İkinci bölümden saygılar ve sevgilerle💕
Hikayeyi oylayıp satır aralarına yorum yaparsanız beni çok mutlu edersiniz🤍
Umarım bölünü beğenirsiniz.💞♣️
Kafamı pencereye dayamış dışarıda gülerek oyun oynayan yaşıtlarıma bakıyordum. Bazen aşağıdan beni görüp el sallıyorlardı ama ben onlara hiç bir cevap vermeden arkamı dönüyordum. Bir süre sonra kimse benimle konuşmamaya başlamıştı. Ta ki o güne kadar...
Her zamanki gibi ebeveynler ellerinde çocuklarla bizim yaşadığımız yetimhaneye ya çocuklarına bakamadıkları için bırakmaya ya da çoçuk evlat edinmeye geliyorlardı. Bugün ise bir kadın ile adam ellerinden tuttuğu çocuğu sürükleyerek yetimhaneye girdiler. Hemen pencereden ayrıldım ve odanın kapısını aralayarak onlara doğru baktım. Yetimhane müdiremizin yanına girmişlerdi ve bir süre sonra sadece kadın ve adam odadan çıkıp gitmişlerdi.
Kadın ve adam gittikten bir kaç dakika sonra yetimhane müdürümüz bugün buraya bırakılan çocuğun elinden tutarak bizim odamıza doğru geliyordu hemen araladığım kapıyı kapatarak pencerenin önüne oturdum. Benim oturmamla yetimhane müdürüyle birlikte yanındaki çocuğun girmesi bir olmuştu.
"Gel bakalım yavrum. Burası artık senin kalacağın oda. Bak şurasıda senin yatacağın yer artık"diyerek benim yatağımın yanını işaret etmişti.
"Ben burada mı kalacağım müdire hanım?"diye sordu ismini bilmediğim çocuk.
"Evet burada kalacaksın Yektacım." dedikten sonra Yekta başını olumlu yönde sallayarak elindeki çantayla birlikte yatağına doğru gitti. Müdire hanım gittikten sonra hemen Yekta'ya soru sordum.
"Neden bıraktılar seni de bu yetimhane çöplüğüne? Yoksa ailen senide mi istemiyor artık?" dediğimde yüzünün asılmasını beklerken gülümseyerek bana cevap verdi.
"Bilmiyorum ismini bilmediğim çocuk. Ama anladığım kadarıyla seni istemedikleri için buraya bırakmışlar." dediğinde kendimi boşlukta hissettim bir an. Yüzüm düştü ve hemen odadan ayrıldım.
Hemen tuvalete gittim ve orada biraz ağlayarak içimi döktüm ve yüzümü yıkayıp odaya geri döndüm. Odaya girdiğimde Yekta mutlu bir şekilde eşyalarını yatağının yanındaki komodinin içine yerleştiriyordu. Kapı sesini duyduktan sonra arkasını dönerek bana baktı. Konuşmamı beklediğini anlayarak hemen lafa atıldım.
"Az önce söylediklerim yüzünden özür dilerim. Bu arada adım Kerem Alp Adal. Sen hangisini istersen söyleyebilirsin." dedim ve yanına yaklaşarak elimi uzattım.
"Tanıştığımıza memnun oldum Alp. Bende Yekta Poyraz." diyerek elini uzattı ve tokalaştık.
Yekta bir süre sonra eşyalarının hepsini yerleştirdikten sonra kendini yatağa attı. Onunla birlikte bende kendimi yatağa attım. Tam biz yataklarımıza uzanmışken yurt görevlilerinden biri gelip bize kahvaltı saatinin geldiğini söyledi. Hemen kalkıp kantine doğru yürüdük ve yemeklerimizi aldıktan sonra bir masa bulup oturduk.
Tam yemeklerimizi yiyecekken birilerinin bana bakarak fısıldaştığını farkettim. Onlara ters ters bakarak konuşmaya başladım.
"Ne oldu? Başka konu mu bulamadınız da benim hakkımda konuşuyorsunuz?" dediğimde çocuklar ayağa kalkarak "evet başka konu bulamadık var mı bir sorun?"diye bana bağırdılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mâzi'nin Zulmü
פרוזהİntikam en güçlü duyguydu ve buna şahsen yıllar sonra farkına varmıştım. Ben ki yalnızlığın içindeki karanlıktım. Karanlığı aydınlatana ihanet etmiştim. ♣️ Hayatını güzel bir şekilde sürdüren Kerem Alp Adal'ın geçmişte yaptığı hatalar yıllar sonra k...