Yemekhanede merakla etrafıma bakınıyordum. Yemeğimi yemeye başlamamıştım bile. Gözüm Yoongi'yi arıyordu."Şu çocuğu niye başımıza sardın ki.." Jimin yine huysuzca söylendi.
Ona baktım kaşlarımı çatıp. Keyifsizce yemeğini yiyiyordu.
"Yoongi'nin yerinde sen olsaydın kendini yalnız hissetmez miydin?"Bana bakmadan omuz silkti. "Ben hırsız değilim."
Göz devirdim. "Yoongi de değil. Taehyung eğlencesine çocuğa suç atıp onu zorbalıyor."
Sinirle kafasını kaldırıp bana bakmaya başladı. "O çocuk kardeşin değil Sohee. Kimseyi kendinden çok düşünmemelisin ayrıca."
Tamam, bu konuda biraz haklıydı. Genelde kardeşi olan insanların ortak bir huyuydu bu. Merhametli ve fedakar olmak. Kendimden biliyordum. Bana hata yapan insanları çabuk affediyordum ve kendimden çok başkaları için endişeleniyordum.
Elindeki tabilotuyla etrafına bakınan Jungkook'u görünce yerimde biraz kıpırdandım. Jimin de bana tuhaf bir bakış atıp baktığım yöne doğru kafasını çevirince onaylamazcasına kafasını salladı.
Jungkook beni gördüğü an heyecanlandım. Neden bilmiyorum sanki onu ilk kez görüyormuşum gibi kalbim hızlı atıyordu. Fakat saatler önce okula beraber gelmiştik.
Beni fark ettiği an buraya doğru yürümeye başladı. Gözlerimi kaçırdım istemsiz. Yanımıza geldiğinde yanımdaki sandalyeyi çekip oturdu.
Jimin rahatsız bir şekilde yine kıpırdandı, ona bir sorun olmadığını söylemek için gülümsedim. Jungkook'tan çekinmesine gerek yoktu.
Jungkook boğazını temizledi. "Beni mi bekliyordun?"
"Yoo" Anlık sesim bir trip atar gibi çıkmıştı.
Kaşlarını çattı ve önümde hiç dokunmadığım yemeği gösterdi. "Başlamamışsın."
Gözlerimi kaçırdım. Gereksiz gergin hissediyordum onun yanında. Üstelik parfüm kokusu burnuma geliyordu ve çok hoştu.
"Yoongi'nin gelmesini bekliyordum.. Dalmışım."Jungkook sanki duyunca bozulmuş gibi kaşlarını çattı ve önüne döndü. Üstelik sandalyesini benden biraz uzağa çekti. Niye triplere girdiğini anlamamıştım ama umursamadan önüme döndüm.
Jimin'in boş olan tabağını görünce hiç dokunmadığım tatlıya baktım ve onun tabilotuna koydum. "Tatlı yemeyi seviyorsun, sen ye.." gülümsedim.
Bana karşılık olarak Jimin de gülümseyip tatlıyı açmak için eline aldığında Jungkook hızlı bir hamleyle kolunu uzatmış ve Jimin'in elinden tatlıyı almıştı.
Şaşkınlıkla ikimizde ona bakarken tatlının kapağını açmış ve kaşığını daldırmıştı. İkimizin bakışlarını fark edince bana döndü. "Ben de tatlı yemeyi seviyorum."
Açıklaması daha da saçmayken bir de trip atar gibi kurmuştu cümleyi. Kaşlarımı çattım. "Sormadım?"
Jungkook omuz silkti küçük bir çocuk gibi ve önüne döndü.
Jimin bunu fark edip gülmemek için garip bir ses çıkardığında ona baktım şaşkınlıkla. Dudaklarını bastırdı ve somurtmaya çalıştı ama ben de Jungkook'un bu tribine anlam verememiştim onun gibi.
"Komik bir şey mi var kardeşim?"
Jimin kafasını hayır anlamında sallarken bile gülmemeye çalışıyordu. "Senin gibi bir çocuğa kıskançlık çok komik duruyor.."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
fake devil - jjk
Fanfiction"Jungkook, kardeşime ne yaptın?" "Öldürdüm." Kardeşimi bulmak için yola beraber çıktığım çocuğun arkamdan vuracağını bilemezdim. .... Okulda zorbalığa uğrayan kardeşinin intikamını almak isteyen Sohee, bilmeden intikam alacağı kişiden kardeşini bul...