2. Kitap 3. Bölüm|Evlat Acısı

189 9 8
                                    

Selam canımın içlerii 🎀

Yeni bir bölümle geldim ve bayramdan önce yetiştirmeye çalıştım.

Keyifli okumalar diliyorum ve yorumlarınızı okuyorum. Hiç bir satırı yorumsuz bırakmayın. Sizin yorumlarınız çok önemli.

Yine bölümün sonunda sorularımız var, onları cevaplayabilirsiniz.

Sosyal medya hesaplarımı bırakıyorum. Instagramdan yeni bölüm haberlerini paylaşıyorum. Ve tabi ki de kitapla alakalı her bilgiyi de...


Instagram:hasretirem_kod
Youtube:Hasret İrem Kodalak
Tiktok: Hasret.irem..Kodalak

Bölümle alakalı küçük bir resim de bırakıyorum ve sizi bölüme yönlendiriyorum.

Bölümle alakalı küçük bir resim de bırakıyorum ve sizi bölüme yönlendiriyorum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


______

Acı; Üç harften oluşan ama o üç harfīn insanlar âlemi için büyük bir zelzelenin habercisiydi.

Üç harften ve bir kelimeden oluşan bu sözcük bize bir harfin bile insanların canını en derinden nasıl yakmamız
gerektiğini öğretti hem de bu bir kelimeyi kullanarak...

Dünya'nın üzerinde gördüğün her canlı insan ve ayağı toprağa basan insan, birbirine benzemez. Onları ayıran illaki bir özelliği vardır. İkiz kardeşler istisna bile değildir bu söylediklerime çünkü onlarn yüzü aynıdır, karakterleri ise birbirinden uzak iki kıta gibidir.

Acıda bõyledir birbirine benzer sanırsın ama her acıda başka bir organın kavrulur.

Annenin, babanın, kardeşinin onların acısı yanan bir kor ateş gibidir ama o koru alevlendiren ise evlat acısıdır.

Annesi ve babası olmayana öksüz veya yetim denirken, evladi ölene ne denirdi ki, onu hiçbir cümleye sığdıramamışlardır.

O kor ateş sönmeye başladığın da illa ki geçen bir yabancı senin yarana tuz basıp o ateşe bir odun daha atardı.

Bacaklarımın arasından süzülen kan beni yavaşça güçten kuvvetten düşürmeye başlamıştı. Gediz hâlâ șok içinde eli ağızında gözlerimin en
derinine bakıyordu.

"Ge-diz?" diye inlediğim de, elini benim
omuzuma yerleştirdi.

"Sakin ol." diyen sesi tedirgin çıkıyordu.

"Be-be-ğim? " dediğim an Gediz'in kuyuyu anımsatan gözlerinden bir çift yaş düştü.

Gediz beklemediğim bir anda yüzümü avuçlarının içine hapsetti.

"Yine aynı șeyleri yaşayacağım... Aha!" Gözlerimde ki yaşlar acıdan ne kadar hızlı akıyorsa, bacağımın arasında ki oluk oluk kanda öyle akıyordu.

İKİNCİ ŞANSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin