon." sözleri zihnime bıçak gibi saplanmıştı ve bir daha asla çıkmayacaktı.
"Beni bir kez olsun bile sevdin mi anne? Bunu bilmeden ölmek istemiyorum." gözlerine dolu dolu baktım. Hiç bir duygu emaresi göstermiyordu gözleri.
"Hiç sevmedim Alp. Hem de hiç." kalbimi parçaladığını bilmeden konuşmuştu yine. Artık benimde ona karşı bir sevgim kalmamıştı kalbimde.
"Peki Şebnem Yıldız bundan sonra bana ne yapacaksınız?" diye sordum artık kendimi düşünerek.
"Sanırım Yekta bu zamana kadar sana çok fazla işkence çektirmiş. Bu benim hiç tarzım değil. Seni bir kaç gün yalnız bırakalım Alp. Benim anlattığım her şeyi düşün ve ne kadar pislik bir insan olduğunu kabullen." dedi ve ardından Yekta ile gittiler. Daha sonrasında birkaç adam Defne'yi alıp götürdüler. Hiç bir şey diyemedim.
Yalnızdım. Etraf karanlıktı. Beni bu kafeste kendimle yüzleşmem için bırakmışlardı. Ama benim kendimle yüzleşecek bir şeyim yoktu. Sadece kendi suçlarını benim üzerime atmaya çalışan bir anne vardı hayatımda.
BÖLÜM SONU
Umarım bölümü beğenmişsinizdir.
Şebnem Yıldız haklı mı yoksa sadece kendi suçlarını oğluna yıkan bir anne mi?
Sizce Alp haklı mı?
Siz Yekta'ya hak veriyor musunuz?
Bugünlük benden bu kadar. Hepiniz sağlıcakla kalın.
Sosyal medya hesaplarımdan kitap hakkındaki bilgileri alabilirsiniz.
Tiktok/ww3rat
Instagram/softanboir-www3rat
Twitter/ww3rat
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mâzi'nin Zulmü
Narrativa generaleİntikam en güçlü duyguydu ve buna şahsen yıllar sonra farkına varmıştım. Ben ki yalnızlığın içindeki karanlıktım. Karanlığı aydınlatana ihanet etmiştim. ♣️ Hayatını güzel bir şekilde sürdüren Kerem Alp Adal'ın geçmişte yaptığı hatalar yıllar sonra k...