elmayı kim yedi?

1.5K 95 65
                                    

Elmayı Havva yedi.

Elmanın Tanrı tarafından yasaklanmış olması onu daha çekici kıldı ve içindeki arzuya engel olamadı.
Tıpkı benim gibi. İçindeki arzuya engel olamayan, dizginlenmemiş ve düşüncelerinde ahlaksızlığın sınırlarını zorlayan biri. Hiçbirini eyleme dökmeden, düşüncelerinde yaşatan biri. Bu benim. Choi Yeonjun.

Eğer bir iblise sahipsem bu kesinlikle benim düşüncelerim. Kafamda kurduğum gerçekleşmeyecek hayaller ve bana yaptırdıkları. İblis içimde yaşıyor. Belki de benim.
Bilmiyorum. Baş etmeye çalıştığım şey, olmak istediğim kişinin tam aksinde. Aslında henüz kim olmak istediğimi bile bilmiyorum. Duygularım tüm bedenimi ve hareketlerimi ele geçirirken tek yaptığım buna izin vermek. Kendime bile engel olamıyorum.

Ondan hoşlanmamam gerektiğini biliyorum.

Fakat bir şeyi ne kadar yasaklarsan o kadar istettirir kendini. Eğer imkansız olmasa, yasak ve günah olmasa neden bu kadar çok arzu duyacağız ki? Hiç tatmadım ama biliyorum ki bunun tadı bambaşka. Hissettiğim şey ayak parmaklarımdan tüm bedenime yayılıyor ve sanki beni gökyüzüne doğru yükseltiyor. Hissettiğim şey güzel bir günahın tam kendisi.

Onunla hiç tanışmadık. Beni sadece küçükken görmüş. Benim varlığımdan haberdar yaşamış. Şimdi otuzlarında olduğunu söyledi. İki gün öncesine kadar adımı bile bilmiyordu. Ben onun varlığından haberdar bile değildim.
Babam ve annem öldüğünde, babaannem beni yıllarca kendi kasabasında büyüttüğü için beni görme gibi bir fırsatı olmamış. Beni aramamış, sormamış. Sadece kendi içindeki merakıyla kalmış.

"Öyleyse neden şimdi buradasınız?" Bunu ben ona sormuştum. "Bay Soobin, neden siz otuzlarınızdayken ve ben yirmilerimin başındayken beni arıyorsunuz?" Bunu sormadım. Beni arayıp aramadığını bile bilmiyorken, kendi kafamdan uydurmuşken, böyle olmasını isteyerek kendi kendime soruyordum. Birisinin beni aramış olmasını istiyordum.

Bay Soobin, beni aramıyordu. Benim yaşayıp yaşamadığımı bile bilmiyordu. Tek isteği yıllar önce kaybettiği yakın arkadaşının annesi ile ülkeden ayrılmadan önce vedalaşmaktı. Bay Soobin buralardan gidiyordu. Bu şehir, terk etmek üzere olduğu bu sokaklar ona artık yabancıydı. Sevmediğini, biriktirdiği her anıyı arkasında bırakarak, gözyaşı bile dökmeden buradan gideceğini söylüyordu. Veda etmesi gereken kimse olmadığını tek görmek istediği kişinin babaannem olduğunu da söylüyordu. Bu zamana kadar bir kere bile gelip görmediği babaannem.

"Öyleyse neden babaannem ülkeden ayrılmadan önce aklınıza geldi?" Bunu soramadım. Hissettiğim yakınlık bu değildi. Babaannem hakkında konuşamayacak ve soru soramayacak kadar kendimi yetersiz görüyordum. Ben henüz bebekken tanışmışlardı. Şimdi babaannem çoğu şeyi unutuyor olsa bile onun aklındaydı.

"Veda etmek için gelmiştim ama bunun bir veda olup olmayacağından şüpheliyim."

Elmayı yemekten korkuyorum. Adem ya da Havva olacaksam, ikisinden birisi olmam gerekiyorsa elmayı yemeyen taraf olmayı istiyorum. Çünkü bir ısırık devamını istettirir, ve ben kaç ısırıkta durmam gerektiğini bilmiyorum.

 Çünkü bir ısırık devamını istettirir, ve ben kaç ısırıkta durmam gerektiğini bilmiyorum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

merhaba

ben valjie.

profilimdeki linkten instagramdan beni takip edebilir ve paylaştığım gündedün playlistine şarkılar ekleyebilirsiniz.

instagram hikayelerinde hangi sahnede hangi şarkıların çaldığını paylaşıyorum, bakmayı unutmayın. hepsini öne çıkaranlara ekliyorum 🙌🏻

Klanın Son Hizmetçisi ve Ayaktakımı kitaplarıma da göz atmayı unutmayın!!!

okuduğunuz için teşekkür ederim^^

kendinize iyi bakınn <333

gündedün - yeonbinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin