13. Bölüm

2.2K 127 35
                                    

Gelen silah sesiyle Yiğit kolumdan tutup beni duvarla kendi arasına aldı. Dona kalmıştım. Normalde çığlık atmam gerekirdi.

"Baran, Elif sana emanet. Sakın buradan çıkmayın." dedi Yiğit ve kulağıma eğilip "Korkma geri geleceğiz." dedi.

Korkuyor muydum? Bilmem.

Erva ve Yiğit'in hızla kapıdan çıkışını izledim. Silah sesi kesilmişti ama hâlâ çığlıklar duyuluyordu. Yavaşça camdan dışarı baktım ve gördüğüm şey hiç hoşuma gitmedi. Yerde kanlar içinde yatan bir adam vardı.

"Sakın dışarıya çıkmayı aklından bile geçirme." diye seslendi Baran.

Arkamı dönüp ona baktım ve elindeki silahı gördüm.

Ben kendimi koruyabilirdim. Dışardaki insanların yardıma ihtiyacı vardı.

"Ben gidiyorum Baran." diyip hızla kapıya yöneldim.
Baran'nın arkamdan seslenişini duymamazlıktan geldim. Zaten yaralıydı ve peşimden gelemezdi. İnşallah gelmezdi yani.

Dışarıya çıktığımda yaralı adamın yanına koşup nabzını kontrol ettim. Çok şükür atıyordu.

"Sedye getirin!" diye bağırdım. Sedye gelesiye kadar ilk müdahaleyi yaptım.

Hastayla sedyenin üzerinde acile girerken Yiğitle göz göze geldim. Kafasını iki yana sallayıp sabır çekti. Onu umursamadan hastayı cerraha teslim ettim ve ameliyathaneye  götürülüşünü izledim. Üç tane mermi girişi vardı. Biri göğüs ikisi karın boşluğu. Zorlu bir ameliyat olacağı belliydi.

"Ben seni Barana emanet etmiştim." diye arkamdan gelen Yiğit'in sesiyle irkildim. Arkamı döndüğümde dibimde olduğunu fark ettim.

"Bana sordun mu emanet ederken?"

"Neden kendini tehlikeye atıyorsun?"

"Tehlikeden zevk alıyorumdur belki?"

"Ben senin tehlikede olmandan hiç zevk almıyorum."

"Bende oturup sadece beklemekten zevk almıyorum. Ayrıca eğer müdahale etmeseydim belki hasta şimdi ölmüş olacaktı. Ben bir doktorum ve her zaman önceliğim hastalarımdır."

"Hayır, öncelliğin kendi güvenliğindir."

"Ben önceliğimi onlara verdim."

"Vermemelisin işte bende ondan bahsediyorum."

"Bir karışmadığın işim kalmıştı Yiğit onada karış."

"Ben senin kocanım her şeyine karışırım."

Aramızdaki mesafeye sıfıra indirip "Sahte Kocam." diye fısıldadım ve geri çekildim.

O'da benim gibi aramızdaki mesafeyi sıfıra indirip "Sahte mahte bir kere aldım seni nikahıma. Artık Kocanım." diye fısıldadı.

"Öyle mi?" bakışları attım.

Konuşmamızı bölen Ervanın öksürüğü oldu.

"Sizi bölüyorum ama önemli bir şey söylemem lazım."

Ben Yiğitten biraz uzaklaştım ve o konuşmaya başladı.

"Ne oldu Erva?"

"Yaralanan kişi bir aşiretin ağasıymış. Yaralanma sebebi aşiretler arasındaki kan davası sanırım. Asıl amaç tabiki öldürmekmiş."

"Yaşatmak isteseydi göğüsünden vurmazdı zaten." diye mırıldandım. Yiğitte beni kafasıyla onayladı.

"Başka yaralı var mı?" diye sordu Yiğit.

ElifHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin