Finali sizce bir kaç bölüm ertelemeli miyizz??
Kararsız kaldım 👀3 Ay Sonra
"Güzel kızım, yanıma gelseniz ya sizi o kadar çok özlüyorum ki.. Üniversitenizi mutlaka burada okuyun ve yanımda olun.."
Anneannemin sesi çok üzgün geliyordu. Yalnız hissettiğini biliyordum çünkü onun da benden başka kimsesi kalmamıştı. Ağlamamak için kendimi sıktım.
"Hyeson'u da al en azından bir ziyarete gelin.. Ben uçuşunuzu her şeyinizi yardımcımla ayarlarım güzel kızım.."
Gözlerim dolmaya başladı. Elimin tersiyle gözlerimi sildim. Konuşmanın sırası olduğunu biliyordum.
"Anneanne.. Sana bir şey söylemem lazım.." Dudağım titredi. Onay almayı bekledim.
"Söyle güzelim, ne oldu?" Biraz öksürmeye başladı.
Sesi gerçekten kötü geliyordu ve benim için iyiymiş gibi konuşmaya çalışıyordu. Onun yanına gitmek istiyordum çünkü ben de yalnızdım ve onu özlüyordum. Ama gidemezdim.. Tek başıma yanına gidemezdim..
"Yok.. yok bir şey.. Sen kendine iyi bak olur mu?" Sesim titredi. Ona asla söyleyemeyecek gibiydim çünkü durumu kaldıramazdı. Bu dünyada huzurlu yaşamasını istiyordum son anlarını. Yine de canım acıyordu.
Kardeşime bakamadım.
Canımdan çok sevdiğim insana göz kulak olamadım. Bu acıyla yaşayabileceğimi sanmıyordum.Belki çevremde başka değer verdiğim insanlar olursa yaşama tutunabileceğimi düşünmüştüm. Belki aşık olduğum çocuk güvenilir bir insan olsaydı onunla zaman geçirmek istemiştim. Onun yanındayken ölmeyi düşünmemiştim.
Kardeşimi öldüren çocuğa aşık olmak hayatımda işlenebilecek en büyük suçtu benim için.
Jeon Jungkook'u asla.. ama asla affetmeyecek ve yaşadığım bu süreç boyunca hayatımı ondan nefret ederek ve hala onu düşündüğüm için kendimden de nefret ederek geçirecektim.
Onu son görüşümden bu yana 3 ay geçmişti. Bir daha karşıma çıkmadı.
3 ayda zor toplanabilmiştim ve uzun bir zamandır liseye gitmiyordum.
Anneannemin parası sayesinde geçiniyordum ama artık onun da parasını yiyemezdim. İş bulmam gerekiyordu. Ya da artık niye yaşıyordum ki?Hayata karşı bir amacı olmayan insan neden yaşasın?
Toz almayı yeni bitirmişken biraz dinlenmek için balkona çıkmıştım. Elimdeki sigaranın külü ben düşüncelere dalmışken üstüme gelmiş ve blüzüm delinmişti. Pek de umrumda değildi. Zaten bir kaç kıyafetle yaşayıp gidiyordum.
Eşyalarımı hala o evden alamamıştım. Ama asla o eve adımımı bile atmamaya kararlıydım. Bir çözüm yolu bulabilirdim çünkü Hyeson'un kıyafetleri bir kutuda öylece duruyordu. Yanıma almam lazımdı. Jungkook'un çöpe atmayacağını biliyordum.
Ama kim öldürdüğü bir insanın kıyafetlerini hala tutardı ki? Psikopatlar. Ve ben böyle bir çocuğa aşık mı olmuştum? Acınası...
Aşık olmak çok kötü bir şeymiş. İnsan kendine yazık ediyor.. Gururunu kararlarını her şeyini bir kenara bırakıyor ve sadece karşısındakine inanıyor. Sonucunda? Terk ediliyor. Arkasından vuruluyor.
Sigaraya hala alışamadığım için öksürüklere boğulmuştum bir anda. Neden içtiğimi bile bilmiyordum gerçi. Kapı çalmaya başladığında öksüre öksüre kapıya doğru gittim.
Kim olduğuna bakmaya çalıştığım delikten tanıdık bir yüz görünce göz devirdim. Kapıyı tabii ki açmayacaktım.
"Öksürüğünü duyuyorum Sohee, aç kapıyı." Hala kapıyı arka arkaya çalıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
fake devil - jjk
Fanfiction"Jungkook, kardeşime ne yaptın?" "Öldürdüm." Kardeşimi bulmak için yola beraber çıktığım çocuğun arkamdan vuracağını bilemezdim. .... Okulda zorbalığa uğrayan kardeşinin intikamını almak isteyen Sohee, bilmeden intikam alacağı kişiden kardeşini bul...