Bu bölümü yazmakta çok zorluk çektim , lakin sizin özelden mesajlarınızla , gerek buradan yorumlarınızla destek alıp sizi daha fazla bekletmeden yazdım. Umarım beğenirsiniz. İyi okumalar :)
Sırtıma aldığım darbeyle yere çakılmıştım. Tanrım önce ki rezilliğim yetmiyor şimdi bir de bu mu çıkmıştı başıma? Ayakta doğrulduğumda ise tekmenin sahibi Ada olduğunu görünce gözlerine nefretle bakıyordum ki birden saçlarıma yapışmasıyla söyledikleri beni şok etmişti.
" Biz Keremle mutluyduk , sen geldin hayatımızı mahvettin. Kerem benimle birlikte iken Işıl sana aşığım diye bağırdı! Söylesene Işıl nasıl elde ettin onu? Kaç kere altına girip çıktın? Bakireliğin hala duruyor mu? Yoksa sevgili aşık olduğun üvey abin Kerem , seni daha becermedi mi! Seni öldüreceğim kızım , seni paramparça edeceğim! "
Her yerim kan içinde kalmıştı. Ben hala adanın söylediklerindeydim. Nasıl bunca sene onu en yakınım diye benimsemiştim? Herkes video fotoğraf çekerken gözlerim birden bire kararmıştı gerisini hatırlamıyorum zaten.
...
Keremin ağızından ;
Telefonuma gelen mesaj sesiyle irkilmiştim. Bir videoydu. Açıklamasında ise silinmeden mutlaka izlemelisin diyordu. Tanrım Ada Işılı öldürecesiye dövüyordu. Üzerime hemen bir Tişört geçirdikten sonra hızlıca evden çıkmıştım.
...
Okula geldiğim de ise yerde baygın bir şekilde yatan Işılı gördüğüm de içim acımıştı. Onu ilk defa bu kadar güçsüz ve yıpranmış görüyordum. Kucakladığım gibi arabama doğru götürecekken karşıma adanın çıkmasıyla irkilmiştim.
" Ahahaha senden tam beklediğim hareket , Kurtarıcı prensimizde geldi görüyorsunuz arkadaşlar. " Herkes etrafta pis pis sırıtırken hepsine sert bakışımı gönderdikten sonra gözlerimi adanın gözleriyle buluşturduğumda ;
" Dua et ışıla bir şey olmasın Ada yoksa seni yaşatmam. " diyebilmiştim. Hızlıca arabanın arka kapısını açmamla Işılı içine yerleştirmem bir olmuştu. Sürücü koltuğunda yerimi aldığımda kontağı çalıştırdığım da ise hızlıca kaybolmuştum ortalıktan.
En yakın hastane nerede var diye arama yaparken 500 metre ötede özel Yılmaz hastanesini gördüğüm de içim biraz da olsa rahatlamıştı. Hastanenin önüne park ettiğimde ise arka koltuktan Işılı kucaklayıp çıkarttığımda hızlı adımlarla , hastaneye sokabilmiştim. Doktorlar ve hemşireler ışılla ilgilenirken bense burada oturmuş iyi olduğuna dair bir haber bekliyordum. Şuan o yataktan kalkıp , bana sarılıp yerli yersiz laf atmasını o kadar çok isterdim ki. Onunla uğraşmayı , onunla uyumayı , onunla yakınlaşmayı. Yine gözlerim dolmuştu. Ben sevenimi veya sevdiğimi bir daha asla ölüm ile kaybetmek istemiyordum.
Doktorun kapıdan çıkmasıyla bir umutla gözlerine bakıyordum. Umarım ciddi bir şey yoktur. Adam gözlerini yere devirmiş öylece bakıyordu.
'' Doktor , neyi var ışılın '' diye sorduğumda kafasını yerden kaldırmamıştı. Korkuyordum onu kaybedemezdim öyle değil mi?
'' Konuşsana be adam neyi var ! '' sinirden içim içimi yiyordu. Ona bir şey olursa ben ne yapardım? Düşüncelerimden sıyrılmama sebep olan doktorun sesi olmuştu ;
'' Kerem bey bakın bunu size nasıl söylerim bilmiyorum. Ama inanın durumu ciddi. O kadar darbe almış ki , hemen ayağa kalkıp iyileşmesi zor. ''
Gözlerim dolmuştu yine , iyileşecekti. İyi olacaktı , yine gök gürültüsünden korkup bana sığınacaktı. Yine bana laf atacaktı. Yine ağlatacaktım belki onu ama yine o dudakları beni bulacaktı.
'' Peki içeriye girebilir miyim? göre bilir miyim onu ? '' doktor kafasını evet anlamında salladığında umursamayıp kapının kolunu tam açıcakken arkamdan gelen ses buna engel olmuştu. '' Yalnızca 15 dakika fazla yormayın lütfen '' kafamı tamam anlamında sallayıp , içeriye girdiğimde ise her yeri sargılar içinde olan Işılı gördüğüm de içim acımıştı. Benim yüzümden bu durumdaydı. Başının ucunda oturmuş öylece onu incelerken , ışılın sesiyle irkilmiştim.
