1.0

66 35 2
                                    

Bu bölümü yazmakta çok zorlandım ancak zorda olsa bitirdim bu bölümden sonra hiç birşey eskisi gibi olmayacak. Umarım bölümü beğenirsiniz🤍

♣️

"Eğer ki dediğimizi yaparsan mükâfatlandırılacaksın Kerem Alp Adal." dedi karşımdaki adam.

"Tabi efendim ancak bunu nasıl yapacağım." diye sordum.

"Yetimhane de yakında bir kamp gezisi olacak. Ne yap ne et o kampa gitme! Yekta'yı da göndertme!" dediğinde başımı sallayarak arabadan indim ve beni odamızda bekleyen Yekta'nın yanına gittim.

"Alp nerelerdeydin? Müdire Hanım haftasonu için bir kamp organize etmiş. Cuma gecesinden çıkacakmışız. Kesin gitmeliyiz." dediğinde aklıma adamın söyledikleri gelmişti.

"Olur gideriz" dedim ancak hafta sonu ne yapacaktımda Yekta'nın gitmesine izin vermeyecektim.

Önümde tam tamına 48 saat vardı. Sıkıntılı bir şekilde geçecek 48 saat...

♣️

Cuma

Müdire hanım herkesi yetimhanenin bahçesinde toplamış konuşma yapıyordu.

"Çocuklar şimdiden çantalarınız hazır olsun akşam 19:00'da buradan ayrılıp kampa gideceğiz."

Konuşmasını bitirdikten sonra herkes odalarına çekilmişti. Bense planımı devreye sokmuştum.

"Ahh!" inleyerek odaya girdiğimde Yekta bana doğru kafasını çevirerek "ne oldu?" diye sordu.

"Karnıma ağır bir sancı vurdu." diyerek karnımı tuttum ve yatağıma oturdum.

"İstersen revirden ağrı kesici alıp geleyim?" dedi. Başımı sallayarak onay verdiğimde koşarak odadan ayrıldı. Bir süre sonra elinde bir ilaç kutusu ve bir Bardak suyla geri döndü.

İlacı içip yorganın altına girerek Yekta'ya karnımın ağrıdığını ikna etmeye devam ediyordum.

"Umarım akşama kadar geçer. Yoksa kampa gidemeyeceğim. Ama sen git ben burada yalnız başıma kalırım." dedim. Yekta sınırlı bir şekilde bana dönerek "Ne saçmalıyorsun sen? Ben seni yalnız bırakıp gider miyim sence?" dedi ve amacıma ulaşmıştım.

Bir süre sonra Yekta müdire hanımın yanına gidip kampa gelemeyeceğimizi söyledi ve zorda olsa ikna etti.

Camdan üzgün bir şekilde yurttakilerin gidişini izliyordu Yekta.

"Üzülme bir dahaki sefer ikimiz birlikte gideriz." diyerek Yekta'yı teselli ediyordum.

♣️

"Çok mu merak ediyorsun Defne Adal?"
dediğinde gözlerini bana çevirerek ellerini iki defa birbirine vurarak şaklattı ve karşımızda dev ekranda bir görüntü durdurulmuş bir haldeydi.

Bu bendim o gece ki ben bizzat karşımdaydı.

♣️

Yekta yatağında oturmuş kitabını okuyordu. Yarım saat kadar önce görevli ablanın bir akrabası öldüğü için acilen gitmek zorunda kalmıştı ve ikimiz yalnız kalmıştık yetimhanede. Bekçide vardı ancak o yurdun dışındaydı.

"Yekta ben çok susadım da bana bir bardak su getirir misin?" diye sorduğumda kafasını salladı ve yemek haneden su almak için aşağı indi.

O iner inmez yatağımdan kalktım ve kilitli olan dolabımın en altındaki raftan çakmak ve benzini aldım. Evet Yekta'yı kaza süsü vererek öldürecektim. Bunu yaparken üzülürmüydüm bilmiyorum? Ancak kardeşimin yaşamasi için her şeyi yaparım. Belki annemde beni affeder geri yanına alırdı.

Mâzi'nin ZulmüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin