0.5

106 47 48
                                    

Hepinize merhabalar yeni karakterimiz Defne ile tanışacağımız bölüme geldik. Umarım bölümü beğenirsiniz.🤍

♣️

Ateşlere yürüyordum. Karşımda ki kor alevlere doğru yürüyordum. Ne ben arkama bakıyordum ne de birisi beni engelliyordu. Acı ile aşk ile yanıyordum.

Alevler içinde gördüğüm Defne'nim çıglıkları kulağımda yankılanıyordu.

"Defne! Sevgilim sabret geliyorum!" diye bağırdım ona. Bana baktı ama biliyordu onu kurtaramayacağımı. Gözlerinin içne baktım. O da baktı ve birbirimizin gözlerinde gördük birbirimizi. Ancak ne o bana gelebiliyordu ne de ben ona. Alevler yükselmeye başladı ve Defne'nin vücudu yanmaya başladı. Elimden hiç bir şey gelmiyordu. Defne'nin son sözleri şunlardı;

"Madem beni kurtaramayacaktın neden umut verdin bana?" dedi ve acı çığlıklar eşliğinde küle dönüştü. Vücudumdaki acı büyümeye devam ediyordu.

♣️

Bir süre sonra gözüme gelen beyaz ışıkla gözlerimi açtım. Karşımda Yekta ve eli kolu bağlanmış baygın bir şekilde olan Defne'yi gördüm. Sandalyeye bağlanmıştı.

"Bırak onu!" diye bağırdım ona.

"Hem onun canı acır. Dayanamaz ki o. Ne olur Yekta bırak onu." diye yalvardım

"Sen bana acıdın mı? Duyamadım." diyerek elini kulağına götürdü. Cevap verememiştim bir cevap vermediğimi gören Yekta arkasını dönerek adamlarına eliyle işaret verdi ve bir süre sonra ellerinde suyla dolu olan kovayla geldiler. Kovayı yukarı kaldırıp Defne'nin başımdan aşağı döktüler.

İrliklerek gözlerini açtı ve kafasını etrafa döndürerek etrafı inceledi kısa bir süreliğine. Bir süre daha etrafı inceledikten sonra kafası bana doğru döndü.

Göz göze geldik. Ben ona baktım o bana baktı. Ne oldu sana sevgilim der gibi baktı bana. Ona koşup sarılmak istiyordum ama yapamıyordum. İlk defa birbirimize bu kadar yakınken çok uzağız.

Defne gözünü vücudumun üzerinde gezdirirken gözleri yaralarımla aynı izaya geldi. Gözlerinden yaşlar akmaya başlamıştı. Yekta ise bizim bu halimizi büyük bir zevkle izliyordu.

"Uf yaa beni de ağlatacaksınız çifte kumrular sizi." diyerek bizimle alay etti.

"Çok mu mutlu oldun Yekta iblisi?" dedim suratına doğru bağırarak.

Benim bu şekilde bağırmam yüzündeki neşeyi kat ve kat arttırmıştı. Arkasındaki adamlara verdiği işaretle adamlar bir çanta getirdi. Yekta çantayı açtı ve içinden bir bıçak çıkarttı.

Çantayı geri adamlarına uzattıktan sonra elindeki bıçağı Defne'nin boynuna doğru götürdü. Defne kaçmaya çalışır şekilde başını yana doğru kaldırdı. Gözlerimin içine bakarak bıçağı boynuna değdirerek bana acı çektirmeye çalışıyordu.

"Yekta yapma!" diye haykırdım suratına doğru.

"Yaparsam ne olacakmış Kerem Alp Adal!" diye bağırdı karşılık vererek.

"Ben buradan çıkamıyorum ama sen buraya gelirsen sana yapacağımı biliyorum Yekta!" dedim gözünü korkutmaya çalışarak. Küçümseyerek gözlerini devirdi.

"Gördük bana o kafesin içinde ne yapacağını. Satranç'ı hatırlarsın umarım." dedi sakin bir şekilde.

Daha sonra kafasını tekrardan Defne'nin boynuna doğru döndürdü ve bıçakla derin olmayacak bir şekilde kesmeye başladı. Defne'nin çığlıkları kulağıma iliştiğinde Yekta'ya doğru bağırdım.

"Yapma! Dayanamıyorum nolur yapma! Yekta bir kerecik benim isteğimi kabul et ne olur ona birşey yapma" diye yalvardım Yekta'ya doğru. Bıçağı çekti ve arkaya doğru fırlattı.

