0.2

801 75 90
                                    

"İ have to go back and save my friends

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"İ have to go back and save my friends."




Hızla ayağa kalktım ve sendelememi umursamadan, "Geri dönmeliyim," deyip gücümü kullanmaya çalıştım. Ama o kadar güçten düşmüştüm ki, azıcık bile işe yaramamıştı.

"Ne yapmaya çalıştığını sorabilir miyim?"

"Geri dönmek zorundayım." diye tekrarlayarak bir kez daha denedim. Sonra bir kez daha ve pes ettiğimde artık milyon kere deneyip başarısız olmuştum.

"Yorgun görünüyorsun."

Göçük oluşan yerden uzaklaşıp kendimi çimenlerin üzerine bıraktım.

Tam o sırada etrafımda onlarca ayak sesi duyduğumda tekrar doğrulmuştum. Bir sürü siyahi insan etrafımda daire oluştururken en önde savaşçıya benzer kadın ilk önce oluşan göçüğe, sonra bana, en son da ilk başta karşılaştığım mavi gözlü adama baktı.

"White wolf?" diyerek merakla konuştuğunda, benim düşündüğüm tek şey garip bir isim olduğuydu. "Bunu sen mi yaptın, o mu?"

"Burada bana paraşüt vermiyorlar, Okoye. O kadar yükseğe çıkıp atlayamam."

Ona tersçe baktıktan sonra tekrar bana dönmüştü, "Nesin sen? Kalkanı nasıl geçtin?" diye soru yöneltmişti.

Ben de ne olduğumu tam olarak bilmediğim için, "İnan, ben de yıllardır bunu merak ediyorum." dedim dudaklarımı birbirine bastırarak.

Yanında kıvırcık saçlı genç kıza dönüp, "Ne saçmalıyor bu?" diye sorduğunda kınarcasına ona bakmıştım.

"Çok ayıp." dedikten sonra derin bir nefes aldım ve arkamı döndüm, yürümeye başladım. Gücümü toparlayana kadar başımın çaresine bakmalıydım.

Birden omurgamda hissettiğim sızıyla tekrar onlara döndüm ve sıkıntıyla nefes verip elimi sızlayan yere götürüp saplanan şeyi çıkardım.

Domuz uyutmak için kullanılan iğnelerden birisini saplamalarının altında gizli bir anlam aramayacaktım, hayır.

Ama sanırım domuz muamelesi gördüm...

"Sizce bu bana zarar verir mi?" diye sordum ve elimdeki şeyi inceledim. Aciz midgardian yapımı işte, sinek ısırığından farksız.

Birden elimde tuttuğum şeyden anlayamayacağım kadar yüksek voltta elektrik akımı yayılmaya başladığında sarsılarak atmaya çalıştım ancak birden etrafından çıkan mekanizmalar derime saplanmış ve engellemişti beni.

Vücudum olağanüstü bir şekilde titrerken yere yığılmış ve kendimi karanlığa teslim etmiştim.

***

Gözlerimi açtığımda kendimi parmaklıklar ardında bulmayı beklemiyordum.

'Bu beni tutabilir mi?' diye sorasım gelse de, şu an güçlerimi kullanamadığım için tutabilirdi sanırım.

Moth To A Flame ~Bucky BarnesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin