17. Kalp Sızısı

165 28 11
                                    

Selamm🩷
Nasılsınız
Yeni bölüm yazmaya tam gaz devam ediyorum. Bölüme geçelim o zaman keyifli okumalar💫
______

Bizi karakterimiz belirlerken bazı insanları şehirler belirlerdi ve o şehirler bizim her şeyimiz olurdu.' Her şey ' dediğim kelimenin birçok manası vardı ama benim için bir şeyden ibaretti.

Uçaktan indiğimizde gözlerim beni büyüten bu şehirde gezindi. Şehir beni
büyütürken tüm acemiliklerini üstümde kullandı, on dokuz yıllık hayatımı bu
şehire nafaka olarak vermiştim.
Omuzumda bir el hissettiğimde duraksadım "İyi misin tatlım" diyen kişi Miray'ın ta kendisiydi "İyiyim" dediğimde Miray'ın koluna girdim.

Biz önden giderken erkeklerde arkadan geliyordu. Abimin sesini arkamdan işittiğimde onlara doğru döndüm. "Hastanenin kan alma bölümü bugünlük akşam beşten sonra işleve
başlayacakmış o yüzden bizimde bu saatte oraya gitmemiz gerekmiyor"
"Nasıl bir saçmalık bu? Hani babam için acil kan aranıyordu."
"On dakika öncesine kadar öyleydi ama hastanede babanla..." dediğinle acıyla
yutkundu. Onun için de yirmi bir yıl öncesine kadar babası bildiği adamın, yirmi bir yıl sonra amcası olarak kabullenmesi çok zordu ve bu zorluk onu sancılandırıyordu. "Aynı kan grubunu taşıyan bir adam ameliyata girmiş ve ameliyattaki adama kan fazlasıyla yetince geri kalan kanı babanın ameliyatında kullanmışlar" dediğinde içimden bildiğim bütün duaları sıralıyordum.

"Bu çok güzel bir haber Umay" derken resmen havaalanının ortasında çığlık çığlığa bağırıyordu.

"Güzel bir haber ama yarın tekrardan başka bir oparasyon gerçekleştirilecekmiş ve bunun içinde yine her ihtamalle karşı kan verilmesi
gerekiyormuş Miray" Herkesin yüzü asıldığında Berk ortaya atladı.
"Siz bana kesinlikle düşmansınız ben bunu anladım"dediğinde gözleri sulu suluydu.

Herkesin gözleri Berk in üzerindeydi. "Yine ne oldu benim sevgilime"
Bir anda Miray'la beraber Berk'e "Sakın" diye bağırdık. Berk'in aklından
geçenleri şuan tahmin edebiliyorduk. "Sabah apar topar plan yapıp beni buraya sürdünüz ondan sonra uçakta bir ekmek kırıntısı dahi vermediniz. Midem süzülüp ayaklarıma dolandı bu gencecik yaşımda " Abimin gür sesini işittik.

"Lan dana yeni çantamdan
kraker çaldın, Ne ara acıktın"
"Utku abigičim aşk olsun o çalmak olmuyor bir kere..."
Berk'in dediğini tekrar ederek söylenmeye başladı.

"Utku abiciğimmiş! Hıyara bak sen" delici bakışlarını zavallı çocuğun üstünden bir saniye olsun bile ayırmıyordu.
"Midene indi lan krakerler çıkar o zaman hepsini"
Bunların kavgasının bitmeyeceğini bildiğimden ikisinin ortasına bodoslama daldım.

"Tamam bir orta yol bulunur zaten zamanımız varmış değil mi abi?"
Arkamı döndüğümde abim bana ışıldayan gözlerle bakıyordu o günden sonra ona 'abi 'kelimesini dahi dememiştim. Ebeveyinlerinin geçmiş günahlarını karşımdaki gencecik çocuğun omuzlarına aniden bırakmıştım. "Abi mi?" dedi
kekeleyerek söyledi, sanki ilk defa abi kelimesini kullanmıştım.

Küçüklük anımın biri gözümün önünde
belirdi. Abim yine beni ona abi demem için zorluyordu bazen babama bile
kızdığı zamanlar olurmuș. Babam bana hep öyle anlatırdı benim ilk kelimem
baba olmuștu dudaklarımdan ilk aşkımın ,ilk kahramanımın adi bir zikir gibi dökülüvermişti.

"Evet, abiciğim." yutkunduğum da Miray'a döndüm. "İlk önce yemeğe gidelim ondan sonrada hastaneye geçeriz." derken Berk'in tiz sesi kulağımı sağır etti.

Gelip yanağımı sıkıp,öptüğünde "Aklınla bin yaşa benim üzümlü kekim"
derken beni es geçip Miray'ı alıp havaalanının içine sürüttü.

İKİNCİ ŞANSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin