Merhaba arkadaşlarr biliyorsunuz ki uzun zamandır bölüm gelmedi bunun sebebi de wattpade giriş yapamamam. Ancak eski haline çevirebildim ve buradayım. Aslında bildiğiniz gibi ben bölümlerimi pazar akşamı atarım ama zaten bölüm çok geç kaldığından dolayı bu bölümü şimdi atma ihtiyacı hissettim.
Hadi bölüme geçelim. LÜTFEN OY VERİP YORUM YAPMAYI UNUTMAYINN.Gelmiyordu eve işte, bir saat yirmi sekiz dakika olmuştu geri gelmemişti Deran.
Telefonumu alıp Kayrayı aradım. Umarım onun yanındadır.
Onu Kayraya emanet etmiştim. İçim bu yüzden bir nebze rahattı. Tek başına olmasındansa Kayrayla olması daha iyiydi.
Ama beklerken ne oturabilmiş ne bir şey yiyebilmiştim. Duruyu yatırmıştım ama diğer herkes salonda benimle duruyordu.
"Kahretsin ya, yapmayacaktım. Atmayacaktım o tokadı" derken saçlarımı geriye attım, kafamı ellerimin arasına alıp şakaklarımı çekiştirdim.
Elis "haklıydın Elina, haketti. O cümleleri kurmaması gerekiyordu" derken yüzünde mimik oynatmadı.
"Evet haksızdı ama vurmamam gerekiyordu Elis. Ben bu zamana kadar hiçbirinize el bile kaldırmadım. Bana ne oldu bilmiyorum".
Alkın oturduğu koltuktan konuşmaya başladı. "Çünkü yorgundun. Yağız' ı kurtarmak için çok çabaladın. Sonra Duru ve Yağız' a karşı kendini suçlu hissedip kendini yiyip bitirdin. Daha sonra Deran' ın başı dertte olduğu için bütün yorgunluk ve üzüntünü bir kenara bırakıp onu kurtarmaya gittin. Ardından da Deran' ın bu sözleri senin patlama anındı. Suçlu olan sen değilsin, senin yaşadıkların" derken sadece gözlerimin içine baktı. Alkın beni gerçekten anlıyordu.
"Bunların hiçbiri bir bahane değil. Kendime hakim olmalıydım. Yaşadıklarımı ben hiçbir zaman kızlara yansıtmadım. Yine öyle davranmalıydım".
Dayanamayıp masanın üzerindeki telefona uzandım. Rehberden Kayranın numarasını bulup aradım.
On iki saniye sonra telefon açıldı.
Hemen konuşmaya başladım. "Kayra, nerdesiniz? Deran yanında değil mi? Nasıl, iyi mi?"
Kayra "yanımda, iyi merak etme" dediğinde derin bir nefes verdim.
Kendimden beklemediğim bir şekilde Kayraya güvendim. Gerçi başka çarem yoktu zaten.
"Kayra?"
"Dinliyorum Elina" dedi merakla.
"Deran bir süre benim yanıma gelmez. O sana emanet".
"Merak etme, bana emanet"
"Teşekkür ederim"
"Eyvallah" dediğinde telefonu kapattım.
En azından iyi olduğunu biliyordum. Bu bile şu an yeterdi bana.
Alkın "tamam şimdi herkes yatağına gidiyor. Geç oldu, yatın hadi" derken herkese tavuk kışkışlaması yapıyordu.
Nevra bu harekete kendini tutamayıp güldü. "Tamam babacığım, gidip yatıyoruz" diye alaya aldı.
Alkın da devam ettirdi. "Hadi kızım, yok mu yarın okulunuz, işiniz gücünüz? Yatın hadi".
Nevra bir kaç saniyeliğine duraksadı ve ardından gülümseyip koltuktan kalktı.
Benim yaralı kızım...
Diğerleri de salondan çıkıp gittiğinde Alkınla başbaşa kaldık.
"Siz niye kalkmadınız bayım" diyerek bende alay ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BÜYÜK TAKİP
Novela JuvenilNabzını kontrol ettiğim cesetin yanından kalktım. Birkaç dakika akan kanı izledim, vicdanım sızlıyor muydu? Hayır, asla. Yine sızlamıyordu. Ne yazık ki alışmıştım, ben bunu yapmak için eğitilmiştim. Elimdeki silahtan parmak izlerimi sildim, silahı...