Merhabaalar, yeni bir bölümle geldim. Sizi bekletiyorum ama değdiğine inanarak uzun bir bölüm bırakıyorum buraya. Bu kadar neşeli bir girişle uyuşmayan bir bölüm ama neyse. LÜTFENN OY VERMEYİ ve yorumlarınızı benimle paylaşmayı unutmayınn. Yorumlarınız merakla bekliyorum
Uzatmadan bölüme geçelim.Kapıyı açmamla gördüğüm şey içimi korku kaplamasına neden olmuştu.
Kapının karşısında bir yatak ve yatağın üzerinde hareketsiz yatan bir çocuk, çocuğun bize arkası dönüktü.
Ne olur tahmin ettiğim şey olmasın, ben bunu Duruya açıklayamam. Ne olur olmasın.
Koşarak yatağın yanına gelip çocuğun suratına baktım. Çocuğun rengi çok soluktu, ruh gibiydi. Nefesimi tutup parmaklarına baktım, bir parmağı yoktu. Yağız...
"Hayır, hayır, hayır!" diye bağırdım.
Alkın şok olmuş bir şekilde bakıyordu.
Öldüğüne emindim ama yine de bir umut nabzına baktım.
Tahmin ettiğim gibiydi. Nabız yoktu...
Dizlerimin üzerine çöküp Yağız' ın suratına baktım. Ellerim uyuşmaya başlamıştı. Şu an burada kafama sıkmak istedim.
Ben Duru' ya söz vermiştim. Ben ona kardeşini getirecektim.
Alkın' ın omzuma dokunmasıyla kafamı yavaşça ona çevirdim.
Teselli etmek istiyordu ama ağzından bir laf çıkamıyordu. Benimde öyleydi.
Burada kendimi kaybedemezdim, burada olmazdı.
"Alkın ne yapmalıyım?" diye sordum fısıldar gibi.
Alkın benim gibi dizlerinin üzerine çöküp "bence kardeşini son kez görmeli" deyince gözlerimi yenilgiyle kapadım.
O itin 'her zaman istediğini alamazsın' lafı beynimde yankılandı.
Evet, bu gün ben kaybettim. Bu gün ben yenildim, bu gün ben bittim.
Yağız' ı yavaşça kucağıma aldım ve ayağa kalktım. Alkın arkamdan geliyordu.
Yağız kucağımda dışarı çıktık, cesetlerin arasından geçip arabalara doğru yürümeye başladık.
Alkın bana bakıp "istersen ben taşıyayım, kötü görünüyorsun" dediğinde kafamı yavaşça iki yana salladım.
"İlk defa kucağımda bir ölü taşımıyorum" kalbimde bir ağrı hissettim.
Alkın kafasını yavaşça sallayıp, önüne döndü.
Arabalara ulaştığımızda Alkın kendi arabasına bindi. Ben de Yağız' ı arka koltuğa yatırıp sürücü koltuğuna geçtim.
~
Yol boyu Duru' ya ne söyleyeceğim? Yüzüne nasıl bakacağım? diye düşündüm.
Evin önüne geldiğimizde arabaları durdurup arabadan indik. Yağız' ı arka koltuktan kucağıma aldım. Derin bir nefes alıp evin kapısına yürüdüm. Önden Alkın ilerliyordu.
Biz kapının önüne geldiğimizde daha zile basmadan kapı büyük bir heyecanla açıldı.
Ben Alkın' ın arkasındaydım.Duru "sonunda geldiniz, nerede kardeşim?" diye adeta gözlerinin içi gülerek, heyecanla konuştu. Diğerleri de Duru' nun arkasında gülümseyerek bakıyorlardı.
Alkın yavaşça sağa çekildiğinde ben ve kucağımdaki Yağız herkesin görüş açısındaydık.
Duru' nun sesindeki heyecan gitmişti ama hâla umudu vardı. "Uyuyor mu?" diye sordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BÜYÜK TAKİP
Teen FictionNabzını kontrol ettiğim cesetin yanından kalktım. Birkaç dakika akan kanı izledim, vicdanım sızlıyor muydu? Hayır, asla. Yine sızlamıyordu. Ne yazık ki alışmıştım, ben bunu yapmak için eğitilmiştim. Elimdeki silahtan parmak izlerimi sildim, silahı...