Merhabalar
Bu benim ilk kitabım umarım başarılı bir kitap olur ve kitabımı seversiniz.
Medya Elina İzgiNabzını kontrol ettiğim cesetin yanından kalktım. Birkaç dakika akan kanı izledim, vicdanım sızlıyor muydu? Hayır, asla. Yine sızlamıyordu. Ne yazık ki alışmıştım, ben bunu yapmak için eğitilmiştim.
Elimdeki silahtan parmak izlerimi sildim, silahı adamın eline silahı sildiğim bezi cebime koydum. İntihar gibi gözüken cinayetim bitmişti. Dışarı çıkıp orman yoluna ilerledim, orman yolunda bıraktığım arabam görüş açıma girmişti. Genellikle oralarda kamera olmazdı. Arabaya bindiğimde telefonum çalmaya başladı.
Telefonu açtım. "Efendim" deyip anahtarı yerine yerleştirdim. Telefondan gelen Deranın sesiydi, meraklı bir şekilde "İşin bitti mi?" diye soruyordu.
"Bitti geliyorum". Bir yandan da arabayla eve doğru gidiyordum.
"Tamam eve gelince konuşalım mı?"
"Olur bir şey mi oldu?" dedim tedirgin bir şekilde.
"Biz iyiyiz merak etme gelince konuşalım, seni bekliyoruz".
"Geliyorum" telefonu kapatırken gaza yüklendim.
Kapının önüne gelip zile bastım. Ilım kapıyı açtı. "Hoşgeldin" dedikten sonra sarılacaktı ki elimi kaldırıp onu durdurdum.
"Dur sarılma, kan var üstümde" durdu, geri çekildi. Onları her zaman korudum izin vermedim kana bulaşmalarına. "Üstümü değiştirip temizleneyim geliyorum" dedim Ilıma tebessüm ederek. Tabi ne kadar temizlenebilirsem.
Odama gittim, duş alıp kıyafetlerimi değiştirdim. Rahat, siyah bir eşofman takımı giyip saçlarımı kurutmadan aşağı indim. Koltuğa oturdum Ilım oturduğu koltuktan kalkıp yanıma geldi, bacaklarıma kafasını koyup yattı. Her görevimden eve gelişimde bunu yapardı iyi hissetmem için.
Nevra "Kızım 19 yaşındasın hâla vazgeçmedin Elinanın bacaklarına uzanmaktan" diyerek dalga geçti.
Ilım "Ben seviyorum dizine yatmayı Elina rahatsız olursa söyler bana kalkarım zaten" diye karşılık verdikten sonra rahatsız olup olmadığımı anlamak için bana baktı, saçlarını okşadım sever saçlarının okşanmasını benim saçlarımla uğraşmayıda çok sever.
"Karışmayın bende seviyorum dizime yatmasını" diyerek nazlandırdım Ilımı.
Diğerlerine döndü "Kapak olsun" dedi ve dil çıkardı.
"Şımarık" dedi Elis gülerek.
"Olsun böyle seviyorsunuz beni" derken siyaha çalan koyu kahverengi saçlarını savurdu Ilım.
"Maalesef ki evet" derken yastığı Ilıma fırlattı Elis. Yastığı Ilıma çarpmadan yakalayıp yanıma koydum.
"Hep Elina sayesinde yırtıyorsun" diye mırıldandı Elis gözlerini kısıp.
Deran araya girip "Elina yeni bir iş var ama seni zorlar gibi".
"Hallederim" dedim kısa kesmeye çalışarak.
"İş veren kişi isimsiz" dediğinde merakım kabardı.
"Nasıl isimsiz?"
"Evet isim söylememiş".
"Öldüreceğim kişi kim?"
"Ajanmış, kolay olmayacak yani"
"Ben yarın araştırırım, şimdi kalkın yatın" dediğim anda Ilımın uyuduğunu fark ettim.
Nevra "Uyandıralım mı?" diye sordu.
"Hayır" kollarımı başının ve bacaklarının altından geçirip kucağıma aldım. "Nevra, Elis kapıları pencereleri kilitleyin" dedikten sonra merdivenlerı çıkıp Ilımın odasına ilerledim. Yavaşça yatağa bırakıp kapıya döndüm. Ilım kıpırdanmaya başladı, arkamı döndüğümde sayıklıyordu, gözlerinden yaş akmaya başlamıştı. Yine o günü hatırlıyordu, yanına geri dönüp yavaşça yanına uzandım. Göz yaşlarını usulca sildim, saçlarını okşadım. Sakinleşmişti, yavaş bir şekilde yanından kalkıp odadan çıktım. Odama gidip yatağıma uzandım, uyuyamayacağımı bilmeme rağmen yine de uyumayı denedim. Her cinayetten sonra uyuyamıyordum, vicdan azabı mı çekiyordum? Hayır. Üzülüyor muydum? Hayır. Ama uyuyamıyordum her cinayette biraz daha fazla mı insanlığımı kaybediyordum?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BÜYÜK TAKİP
Teen FictionNabzını kontrol ettiğim cesetin yanından kalktım. Birkaç dakika akan kanı izledim, vicdanım sızlıyor muydu? Hayır, asla. Yine sızlamıyordu. Ne yazık ki alışmıştım, ben bunu yapmak için eğitilmiştim. Elimdeki silahtan parmak izlerimi sildim, silahı...