Bölüm 15: Soğuk ve karizmatik

17 11 5
                                    

Volkan, Berk, Sinem, Elif ve Beste... Fotoğraflarda gördüğüm o ünlülere yakışır güzellikteki kız. Beyaz teni, uzun siyah dalgalı saçları ve kusursuz yüzüyle fotoğraflardakinden daha güzel olan Beste...

Güney'in çağrısından sonra benimkiler ve Güney'inkiler hemen yanımıza damlamışlardı. Güney'in arkadaşları zaten ondan ayrılamaz gibi görünüyorlardı o yüzden gelmeleri hiç sorun olmadı. Sinem ve Elif de zaten karantinadan ve aynı dramalardan sıkıldıkları için sıcak yaklaşmışlardı. Artık daha kalabalıktık. Eğlenebilirdik, sohbet edebilirdik, Güney ben hayatında değilken neler yapıyorsa onları yapmaya devam edebilirdi ve hatta hep birlikte Onurcan konusuna çözüm bulabilirdik.

Beste gelir gelmez Güney'in kollarına atlayıp boynuna bir öpücük kondurmuştu. Bu esnada şüpheli gözlerle beni süzmeye başlamıştı bile. Beni tehdit olarak görmesine hiç gerek yoktu ve bu mesajı eninde sonunda almasını sağlayacaktım. Ben Güneylerin aile dostunun kızıydım ve Güney'in bana ilgisi yoktu. Besbelli ki Beste'yle birliktelerdi ve bu kızla yarışmam biraz...şey imkansızdı. Bulunduğu her ortamda herkesi kendisine hayran bırakacak bir enerjisi vardı. O kadar kendinden emindi ki belki de ondan öğrenmemiz gereken çok şey vardı.

"Bu hayatta öğrendiğim bir şey varsa o da önemli o da önemsiz her işe verdiğin emek bir gün karşılığını buluyor," dedi Elif düşünceli bir şekilde. Bir süredir Elif'in yeni hobisi instagram influencerı olmak üzerine konuşuyorduk. "Saçma bir girişim olduğunun farkındayım ama birincisi: ya tutarsa, ikincisi: yapacak daha iyi bir işim var mı sanki," diye devam ederken bir yandan düşünceli bir şekilde çayını karıştırıyordu. Bahçede yere bir şeyler açıp üzerine piknik yaparcasına oturmuştuk. Bunu Covidden önce İzmir'de deniz kenarında ya da parkta yapardık ve çok hoşumuza giderdi. Tabi o zamanlar daha kalabalıktık.

"Bence kaybedecek bir şeyin yok, hiç bir şeyin seni vazgeçirmesine izin verme ve aynen paylaşım yapmaya devam et. En çok neyin izlendiğini ya da beğeni aldığını çözene kadar devam edersin sonra da yolunu bulursun işte," diye onu destekledi Sinem. Akıl küpü bir kızdı o. Çoğu zaman kafamız karışık olduğunda fikir almak için ona danışırdık. Yeri geldiğinde çocuksu bir şekilde eğlenmeyi de bilirdi ama genel anlamda olgunluğu ile hepimizden daha akıllıydı. Çocukken yaşadığı zorlukların onu bu hale getirdiğini tartışmaya gerek bile yoktu.

Üniversiteye başladığım ilk gün tanışmıştım Sinem'le. Güzel desen değil çirkin desen asla değil kendine has bir karizması vardı kesinlikle ve herkesin dikkatini çekmeyi başarıyordu. İlk dönem üç dersimiz ortaktı ve bir şekilde hep yan yana denk geliyorduk. Asla çekinmesi olmadığı için bir gün elinde online bir alışveriş sitesinden bir ayakkabı fotoğrafıyla bana dönüp "sence güzel mi bir saattir karar veremiyorum da" demesiyle tanışmıştık. Ben onun kadar girişken biri asla olamadığım için özgüvenine hayran kalmıştım. İzmir'deki ilk arkadaşımla bir ayakkabı seçiminde böylece tanışmıştık. Asla müsait miyim diye sormaz beni kolumdan tutup parti, sosyal aktive, öğrenci kulüpleri ve diğer pek çok ortamlara bir anda götürürdü. Ona hayır demek pek mümkün olmazdı çünkü Sinem genelde zaten haklı çıkanlardandı. Keşke Deniz konusunda da haklı çıksaydı... Oysa Deniz, Sinem'in tek yanılgısı olabilirdi. İlişkimizi en başından bu yana hep desteklemişti.

Elif'le ise sualtı topluluğunda tanışmıştım. Babam küçüklüğümden beri beni dalışlara götürürdü ama lisansımı hala alamamıştım. Doğal olarak Ege sualtı topluluğu bunun için muazzam bir fırsat olmuştu. Elif oranın kıdemli üyelerinden birinin kız arkadaşıydı. Dolayısıyla topluluğun her aktivitesinde Elif de ekiple birlikte başı çekiyordu. Kulübe ilk girdiğimde beni aralarına almamalarına Elif'in sıcakkanlılığı engel olmuştu. Ege'nin köklü öğrenci toplulukları biraz kendi içine kapanıktı ve yenileri pek sevmezlerdi ama Elif sayesinde hem onların sosyal ortamlarına girmiş hem de brövemi hızlıca almıştım. Sonra Elif erkek arkadaşıyla ayrıldı ve kulüple bağları da oldukça zayıfladı. Bu esnada Sinem, Elif ben ve bahsini dahi açmak istemediğim İrem epey yakın arkadaş olmuştuk. Genelde benim evde kalırdık çünkü kızlar evlerini başka kişilerle paylaşıyorlardı. Özellikle İrem'in ev arkadaşı çok sıkıntılı bir tipti. Sinem'in ev arkadaşı tıpçıydı ve ders çalışması gerektiği zamanlar ona mani olmak istemediğimizden oraya gitmezdik. Elif'in ev arkadaşıysa şey... Eşyalarımızı çalardı. En son Nars allığımı kıza kaptırıp ayıp olmasın diye ağzımı açamamamdan sonra bir daha oraya gitmemeye karar vermiştik. Şanslıydık ki Elif'in eşyalarını çalmıyor yalnızca misafirlerin mallarına göz dikiyordu.

Güney'in MisafiriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin