Film bir oğlanın iki kız arasında kalması hakkındaydı. Yaz tatilinde aşık olduğu kızla ilişki yaşıyor, sevgilisini aldatıyor ve başka bir kıza aşık oluyordu. Okula döndüklerinde ise sevgilisinin kendisini aldattığını öğrendiğini öğreniyordu. Ve film boyunca hikayeyi en dikkatli izleyen bendim. Ne yazık ki Bay Soobin romantik bir film açtığını sanarken aslında dünyanın en üzücü filmini açmıştı.
Fakat çok da izleyemedik. Filmin yarısında şortumda hissettiğim eller nefesimi kesti. Bay Soobin'in parmakları çıplak tenimde gezindi. Şortumdan içeriye girdi.
İkimizde bacaklarımızı uzatmış, oturuyorduk. Ben onun önünde, bacaklarının arasındaydım.
Eli incecik kumaşı parçasından içeriye girdi. Tenim yanıyordu. Acele etmesini istiyordum. Fakat Bay Soobin dünyanın en normal şeyini yapıyormuşuz gibi davranıyordu. Parmaklarını kasıklarıma sürterek aşağı indirdi. O sırada filmdeki oğlan eski sevgilisinin evine gitti. Gözlerim bilgisayarın ekranındaydı.
Tırnaklarını tenime sürttü. Oğlan ve kız öpüşmeye başladı. Parmaklarıyla erkekliğimi okşadı. Ayak parmaklarım kasıldı. Oğlan kızın üzerindekilerini çıkarttı. Bay Soobin şortumu aşağıya çekti, bacaklarımdan çıkardı ve rastgele bir yere attı. Oğlan kızı yatağa yatırdı, kendisi soyunmaya başladı. Bay Soobin çıplak bacaklarımı açmam için bana emir verdi ve bacaklarımın içlerinden tutarak onları iki yana ayırdı. Oğlan kızın vajinasına parmaklarını soktu. Nefesim kesildi. Gözlerimi kapattım. Devamını izlemek istiyordum ama Bay Soobin'in dokunuşlarına dayanamıyordum.
Kendimden geçiyordum adeta. Bay Soobin'in parmakları beni kavradı. Erkekliğimi. Kafamı istemsizce geriye attım. Mırıltılar çıkararak inliyordum. Boştaki eli belimi sıkıca tutuyordu. Bilgisayardan gelen inleme sesleriyle gözlerimi hafifçe araladım. Bay Soobin yavaşça beni çekmeye başladı. Oğlan henüz kızı parmaklıyordu. Kafamı yana yatırdım. Onun filmi izlemediğine emindim. Tek ilgilendiği kişi bendim. Eli hızlandı. "Aynı şeyi yapmayın-" Nefesim kesildi. Gözlerimle elini takip etmek çok zordu. Hoşuna gitti, sırıttı. "Neyi?"
"Beni yükseltip bırakmayın."
Kız oğlanın altında inim inim inliyordu. Erkekliğimdeki elini sıkıyor ve hiç bırakmadan hızla çekiyordu. Sanki ilk defa yapıyormuşuz gibi heyecanlıydım. Yutkunamıyordum bile. Onun bana dokunmasıyla her güzel duyguyu yaşıyordum. Sayamayacağım kadar çok kez çekti beni. Elinin içinde küçüldüm. Kucağında yok oldum. Kalçalarımın altında, gri eşofmanının altında erkekliğinin giderek büyüdüğünü hissediyordum. Bu beni daha çok tahrik ediyordu.
Birden durdu. Yine aynı şeyi yaptı ama çok sürmedi. Bay Soobin uzanıp filmi durdurdu. Tek eliyle bilgisayarı yataktan yere bıraktı.
Altındaki eşofmanı çıkardı. Boxerı yoktu. Göğsüm sıkıştı. Onu daha fazla arzuluyordum şimdi. Üzerime uzandı. Dizlerimin altından tutup bacaklarımı kaldırdı ve omzularına alırken kendi sertleşmiş erkekliğini birkaç kez çekti. Parmakları deliğimde gezindi, okşadı. Kalçam hafifçe havalandı ve Bay Soobin kalçalarımdan tutarak kendisini yavaşça içime itti.
Gözlerim bana verdiği zevkle kapandı. Kısık kısık inliyordum. Onu durduramazdım. Ellerini üzerimden yatağın başlığına yasladı. Yüzüme yaklaştı. "Eğer sessiz olmazsan herkes öğrenir." dedi tehditkar bir tonla. Kafamı salladım. "Bu yüzden Yeonjun," Yatağın yanında duran komidinin çekmecesinden bir şey çıkardı. Ne olduğunu karanlıkta tam anlayamadım. Uzun bir kumaştı.
"Bunu ağzına bağlayacağım bebeğim."
Kumaşı açık ağzımdan geçirdi ve kafamın arkasında sıkıca birbirine bağladı. Bay Soobin'in kravatıydı. Yanaklarımdan tuttu. "Böyle olması hoşuna gider mi?" Yaptıktan sonra sorması beni daha çok tahrik etti. Hemen kafamı salladım. Beni anladı.
Erkekliğini içime itti. Kollarıyla beni sardı ve altında ezdi. Küçücük kaldım. Kalçalarını çok hızlı hareket ettiriyordu. Saniyede onlarca kez içime girip çıkıyordu.
