4.Bölüm

3.3K 195 32
                                    


...
Saat akşam iki gibi telefonum çaldı. Arayan Ervaydı. Acil görev emri geldiği için Hakkariye dönüyorlarmış. Eğer bende dönmek istiyorsam yola çıkıcaklarmış.
Hızla hazırlanıp aşağı indim. Tabi gördüğüm manzara beni hiç mutlu etmedi. Erva, Baran ve Yiğit beni bekliyorlardı. Yiğit ne alaka ya? Bizimle mi gelecek birde? İki koca adımla yanlarına geldim.

"Ben hazırım."

"Sonunda be kızım. Yarım saattir seni bekliyoruz." diye isyan etti Erva.

"Abartma Erva. En fazla 10 dakka beklediniz. Ayrıca ben bir kaç gün sonra döneriz diye düşünmüştüm."

"Neyse hadi arabaya binde gidelim."

Ervanın kulağına eğilip "Tamam ama Yiğitte mi bizimle geliyor?" diye sordum.

"Evet Elif. Hani o bizim komutanımız ya, onsuz operasyona çıkamayız."

"Biliyorum ama bizim, yani sizin arabayla mı geliyor?"

"Evet Elif. Hadi bin artık arabaya."

"Sen öne mi oturuyorsun?"

"Evet."

"Ama sonuçta o senin komutanın ya hani. O öne otursun."

"Yani Elif bu söylediğim aramızda kalsın ama yemişim komutanı. Burda zaten 1 gün tatilimiz burnumuzdan geliyor. Bari kocamla yan yana araba yolculuğu yapıyım."

Haklıydı aslında. Bir şeyde diyemedim. Arabaya bindik. Yiğit hemen solumda oturuyordu. Kendisi yaklaşık 1.90m olduğu için zorla sığmıştı. Bacakları neredeyse dibimdeydi. Saat gecenin yarısı olduğu için gözlerimi kapatıp uyudum.
...
Yüzüme vuran güneşle yüzümü buruşturdum. Yavaşça gözlerimi açtığımda beni gülümseyerek izleyen Yiğiti gördüm ve bende gülümsedim. Bekle lan ben neden gülümsedim? O neden gülümsüyordu? Hemen yüzümdeki gülümseyi silip önüme döndüm.

"Günaydın uyuyan güzel." dedi Erva gülerek.

"Günaydın."

Etrafıma baktım ama nerede olduğumuzu tam anlamamıştım. Gün aymıştı. Saatime baktım ve gördüğüm rakamla şaşırdım. Saat 12 olmuştu. Yani 10 saattir uyuyordum. Baya uyumuşum.

"Neredeyiz biz?"

"Muştayız." diye cevap verdi Yiğit.

"Baran bir benzinlikte felan durabilir miyiz?"

"Olur Elif. Zaten önümüzde benzinlik var."

Baran arabayı benzinliğe sürdü. Araba durunca hızla inip lavaboya gittim. Elimi yüzümü yıkadım. Şalım biraz bozulmuştu ve hafif saçlarım gözüküyordu. Yiğit saçlarımı gördü mü acaba? Aklıma gelen düşünceyle yüzümü buruşturdum ve hızla şalımı düzelttim.

Markete döndüğümde Yiğiti gördüm. Su felan alıyordu. Bende kendime su ve Çikolata aldım. Aldıklarımı ödeyip tam çıkıyordumki Yiğit bana seslendi. Derin bir nefes alıp arkamı döndüm.

"Efendim?"

"O çikolatayı aç karnına yemiyeceksin değil mi?"

"Sana ne?" gerçekten ona neydi.

"İyi be bir şey demedik. Kızım sen doktor değil misin? Sağlıksız olduğunu bilmen gerekir yani."

"Ben öyle tercih ediyorum. Ayrıca sana ne kardeşim?"

"Kardeşim mi?"

"Kardeşim deme lazım olur Baldız." diye arkamdan seslendi Baran gülerek.

"Tövbe estağfurullah." diyip önüme dönüp arabaya gittim.

ElifHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin