"Beni hep şaşırtıyorsun."
"Bu iyi bir şey mi?" dedi, dudaklarında bir gülümseme oluşurken. Kadehte kalan şarabı tek dikişte içip kadehi tezgaha bıraktım.
Saatler önce Kenan'la gelmiş olduğumuz barda hem bir şeyler içip hem de birbirimizi tanımak için girdiğimiz sohbetten çıkamıyorduk. Hatta öyle ki önündeki viskiye hala dokunmamıştı. Bense onun aksine defalarca kadehimi doldurmuştum.
Birkaç gün önce birbirimizi tanımaya karar vermiş, bunda da gayet seviyeli bir şekilde ilerlemiştik. Buna karar verirken her ne kadar çekinsem de onunla gayet eğleniyordum. Komik, yakışıklı ve bir o kadar da kibardı. Annemlere bu konuda her ne kadar inanmasam da şu an onları çok iyi anlıyordum. Şu anda da karşımda oturup gülerek bir şeyler anlatmasını büyük bir zevkle izliyor ve dinliyordum.
"Bilmem. Şu ana kadar birçok halini gördüm ve hepsi birbirinden alakasız kişiler." Güldü.
"Bu ne demek oluyor şimdi?" derken çoktan ılımış olan viskisini yenilemişti.
"Bazen serseri gibi takılıyorsun, bazen olgun bir adam gibi," Bedenimi tamamen ona doğru çevirdiğimde o da bana doğru döndü. "Bazen de çocuk gibi. Şirinler izlediğine inanamıyorum bu arada." Göz devirdi.
"İnsanları yargılama." Burnumu kırıştırdım.
"Yargılamıyorum!"
"Yerine göre herkes değişir." dedi, omuz silkerek. "Gerektiğinde eğlenmesini bilen biriyim sadece." Gözleri, elimdeki şarap kadehine kaydı.
"Senin şu şarap aşkın." dedi başını iki yana sallayarak. "Alkoliksin sanki biraz?"
"Çok nadir kullanırım aslında." dediğimde bana inanmaz bir şekilde bakmıştı. "Aman, inanma!" Güldü ve kendine bir sigara yaktı. "Bana kendinden bahsetsene." dedim, birden. "Hakkında bir şey bilmiyorum. Kız kardeşinle abin olduğunu bile yeni öğrendim." dediğimde bana baktı.
"Google ne güne duruyor?" dedi, beni taklit ederek. Daha sonrasında göz kırptığında kıkırdadım.
"Öyle yüzeysel bilgilerden bahsetmiyorum. Madem bir süreliğine birlikteyiz. Benimle bir şeyler paylaşabilirsin."
"Seninle daha farklı şeyler paylaşmayı tercih ederim." Göz devirdim.
"Aklın fikrin orada." Omuz silkti ve kadehini eline aldı.
"Aklım fikrim sende işte ama sen çok farklı anlıyorsun." Birden topu bana atmasıyla ona ters ters baktım.
"Senin hiç ciddi ilişkin oldu mu? Merak ediyorum sadece." İçkisinden bir yudum alıp bana baktı.
"Oldu." Şaşırdım. Kaşlarım havalanırken ben de içkimden bir yudum almıştım.
"Ne kadar sürdü?"
"2 yıl falan." dedi, umursamaz bir şekilde. Gözlerim irileşirken dudaklarım da şaşkınlıkla aralanmıştı. Onu bu kadar yakından tanımadan önce çok serseri bir tipe benziyordu ve onun gerçekten ciddi bir ilişki yaşadığını düşünmemiştim.
"Gerçekten mi?" Gözlerini baydı.
"Ben de insanım Maran. Uzaylıymışım gibi davranmayı bırak artık."
"Sürekli bana asıldığın için ciddi bir ilişki yaşadığını düşünemedim Kenan'cığım, kusura bakma." dedim, yapmacık bir şekilde gülümseyerek. Birkaç saniye bana baktı ve ardından dudakları yukarı kıvrıldı.
"Ne güzel Kenan'cığım dedin sen öyle?" Güldüm. "Sana asılmıyorum ayrıca. Seninle ilgileniyorum, dedim ya."
"Konuyu saptırma şimdi. Anlat bakalım, merak ettim."
YOU ARE READING
PRANGALAR | +18
RandomGöğsümde hissettiğim namlu bana tesir etmezken gözlerimi, elindeki silahtan usulca gözlerine çıkardım. Mavilerim onun yeşilleriyle buluşunca sert bakışlarının esiriydim. Çenemi hafifçe kaldırırken aynı zamanda benimde elimde olan ve göğsüne doğrult...