"Acıdım tamam sana. Daha fazla yapmayacağım. Bugünlük yeterlidir diye düşünüyorum. Yarın tekrardan görüşmek üzere Kerem Alp Adal." dedi ve tam arkasını dönmüşken tekrardan bana doğru dönerek "Özür dilerim Defne'yi unuttum." dedi ve adamının elindeki çantadan bir iğne aldı ve onu Defne'nin koluna sapladı. Bir anlık çığlıkla Defne bayılmıştı. Konuşmamızı istemiyordu ve tekrardan arkasını dönerek gitti daha sonrasında ise ışıkları kapattı. Bense tüm gece Defne'ye bakarak onunla yaşadığımız anları düşünerek geçirdim.

♣️

Kafese gelen soğuk hava dalgaları ile bedenim buz kesmişti. Kim bilir Defne ne haldeydi? Karanlıkta sadece silüetini görebiliyordum ancak o güzel suratını göremiyordum.

Saat kaçtı diye düşünüyordum kaç gündür burada olduğumu bile bilmiyordum. Tüm gece kızımı düşünerek geçirmiştim. Acaba şuan da ne yapıyordu?

Ben bunları düşünürken tüm ışıklar yandı ve ışıkların yanmasıyla Yekta'nın içeriye dalması bir olmuştu. Girdi diyemiyorum çünkü kapıyı tekmeleyerek içeri girmişti.

Suratını sinirli bir şekilde beklememe rağmen oldukça sakin bir tavırla yürümeye devam etti. O sırada Defne de uyanmıştı. Yüzüne bakmalara doyamıyordum ancak Yekta hızla Defne'nin önüne geçerek onu görmemi engellemişti.

"Bugün ne yapacağız bir öneride bulun istersen." dedi bana doğru bakarak.

"Her zaman ki gibi bana işkence edeceksin değil mi?" dedim emin bir şekilde.

"Dıdıt. Yanlış cevap bugün oyun oynayacağız." diyerek Defne'nin arkasına doğru geçti. Ellerini Defne'nin üzerinde gezdirmeye başladı. Buna dayanamıyordum ve bağırdım.

"Çek o pis ellerini Defne'min üstünden!" diye. Daha sonrasında ellerini Defne'nin kollarından aşağı indirerek parmaklarını havaya kaldırdı.

"Kerpeten'i getirin"diye bağırdı. Duyduğum an şok olmuştum ve Defne ile birbirimize baktık gözlerinin içinde korku vardı.

"Yekta yapma!" dedim ama bana bakmıyordu. Defne'nin ellerine odaklanmıştı. Bir süre sonra adamlar ellerinde kerpetenle geldiler ve Yekta'ya uzattılar. Yekta Defne'nin ellerini yavaşça okşuyordu. Defne tiksinir bir ifadeyle Yekta'ya bakıyordu. Birden bire kerpeten'i tırnaklarına doğru götürüyorduki konuştu.

"Benden bir kadına şiddet uygulamamı beklemen gerçekten çok acı Kerem Alp Adal. Ben daha o seviyeye düşmedim. Benim işim seninle." dedi ve kafese doğru geldi. Kafesin kapağını açtıktan sonra içeri girdi ve arkasından adamlarıda girdi. Hızlıca üstüme koşarak bağlamaya başladılar. Bir sandalyeye oturup elimi havaya kaldırmışlardı.

"Yekta yapma!" diye bağırdı Defne. Kafasını Defne'ye doğru çevirdi ve güldü.

Daha sonrasında kerpetenle bir tırnağımı çekti. Gür bir sesle bağırdım. Benim acı çektiğimi görerek dahada neşelenmişti. Her tırnağımı çekişinde çığlık atıyordu Defne. Ancak bu Yekta'nın hoşuna gidiyordu.

Defne'ye baktım.

"Defne bağırma! Ona o hazzı verme!" dedim. Defne benim canımın yandığını bilmesine rağmen susmuştu. Bende susmuştum artık acımıyordu.

Yekta'nın bende bıraktığı acıyı hiç bir fiziksel acı dindiremiyordu.

Yekta son kez gözlerimin içine bakarak gülümsedi ve gitti. Daha sonrasında bir kaç maskeli kadın gelip Defne'nin koluna iğne ile bir şeyler enjekte ettiler. Bir süre sonra Defne bayıldı ve Defne'yi kafese getirdiler. Onu yerleştirdikten sonra igneyi bana doğrulttular yine sarı gözlü kadın yanıma gelerek Defne'ye yaptığının aynısını bana yapmıştı. Bende daha fazla dayanamayarak bayılmıştım.

♣️

-Bölüm Sonu-

Umarım bölümü beğenmişsinizdir.

Bölüm hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?

Sizce Yekta Defne'yi neden kaçırmak istedi?

Defne karakterini sevdiniz mi?

Sizce Yekta'nın Alp'e yaptığı bu işkenceler doğru mu?

Şimdilik benden bu kadar bir sonraki bölümde görüşürüz.💕

Mâzi'nin ZulmüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin