"Elif! İyi misin sen?" diye arkamdan bağıran Erva ile adımlarım dahada hızlandı. Merdivenleri ikişer ikişer atlayarak iniyordum. Erva beni görürse net dün ağladığımı anlardı.
Bana yaklaşan ayak seslerini duyunca merdivenleri bu sefer üçer beşer atlayarak inmeye başladım.
"Dur diyorum! Benden kaçamazsın!" diye bağırdı Erva arkamdan. Sesini kulağım dibinde duymam ayaklarımı birbirine dolaştırdı.
Kolumu yakalamak için hamle yaptığında ben çoktan kafamın üstüne yere çakılmıştım bile.
İnledim ve bu fırsattan istifade ağladım. Dün ağladığımı anlamasın diye.
"Lan! İyi misin?" diyip hemen yanıma çöktü Erva.
"Hiç iyi değilim! Kesin kafam kırıldı!" diyip nazlandım ve burnumu çektim.
"Abartma." diyip yavaşça alnıma dokundu ve ben inledim.
"Hafif kızarmış. Büyük bir ihtimallede şişer. Yani abartacak bir şey yok." dedi umursamaz bir tavırla.
"Nasıl abartacak bir şey yok?!" diye yüzüne çemkirdim. O ise yüzünü buruşturup geri çekildi.
"Git kocana nazlan, bana değil." dedi ve ayağa kalktı.
Benim ağlamam ise dahada şiddetlendi. Bizim bağrışmamızı duyan Baran ise hızla yanımıza geldi.
"Ne oldu sana Baldız? Bu ne hal böyle? Yoksa karım sana bir şey mi yaptı?" diyip Erva'ya en kınayıcı bakışlarını attı.
"Beni merdivenlerden aşağı itti." diyip biraz daha ağladım.
"Bir de bayıl istersen Feriha." diyip Erva gözlerini devirdi.
"Hani ikizler birbirlerinin acılarını hissederdi? Hepsi yalanmış."
"Yoo ben gayette hissettiğim için peşinden koştum. Asıl sen neden benden kaçtığını anlat."
Konuyu dağıtamamıştım. Her şeyde başarısız olduğum gibi bundada başarısız olmuştum.
"Ben kimseden kaçmıyorum." dedim ve gözlerimi ondan kaçırdım.
"Yalan söylüyorsun işte. Bak gözlerini kaçırdın."
"Konuşmak istemiyorum Erva." diyip ayağa kalktım ama ayağa kalkmamla başımın dönmesi bir oldu. Erva hemen kolumdan yakalayıp dengemi sağlamama yardım etti.
"İyi misin?" diye sordu Erva telaşla.
Kendimi gülümsemeye zorladım ama başımdaki ağrıyla biraz zor oldu. "Nasıl gözüküyorum?" dedim alayla.
"Berbat." dedi Baran bana üzgün üzgün bakarken.
"Ee o zaman sormayın." dedim ve yavaşça merdivenleri inmeye başladım.
"O Yiğit mi bir şey yaptı sana?" diye bağırdı Erva arkamdan.
"Sakin ol Erva! O senin komutanın." diye ikaz etti Baran.
"Başlatma Komutanına! Görmüyor musun kızın halini?"
"Yok! O bir şey yapmadı. Tamamen benim salaklığım." diyip merdivenleri inmeye devam ettim.
"Yalan söyleme bana Elif!" diyip kolumdan tuttu Erva. Yavaşça kolumu ondan kurtarıp bıkkın bir sesle konuşmaya devam ettim.
"Erva gerçekten önemli bir şey yok. Klasik karı koca kavgası işte."
"Yoo biz karımla hiç kavga etmeyiz." dedi Baran.
"Ne mutlu size." dedim ve gülümseyip yürümeye devam ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Elif
RandomSınırda görev yapan Gurbetçi bir Doktor'un hayatını değiştiren bir Üsteğmen... Hayat bazen hiç beklemediğin bir anda seni yakandan tutup atar başka bir dünyaya... "Onunla asla evlenmem!", demişti Doktor... ... "Birde Viyanadan gelmiş. Belli oldu bu...