'' Sen , sen mi getirdin beni buraya? Babamlara ne diyeceğiz ? '' konuşmakta zorluk çeken ışılı susturan dudaklarına giden parmaklarım olmuştu.
'' Sen kendini yorma hiç ben halledeceğim her şeyi. '' dediğim de ise gülümseyip kafasını yana çevirmişti. Ona aynı şekilde gülümsediğim de ise ;
'' Kerem sana gülümsemiyorum , saçların çok komik gözüküyor bir aynaya bak lütfen '' demesiyle aynanın önünde belirmiştim. Dağılmış olan saçlarımı biraz daha dağıtıp ;
'' Ne yani beni bu halde de sevemez misiniz bayan ışıl '' ışıl gülerken kafasını hayır anlamında sağa sola salladığında bende gülmüştüm. Sonra tüm ciddiyetliğimi toplayarak biraz da samimi bir şekilde ;
'' Sen kendi tipine bak salak , her yerin sargı için de seni kim sevsin asıl böyle ? '' dediğimde ışıl gözlerimin içine uzun uzun baktığında kısık bir sesle ;
'' Sen '' diyebilmişti sadece. Moralini bozmak istemediğimden konuyu değiştirmeye çalışmıştım. Lakin başaramamıştım.
'' Tamam kabul konuyu değiştiremedim teslim oluyorum '' dediğim de ise minik kahkahalarımız odanın içinde dans ediyordu ki doktorun içeriye girmesiyle kahkahalarımız kesilmiş , ortamı ciddiyetlik sarmıştı.
'' Bu gece hastamızın yanında kim refakatçi olarak kalacak? '' diye sorduğunda ışıla bakıp , '' ben '' diyebilmiştim sadece.
'' Peki yakınlık durumunuz nedir ? '' dediğin de ise Işılla aynı anda gözlerimizi buluşturmuştuk. Ne diyecektik şimdi?
...
Aldığım darbelerden sonra anca ayılabilmiştim. Başımda babamı beklerken Keremi gördüğüm de ise şok geçirmiştim. Beni buraya o getirmiş , üstelik başımda bekliyordu.
Canımın yanmasına rağmen onunla konuşmak istiyordum. Konuşmakta zorluk çekiyordum lakin hiç bir şey buna engel değildi.
'' Sen , sen mi getirdin beni buraya? Babamlara ne diyeceğiz ? '' dediğimde ise sesim az da olsa endişeli çıkmıştı. Beni susturan dudaklarıma değen elleri olmuştu.
'' Sen kendini yorma hiç ben halledeceğim her şeyi. '' dediğinde ise içim biraz da olsa rahatlamıştı. Lakin kerem şuan baya komik duruyordu , dağılmış olan saçlarım gülmemi sağlamıştı. Oda ona gülümsediğimi sanıp , aynı şekilde bana güldüğünde ise söze ondan önce ben atılmıştım ;
'' Kerem sana gülümsemiyorum , saçların çok komik gözüküyor bir aynaya bak lütfen '' dememle birlikte aynanın önünde belirmesi bir olmuştu. Dağılmış olan saçlarını biraz daha dağıtıp ;
'' Ne yani beni bu halde de sevemez misiniz bayan ışıl '' demesiyle kafamı sağa sola hayır anlamında salladığımda ise keremde gülmüştü. Sonra tüm ciddiyetliğini toplayarak biraz da samimi bir şekilde ;
'' Sen kendi tipine bak salak , her yerin sargı için de seni kim sevsin asıl böyle ? '' dediğinde ise gözlerinin içine uzun uzun baktıktan sonra ;
'' Sen '' diyebilmiştim sadece , sesim kısık çıkmıştı. Konuyu değiştirmeye çalışan Kerem bir hayli komik gözüküyordu. Daha sonra da yanıma gelip ;
'' Tamam kabul konuyu değiştiremedim teslim oluyorum '' dediğinde ise aynı bir çocuk gibiydi. Odanın içinde minik kahkahalarmız dans ederken doktorun içeri girmesiyle etrafı bir ciddiyet sarmıştı.
'' Bu gece hastamızın yanında kim refakatçi olarak kalacak? '' kerem bana dönüp baktığında ise '' ben '' demişti.
'' Peki yakınlık durumunuz nedir ? '' diye sorduğun da ise aynı anda gözlerimizi birbirimizle buluşturmuştuk. Keremin cevabını merak ediyorum doğrusu ne diyecekti acaba? Arkadaşım mı? Üvey kız kardeşim mi?
Keremden önce ben söze atılmıştım ;
'' Kerem beni- '' öksürüğüm konuşmamı engellemişti. Kerem konuşmama fırsat vermeden bana doğru yine o gülümsemesini takınıp , göz kırparak;
'' Ben onun sevgilisiyim '' diyebilmişti sadece.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÜVEY ABİM ( DÜZENLENİYOR)
Ficção AdolescenteSenelerce aşık olduğum kişi şimdi üvey abim mi olacaktı? İmkansızdı bizimkisi. Defalarca imkansız olduğumuzu söylerdii.