•XXIV•

182 10 1
                                    

Selamlaaarr,

Uzun sayılmayacak bir aradan sonra tekrar buradayım, çok da heyecanlıyım çünkü bölüm sonu çok güzel🌝.. neyse size spoiler vermeyeceğim. Okuyup görürsünüz..

Aslında bölümü geçtiğimiz hafta sonu atacaktım fakat araya bayram girdiği için okunmayacağını düşündüm, o yüzden de son sahneleri yazmakta acele etmeyip daha şimdi bitirdim bölümü. Umarım beğenirsiniz, yorumlarınızı bekliyor olacağım.

Diğer bölümde görüşmek üzere.. 💞🌸

Nilipek- Geçmiyor Zaman

🙊🙊🙊

"Kılıç neymiş böyle ya?"

Olcay'ın söylediğine gülerek başımı iki yana salladım. Neredeyse saatlerdir buna benzer şeyler söyleyerek sahadaki Kılıç'ı kestiğinden bir süre sonra onu ciddiye alamamaya başlamıştım.

Saatler önce erkeklerin -benim de sevgilimin dahil olduğu o grup- iyice coşmuş, birbirlerini gaza getirerek hepimizi sahildeki geniş basketbol sahasına toplamışlardı. Açıkçası onlara akıl sır erdiremesem de Kenan'ın özellikle bana, kendini ispat etmeye çalışıyor olmasıyla dakikalar içerisinde kendimi burada bulmuştum. Bu tatlı ama bir o kadar da komik ısrarı karşısında da verebileceğim tek tepki gülmek olmuştu zaten.

Asfalt zemine çarpan basketbol topunun sesine karışan kadınların sesi, bir an yüzümü buruşturmak istememe neden olsa da kendime zar zor sahip çıkabilmiştim. Bu gecenin sonunda migrenimin tutacağına adım kadar emindim.

Bakışlarımı biraz ilerimdeki sevgilime çevirdiğimde ondan beklediğim bir performansla diğerlerinin canını okuduğuna bir kez daha şahit olmuştum. Hatta öyle ki o, elindeki koca basketbol topunu potadan geçirdiğinde bunu o kadar uzak mesafeden nasıl yaptığını anlayamayarak gözlerim hafifçe büyüdü, dudaklarım 'o' şeklini aldı. Neredeyse sahanın diğer ucundaydı!

Saatlerdir onu izliyordum ve sikeyim ki onda NBA oyuncusu performansı vardı.

"Oğlum burada bile hile yapıyorsun amına koyayım!" diyen Kılıç'a kıkırdayarak baktığımda kaşlarını çatmış, Kenan'a ters ters baktığını görmüştüm. Kenan da göğsü hızla inip kalkarken ellerini de terden yer yer ıslanmış olan saçlarından geçirip iki elini de beline yerleştirmişti.

"Beni kıskanıyorsunuz," dedi, kendinden emin bir tonda. Bir kez daha gülmeme engel olamazken karşı takımda olan Onur ve Ufuk da aynı şeyden şikayet etmeye başlamışlardı. Maç başlamadan önce Kılıç, Kenan'ın zaten müthiş oynadığını öne sürerek tüm oyuncuları kendi takımına toplamış, sadece Yiğit'in Kenan'ın takımında olmasına müsaade etmişti. Açıkçası büyük hata yaptığını söyleyebilirdim çünkü Yiğit'in de Kenan'dan geri kalır yanı yoktu. "Tüm herifleri topladın yanına hâlâ hile diyorsun, Kılıç! Siktirtme belanı." dediğinde artık gülmekten tüm yüzüm kıpkırmızı kesilmiş, zar zor nefes almaya başlamıştım. Bige'yle Olcay da tıpkı benim gibi kahkahalarla gülerken onlar da tartışmaya devam ediyorlardı. "Al şu topu, başla hadi." diyerek kolunun altına sıkıştırdığı topu Kılıç'a doğru attı ve Kılıç, havalı bir hareketle topu kavradı. Tabii bu sırada sevgilime ters bakışlar atmayı ihmal etmemişti.

Gözlerim Kenan'ı takip ederken terden sırılsıklam olmuş tişörtünü hafifçe kaldırdı ve terini sildi. Bir ara tişörtünü çıkarmaya kalkışsa da ona meşhur bakışlarımdan göndererek öyle bir şey yapmasına engel olmuştum.

PRANGALAR | +18Where stories live. Discover now