Canımın dışısın artık!

107K 4.2K 367
                                    

Hızlıca yanından kalkıp odama doğru ilerledim. Akacak olan gözyaşlarımı tutmakta zorluk çekiyordum. Saate baktığımda ise gecenin dördüydü , hiç kimse umrumda değildi. Dışarı çıkıp hıçkırarak ağlamak istiyordum sadece. Dolaptan hızlıca aldığım hırkayı üzerime geçirdiğim gibi koşarak merdivenleri indim. Ayağıma ayakkabılarımı geçirip dışarı çıktım. Derin bir iç çekip , tutmakta zorluk çektiğim o gözyaşlarımı serbest bıraktım. Her akıttığım göz yaşımda ise canım biraz daha yanıyordu..

Keremin Ağzından ;

Sanırım artık benden tamamen nefret ediyordu , benden nefret etme ihtimalini düşündükçe sol yanımda bir acı hissediyordum. Aşk değildi bu , ben nazdan başka bir kıza aşık olamazdım. Onu kaybettiğim trafik kazasıyla birlikte aşk defterlerini kapamıştım ben. Kafamı kurcalayan onca düşünce varken hepsinden sıyrılıp sadece Işıla odaklanmıştım. Onun kılına zarar gelse dünyanın eksenini kaydıracak olan ben şuan odasında o kızı hıçkırıklara boğuyordum. Hızlıca yatağımdan kalkıp ışılın odasına doğru ilerledim. Kapısına geldiğimde ise duraksamıştım bir an. Derin bir iç çekip kapısını araladım , kimse yoktu odasında. Bomboştu yatağı. Saat gecenin dört buçuğuydu , o küçük baş belası bu saatte dışarı çıkmış olamazdı. Evin her yerine girip bakmıştım , yoktu hiç bir yerde. Telaşlanmıştım. Kendine zarar vermesinden çok korkuyordum. Tanrım! yoksa yavaş yavaş ben bu kıza aşık mı oluyordum?Hızlıca ayakkabılarımı giyip evden çıkmıştım.

...

Öylece kendimi dalgarın eşsiz sesine bırakmıştım. Gözyaşlarım durmak bilmiyordu. Nefret ediyordum kendimden , ona yenik düşmekten , onu düşlemekten. Kahretsin ki bir ondan nefret edemiyordum! Yorulmuştum , yenik düşmek yoruyordu beni. Onun kollarına ihtiyacım vardı , onun sesine , onun kokusuna..

Keremin ağzından ;

Arabama atlayıp , sürmeye başladım. Nereye gidebilirdi ki? Sağa sola bakınırken, bir yandan da telefonla Işılı arıyordum. Çalıyordu ama açmıyordu. Gidebileceği her yere gidip bakıyordum fakat gidip baktığım hiç bir yerde yoktu. Umudumu iyice kaybetmiştim. Pardon , umudumla birlikte onu kaybetmiştim. Nefret ediyordum kendimden! Arabayı sağa çekip kayalıklara doğru ilerlediğimde ise oturup onu düşlemeye başlamıştım. Bunca zaman beraber geçidirğimiz o güzel anılar bir fragman misali hızlıca geçiyordu gözlerimin önünden.

'' Aksu! '' sesiyle irkilmiştim. Arkamı döndüğümde ise ağlamaktan gözleri kan çanağına dönmüş ışılı gördüğüm gibi kocaman sarımıştım ona.

'' Işıl çok korktum , sana bir şey olacak diye çok korktum. Sonunda buldum seni. '' diye eklemiştim , kollarımın arasından ayrılıp bir iki adım atarak önüme geçmişti. Titriyordu. Üzerimdeki kabanı çıkarıp omuzlarına bıraktığımda ise kabanı yere atıp '' İstemiyorum , sağol. '' demişti. Sesi boğuk çıkıyordu. Bana çok kırılmıştı. Bu çok belliydi. Canım yanıyordu..

...

Ne yapmaya çalışıyordu bu çocuk? Umut verip almayı çok seviyordu , yoksa buda oyunundan bir parçasımıydı? Evet kırılmıştım ona , ve bu bir değil iki değil kaçıncı? Artık kırmıyordu beni paramparça ettiği kalbimi delik deşik ediyordu.

'' Açtığım yaralara merhem olmak istiyorum Işıl buna izin ver lütfen? '' sözüyle irkilmiştim. Sesi titrek çıkmıştı. Biraz daha dalgaların kayalara çarpışını izledikten sonra kereme dönüp uzun uzun gözlerine baktığımda ise içinde ki pişmanlığı görebilmiştim. Gözlerim dolmuştu , sağ gözümden bir damla yaş süzülürken elimin tersiyle silip şöyle eklemiştim ;

'' O açtığın yaraya '' Her şeyim '' dedim ben bilmem anlatabildim mi? şimdi benden uzak dur kerem, lütfen'' sesim titrek ve boğuk çıkmıştı. O ise gitmemekte hala ısrarlıydı , sürekli bir şeyler geveliyordu. Dudaklarına giden parmaklarım susturmuştu onu.

'' Daha fazla dinlemek istemiyorum. '' demiştim soğuk bir tavırla , Elimi tutup kalbinin üstüne koyduğunda ise bu sözleri eklemişti

'' Işıl buraya girmekse amacın , giremezsin. Burası çok başka bir yer. Sana göre değil. Sana layık değilim ben. Burada yanar canın , acın birken bin olur. Öyle bir yer burası. Gel yol yakınken vazgeç , unut her şeyi , yaşadıklarımızı , hatıraları , beni.. '' gözleri dolmuştu.

Daha fazla uzatmayıp ; '' Bu kadar mı? bitti mi söyleyeceklerin '' diye eklemiştim.

'' evet '' diyebilmişti sadece sesi kısık çıkmıştı. Kısık ve titrek.

...

'' Bir şey demeyecek misin? '' sesiyle irkilmiştim. Sessizliği o bozmuştu , derin bir iç çekip gözlerine son defa uzun uzun baktığımda bana biraz daha yaklaşmıştı. Burun buruna geldiğimizde ise , nefesim hızlanmamıştı ilk defa. Kalp atışlarım da değişmemişti. Dudaklarını bana biraz daha yakınlaştırırken parmaklarım onu durdurmuştu ;

'' Dokunma bana kerem yalvarırım dokunma , ''Canımın dışısın artık!''

 ÜVEY ABİM ( DÜZENLENİYOR) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin